4 Ekim 2009 Pazar

Sinemaskop {Güz Sancısı}

Bu haftaki sinema kuşağımızda bir tarih filmi olan Güz Sancısı'nı işleyeceğiz. 2008 yapımı olan film 23 Ocak 2009'da gösterime girdi. Ben filmi yazmaya karar verdim ve dün izleme fırsatı buldum. Biraz bölünerekte olsa izlemeyi başardım. Bir erkeğin kendisine biçilen hayatı yaşamak mecburiyetinde hissetmesini, aklı ile hayalleri arasında gidip gelirken yaşadığı bocalamayı ve özellikle 1955 yılında gerilen Türk-Yunan ilişkilerini çok başarılı bir dille anlatan filmin yazarı Tomris Giritlioğlu. Peki biz Tomris Giritlioğlu ismini nereden anımsıyoruz? Daha önce dönem dizileri olan Çemberimde Gül Oya ile Hatırla Sevgili, Suyun Öte Yanı ve Salkım Hanım'ın Taneleri'nden hatırlıyoruz tabi. Çemberimde Gül Oya ile Hatırla Sevgili inanılmaz kitlelere nüfuz etmiş. Benimde bizzat çok beğendiğim projeler olmuştu zaten. Sinema kariyerindeki tematik üçleme olarak nitelendirilen serinin ilk iki filmi Suyun Öte Yanı ve Salkım Hanım'ın Taneleri'ydi. Bu serinin son bölümü ise Güz Sancısı ile yapıldı diyebiliriz.

C Yapım ve Film'in yapımcılığını üstlendiği Güz Sancısı filminin başrollerini Murat Yıldırım, Beren Saat, Okan Yalabık, Belçim Bilgin Erdoğan, İlker Aksum, Hüseyin Avni Danyal, Umut Kurt, Avni Yalçın, Tuncel Kurtiz ve Zeliha Berksoy paylaşıyor. Senaryosunu Etyen Mahçupyan ve Nilgün Öneş'in yazdığı film, Yılmaz Karakoyunlu'nun aynı adlı eserinden senaryolaştırıldı. Bu eser, 1992 yılında Türkiye Yazarlar Derneği Roman Ödülünün de sahibidir aynı zamanda. Filmle ilgili genel bilgileri verdikten sonra filmin konusunu ekleyelim;


1955 yılı güz mevsimine doğru yol alırken, Beyoğlu'nun ışıltılı güzelliğinin üstüne Türkiye'nin gerginleşen siyasi ortamının gölgeleri düşmeye başlamıştır. Antakya'daki güçlü nüfuzu yüzünden DP'nin yakından ilgilendiği, babasının tek oğlu olan Behçet, İstanbul'da Hukuk Fakültesi'nde asistanlık yaparken, yetiştiriliş tarzı ve babasının etkili kimliğinin gölgesinde marjinal düşüncelere doğru sürüklenmektedir.
Behçet'i sürüklendiği yolda tökezleten tek şey, oturduğu dairenin karşısındaki bir başka dairenin penceresinde gizlice izlediği kadın olacaktır. Behçet tarafından izlendiğini bilen bu kadın Elena'dır. Elena, Beyoğlu'nun kozmopolit güzelliğini oluşturan eşsiz parçalardan biridir. Genç kadın, kendisi de eski bir fahişe olan babaannesi tarafından, üst düzey bürokratlara sunulan bir fahişedir. Babaanne ile torun arasında, yaşadıkları toplumda gayrimüslim olmanın getirdiği dayanışmanın ötesinde, gizemli bir bağımlılık ilişkisi vardır.

Gayrimüslimleri taraf olarak belirleyen ve günden güne coşan siyasi dalgaların ortasında, Elena ile Behçet arasındaki karşı konulmaz aşk, kendini savunmaya çalışmaktadır. İki genç, aşkın topraklarında 'aynı', yaşadıkları ülkenin topraklarında 'farklı' taraflardadırlar. Behçet, militan bir kalemin günbegün koyulaşan renklerle çizdiği politik çizgide yürürken; attığı her adım onu, düşman uyruğundaki Elena'dan, yani aşktan biraz daha uzaklaştırmaktadır. Elena ise, babaannesinin ona biçtiği, çıkışı olmayan yazgının duvarlarını Behçet'e duyduğu aşkla zorlarken, başka bir çıkışsız yazgının; sevgilisini teslim alan marjinal siyasetin duvarlarına çarpacaktır..


Ülke savunması dışındaki savaşlar bana hep saçma, lüzumsuz ve hunharca gelmiştir kendimi bildim bileli. Çünkü siyasilerin aralarında çözemedikleri krizlerin kurbanları suçsuz askerler, kadınlar ve çocuklar olmuştur daima. Bu filmde de bahsettiğim konu mevcut. Kıbrıs meselesinin halkı kışkırtmakta kullanılması, İstanbul'lu Rum'lara yapılan saldırılar ve eziyetler, üst düzey yöneticilerden fikri sabit olanlarının gözlerini kırpmadan ılımlı yöneticileri öldürebilmesi çarpıcı bir dille anlatılmış filmde. Başrol oyuncularından ziyade Okan Yalabık ve İlker Aksum'un müthiş performansını gördüğümü söyleyebilirim. Bazı yerlerinde filmin ilerlemesi yavaş olsa da genel olarak sürükleyici bir hikaye ve seyir zevki olan bir film olmuş. Lisedeyken tarihten hiç haz etmeyen ben, tarihi ders psikolojisinden kurtardıktan sonra çok sevmiş, dönem dizilerin, filmlerini ve kitaplarını takip eder olmuştum. Güz Sancısı için gözümü kırpmadan son keşfim diyebilirim. Hâlâ izlemediyseniz izlemenizi öneririm. Herkese şimdiden iyi seyirler..

Filmin Fragmanı;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir