21 Kasım 2012 Çarşamba

Galatasaray 1-0 Manchester United, Melo Galatasaray'da


Burak Yılmaz'ın oynadığı 5 maçta attığı 5. Şampiyonlar Ligi golü oldu bu. Jardel performansıdır bu ve çok uzun zamandır da şahit olmadığımız bir durum. Seviyeyi tartışırız, etkisini ya da yapacaklarını ama gol atan bir ayağımız var ve Şampiyonlar Ligi'nin de en can alıcı noktasında bu gol ayağını yarattık.

Daha büyük sevincim ise Felipe Melo. Maç öncesinde twitter'da yaptığım bir yorumda, bu maçın Melo'nun maçı olacağını ve artık mezarından kalkacağını söylemiştim. Belki hissiyattı bu daha çok ama bu gelişim bir noktada sağlanacaktı. Melo'nun kazanılması şart, sistemin dengesi açısından. 4-4-2'yi olumlu kullanmak istiyorsak Melo forma girmeli ve özellikle defansif ama hücum anlamında da daha organize bir noktaya yaklaşmak zorundaydık.

Devamı nasıl olacak, istikrar gelecek mi göreceğiz ama bu maçla itibaren Melo Galatasaray'da gibisinden bir başlık atmak mümkün.

Lig performansı ile Şampiyonlar Ligi performansı birbirine çok zıt Galatasaray'ın. Tempo bir alışkanlık, sistemin olmazsa olmazı ama önce Şampiyonlar Ligi diyerek lig maçlarında tempo düşüyor, oyun daha kontrol boyutunda ilerliyor ve hücumda kapanan savunmalar karşısında etkili olamayan, kontrol derken de defansta çok basit hatalar yapan bir Galatasaray izliyoruz.

Kontrol futbolu bu takımın işi değil, bu çok net. 1-0 öne geçince de kapanamıyorsun, yine hücum diyorsun ve Fatih Terim'in değişmeyecek felsefesi bu. Manchester United'e karşı da 1-0 öne geçmesine rağmen temposundan ödün vermedi Galatasaray. Elmander & Engin Baytar değişikliğiyle orta sahada daha kalabalık olmak, takımın seri hareketini arttırmak istedi ve bunda da başarılı oldu.

Melo'nun performansı gerçekten önemli. Özellikle de olayın defans kısmında Galatasaray'a sağlam bir nefes aldıran performanstı bu. Manchester United yedekleriyle de hareketli ve hızlı bir takım. Hız karşısında da Dany ve Semih Kaya ideal bir ikili olabiliyor ve bir de bunun yanına Melo'nun defansif aksiyonunu ekleyip gol yemeyen bir Galatasaray ortaya çıkıyor. Üstelik böyle bir tempoya rağmen. Bu sezon pek alışık olmadığımız bir durum ama tam da maçında bunu başardık.

Riera'nın gelişimi de mühim. 30 yaşında bir adam gelişir mi demeyin, gelişiyor. Benitez'in ondan sol bek yaratamadığını biliyoruz ama Fatih Terim bunu başarabiliyor. Riera da bunun üzerine gidiyor. Maçın adamı demek bile mümkün. Karşısında oynayan isim Welbeck ve belki de bu yedek kadronun en as oyuncusu. Çok önemli bir sınavdı Riera adına ve Riera hem savunma hem de hücum kısmında işin bu sınavı iyi verdi.

Üzerine gitmemiz gereken şeyler de var tabii. Amrabat mesela, üzerine gitmeliyiz bu adamın. Sol ayak sıfır ve bu kadar teknik bir oyuncuda sol ayağın hiç olmaması büyük handikap ama onun temposu, Emre Çolak'ın çok önünde. Galatasaray'ın belki de tek yanlışı Emre Çolak'ı oyuna sokmak oldu, sol kanatın canlılığı bir anda öldü ve son 5 dakikada fazlasıyla geride kaldığımızı düşünüyorum.

Manchester United'ın yedek kadroyla oynaması falan bizi ilgilendirmeyen durumlar. As kadroya karşı da 3 puan, yedek kadrosunu yensen de 3 puan kazanıyordun ve burada amaç Manchester United'ı yenmekti ve bunu da başardık.

Şimdi ipler elimizde ve son sözümüzü söylediğimizi düşünüyorum. Şubat ayında Şampiyonlar Ligi günleri ışıl ışıl parlıyor, en kötü ihtimalle bile Avrupa'da yolumuza devam ediyoruz. Temennim ise umarım bu maç yeni bir başlangıç olur ve istikrarsız görüntünün yerini görmek istediğimiz Galatasaray alır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir