14 Eylül 2009 Pazartesi

Rüştü'nün Barcelona Kariyeri Üzerine

Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Kupaları bir futbolcunun kendini dış dünyaya karşı göstermesi için önemli kulvarlar ama Milli Takım düzeyinde Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında gösterilen performanslar daha önemli kulvarlar gibi duruyor. Bu şampiyonalarda gösterilen ani çıkışlar sayesinde Dünya üzerinde birçok transfer gerçekleşiyor. Rüştü Reçber'in de Barcelona'ya transferi bir bakıma böyle olmuştu. 9 sezonda birçok maça çıkmıştır ve Fenerbahçe tarihinde en çok forma giyen kaleci olmuştur. Rüştü Türkiye'de ve Milli Takım'da kendisini göstermesine rağmen Fenerbahçe'nin Avrupa arenasında kendisini fazla gösterememesi yüzünden aslında daha önce gerçekleşmesi gereken bu transferi gerçekleşmemiştir. 96 Avrupa Şampiyonasına katıldığımızda bütün futbolcularımız çok tecrübesizdi, 2000 Avrupa Şampiyonasında bir bakıma kendimizi ifade ettik ama 2002 Dünya Kupası'nda gelen üçüncülükle çoğu futbolcumuz yıldızını oldukça parlatmıştır. Yıldızını parlatan futbolcuların başında da kalecimiz Rüştü Reçber gelmekteydi. Turnuvada Oliver Kahn'ın ardından en iyi kaleci seçilmişti.

Rüştü 2002 Dünya Kupası'nda harikalar yarattıktan sonra Laporta ile anlaşmış ve Laporta başkan seçilmesinin ardından Rüştü'yü Barcelona'ya transfer etmiştir. Laporta o sene seçim vaadleri arasında Ronaldinho, Beckham ve Rüştü'yü sayıyordu. Bir futbolcumuzun Barcelona gibi bir kulüpte seçim yatırımı olarak lanse edilmesi bile büyük olay. Rüştü Barcelona'ya transfer olmasının ardından Rijkaard yabancı kontenjanı gereği Rüştü'yü yedek bırakmıştı. Rüştü Barcelona'da şans bulduğu zamanlarda da hatalı goller yiyince Avrupa defterini bir anda kapattı. Fenerbahçe'ye tekrar dönmeyi kabul ederek kiralık olarak Fenerbahçe'ye geldi. Aslında Barcelona ile 5 yıllık bir sözleşme imzalamıştı yani Barcelona onunla uzun bir döneme girmek istiyordu. Laporta'nın planları bu yöndeydi ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Rüştü Barcelona günleri hakkında şunları söylüyor:

''İlk olarak şunu söylemem gerek bir hoca oyuncusunu rezil de eder vezir de. Rijkaard ile o dönemdeki diyaloglarımın iyi olmamasını hâlâ çözemedim. Acaba beni başkan aldığı için mi, Türk olmam nedeniyle mi yoksa kontenjan sorunu mu oldu hâlâ bilmiyorum. Bu soru işaretlerine yanıt bulamadım. Kontenjan mazeretine inanmadım. Sonra hoca ‘dil bilmiyor’ dedi. Ben hızlandırılmış kurslara gittim, öğrendim. Bunlar hep bahaneydi. Ayrıca yüzüme karşı ‘Seni oynatmayacağım’ dedi. Açık sözlü olması güzeldi. Bana göre Rijkaard ön yargılı davrandı. Başkan Laporta ilk geldiğimde bana Hiddink veya Koeman ikilisinden biriyle çalışacağını söyledi. Hatta onlara beni bile söylemiş onay almıştı. Yani iki isimden biri gelseydi, ben belki de hala Barcelona’daydım. Kader işte''

Şimdilerde İspanya'da Türk futbolcular artık AB statüsünde sayılıyor. O yıllarda Nihat Kahveci'de İspanya'daydı ve yabancı futbolcu kontenjanına giriyordu. Ama bir sezon sonra mahkeme kararı ile bu futbolcular için AB statüsü çıkartılabiliyordu. Rüştü'de Fenerbahçe'ye bir sezon için kiralık geldiğinde aslında kafasında geri dönmek vardı ama olmadı. Rüştü'nün ben çabuk pes ettiğini düşünüyorum. Barcelona olmasa bile herhangi bir Avrupa takımında rahatlıkla oynayabilecek bir kaleciydi. O zamanlarda da piyasası oldukça yüksek olduğu için transferini gerçekleştirebilirdi ama o Türkiye'ye dönmeyi tercih etti. Türkiye'ye döndü de önce Fenerbahçe'de formayı kaptırdı hatta 3. kaleciliğe kadar düştü, şimdilerde ise Beşiktaş'ta forma giyiyor. Rüştü bir Türk futbolcusunun ulaşabileceği en yüksek mevkiye ulaşmıştır ama bunun sonuna kadar gitmemiştir. Victor Valdes Rüştü'den çok mu iyi kaleciydi tabi ki hayır ama o zamanlarda Türk olmanın zorluklarını Rüştü çok fazla yaşadı. Barcelona onun kariyeri için şanssızlıklarla dolu oldu. Dediği gibi belki Hiddink veya Koeman takımda olsaydı Rüştü belki hala Barcelona forması giyiyordu. Ben bu yazıyı yazmak istedim çünkü Rüştü'nün dün yediği iki golden sonra üzerine çok fazla gidildi. Tamam hatalı goller yedi belki de takımın kaderiyle oynadı ama bu takım geçtiğimiz sezon şampiyon olurkende Rüştü'nün payı çok büyüktü. Bizler bir maçla böylesine büyük efsaneleri tahtından indirmeyi çok seviyoruz. Rüştü sakatlıktan çıktı ve bana sorarsanız tam hazır değildi. Hakan Arıkan'da 4 haftadır iyi performans sergiliyordu acaba neden onunla devam edilmedi ve Rüştü ateşe atıldı. Bu işlerin altından her zaman Mustafa Denizli çıkıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir