22 Ekim 2012 Pazartesi

Biraz Erken Oldu Ama, Ya Tamam Ya Devam


 Türkiye'nin Romanya karşısında uğradığı hezimet daha taze ama Cluj'le de Romanya Milli Takım'ını ayn kefeye koymak imkansız. O Romanya'da Cluj'den herhangi bir futbolcu yoktu kadroda ve Cluj'e baktığımızda da yabancı ağırlıklı bir takım ama yükselen bir ekolden bahsediyoruz. Romanya futbolu hem Milli hem de kulüpler bazında bir yükseliş içerisinde ve Cluj de bir süredir bu bayrağı taşıyan takımlardan.

Gruplar belli olduğunda bazı şeyleri kesin gibi gördük. Galatasaray bu gruptan 2. olarak rahatlıkla çıkar dedik mesela ama unuttuğumuz bir şey vardı. Bu takımın eskiden bir Avrupa geleneği vardı, şimdilerde o geleneğin ortalarda olmadığını görüyoruz ve yeni yeni bu gelenek kazanılmaya çalışılıyor. Her zaman iddiası en üst seviyede olur dediğimiz Fatih Terim bile zamanla bunu kazanacağımızı söyledi ve Galatasaray adına bu sezon geçiş dönemi aslında. Ama çekilen kura bir anda çıtayı zirveye çıkarmıştı.

Oysa atladığımız detay Braga'nın veya Cluj'un uzun zamandır Avrupa arenasında Galatasaray'dan hatta Türk takımlarından daha üst bir noktada olduğuydu.

Şöyle bir durum var yani, Avrupa'da en son gol atan Galatasaraylı futbolcu Aydın Yılmaz. O golü de son dakikada yediğimiz golle elendiğimiz Karpaty maçında atmış. O zaman takımın başında Rijkaard vardı ve o maçın üzerinden bin sene geçtiğini görüyoruz.

Cluj karşısında da ne yaparız sorusuna şimdiden cevap vermek zor. Braga maçında bu hataya düştük ve Braga kendi futbolunu Galatasaray'a en güzel şekilde göstererek deplasmandan hayati bir 3 puan çıkardı, kendi sahasında aldığı Cluj mağlubiyetini unuttu bir anda.

Galatasaray adına olmazsa olmaz bir maç. Puan kaybı durumunda Avrupa defteri tamamen kapanıyor. Ama üç puan alınması durumunda da her şey yeniden başlıyor bir bakıma. Manchester United'ın da Braga karşısında alacağı olası üç puanla birlikte de bir anda puanlar 3-3-3 oluyor ve herkesin şansı eşit bir bakıma. Galatasaray'ın tek şanssızlığı Cluj ve Braga ile deplasmanda oynayacağı maç olabilir ama ben deplasmanların da farklı bir tablo doğuracağını düşünmüyorum. Hele ki Braga karşısında. Braga deplasmanlarda çok daha iyi bir takım ve Avrupa arenasında kendi sahalarında aynı görüntüleri yok.

Galatasaray savunması alarm veriyor, rakibin kim olduğu önemli değil. Her rakip çok basit goller bulabiliyor Galatasaray karşısında. Bunun da nedeni formsuz futbolcular ve onların bozduğu takım savunması. Semih Kaya ve Dany tandemine yükleniyoruz ve ihaleyi de istatistik üzerinden Muslera'ya bırakıyoruz ama beklerin formsuz olduğunu söyleyelim, etkisizler ve tabii ki Melo faktörü. Fatih Terim'den bu konuda bir sürpriz bekliyorum aslında. Formasyon değişmez ama farklı oyuncu tercihleri beni hiç de şaşırtmayacaktır.

Sakatlıklar da var tabii. Hamit Altıntop ve Semih Kaya'nın idmanlara çıkmadığı söyleniyor, Selçuk İnan'ın da durumu belirsiz. Cluj de aynı sakatlık derdinden çeken bir takım ama Galatasaray'ın bu konuda sıkıntıları çok daha büyük.

Gençlerbirliği maçının ikinci yarısı bizlere şunu gösterdi, Elmander ve Umut Bulut bu maça 11'de başlar. Hatta Riera tercihini de bekliyorum ben, üstelik bek değil sol açık olarak. Muslera, Eboue, Semih Kaya, Dany, Hakan Balta, Melo, Selçuk İnan, Riera, Emre Çolak, Umut Bulut ve Elmander 11'i beklentim var ama farklı sürprizler bekliyorum, Fatih Terim bu kötü gidişat sonrasında takımı farklı bir noktaya getirebilir.

Kazanmak zorundayız ve kazanmak adına da öncelikle savunmada basit hata yapmamak zorundayız. Zor bir maç olacak, asla kolay diyemeyiz. Ama alınacak bir galibiyetin de bizi Şampiyonlar Ligi'nde farklı bir noktaya getireceğini belirtelim. Hatta iyi bir futbol takımın moralini de üst noktaya getirir. Hakkımızda hayırlısı...

2 yorum:

  1. emre çolak hariç okey. onun yerine bir engin süprizi gelebilir. bence gelmeli.
    hamit, emre, amrabat, burak takımın el freni gibi. eğer yedeği olsa melo bile yedek bırakılsa yeridir ama ha oynadı ha oynayacak umudu ile olaya bakıyoruz hep.
    bence bu maç melo dahil birçok oyuncu için son şans. şu maçtan istenilen sonuç gelmezse en az 5-6 oyuncu yedeğe çekilir. ayrıca sistem üzerinde de ciddi tartışmalar başlayabilir.

    zira kapalı savunma açmak için ya topu hızlı gezdirip rakipte gedik arayacaksın ya da topla birlikte dikine delici şekilde adam eksilterek katedeceksin ve yine boşlul bulacaksın. ilkini yapmak için epey zaman, kadro istikrarı ve çok antreman/maç lazım. Galatasaray henüz yerleşik defansa karşı hızlı ve tek top oynayacak futbola ulaşamadı.

    ama çalım atmayı bilen, driplingi iyi topçularla bu tarz maçları çevirmek mümkün. mesel amrabat onlardan biri ama bir türlü ısınamadı. engini bu kadar aramamızın sebebi biraz da bu. zaman zaman melo da topla dikine gidip ikiye bir yapıp oraları karıştırıyordu. o da güçsüz. böyle olunca işimiz kenar bir orta veya duran bir topa kalıyor. bir de bence şut denemek lazım. selçuk, hamit, elmander, umut bunların kesin gördükleri yerden vurmaları lazım.

    Galatasaraya hala bir değişim ve dönüşüm içinde. takıma net ve iyi bir golcü, net bir sol bek, iyi bir stoper daha zamanla katılacak. ama sistemin oturması ise yıllar alabilir. Kısa vadede Kaka veya Diego gibi adamlar şu tip maçlarda çok iş yapardı aslında. En azından kilidi açarlardı. Ama onları da nedense hoca istemedi. Bence hoca Hagi ile yaptıklarını unutuyor. Kaka, Ronaldinho, Diego gibi adamlar için her zaman takım içinde bir yer vardır.

    YanıtlaSil
  2. @zachpaulsen

    aynen katılıyorum dediklerine..

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir