18 Kasım 2012 Pazar

Modamız, Üçlü Orta Saha

Beşiktaş son haftaların konuşulan takımı. Oynuyorlar, oynatıyorlar ve kaliteli maçlar izliyoruz. Futbol adına müthiş doğrular mı yapıyorlar, buna cevap hayır ama mevcut şartlar içerisinde de en iyisini çıkarmaya çalıştıkları bariz. Bu tip takımlar kaybetse bile alkış alır, bu da mühim olan. Uzun vadede bu futbolla nerede olurlar bunu şimdiden kestiremeyiz ama Beşiktaş'ın her maçını izlemekte yarar var.

Bu futbolun da ortaya çıkmasında Fernandes, Oğuzhan Özyakup ve Necip Uysal'ın payı büyük. Oğuzhan Özyakup'u kazanıp, bu üçlüyü yarattıktan sonra Beşiktaş'ın bir vites daha yükseldiğini düşünüyorum. Genç, tempolu ve pas oyunuyla yatıp kalkan bir orta saha. Fernandes gibi de bir futbolcunun varlığıyla birlikte de geldikleri seviye çok farklı olabiliyor.

Üçlü orta sahalar bu ara moda aslında. Beşiktaş'ın yakaladığı bu üçlü orta saha {eğer koruyabilirlerse} uzun vadede çok önemli yerlere getirecektir, hatta çoğumuz da bu seviyeyi tahmin edemiyorduk aslında. Fernandes neyse ama Oğuzhan Özyakup'un ilk sezonunda göstereceği bu form, Necip Uysal'ın uzun süredir forma şansı bulmasına rağmen yerinde sayması ama bu sezon yükselmesi beklenmeyen ama şaşırtmayan unsurlar. O potansiyel fazlasıyla vardı çünkü, sadece bu kadar erken beklemiyorduk.

Üçlü orta saha demişken, Fenerbahçe'nin Alex'den sonra yarattığı üçlü orta saha da hiç fena değil. Meireles gibi bir faktör var orada da, Fenerbahçe'nin seviyesini yükselten. Alex'ten sonrasına ve Meireles'in bir dönem yaşadığı sakatlık sonrasında Fenerbahçe'nin konumuna bakarak bunu söylebiliriz.

Meireles, Cristian ve Mehmet Topal'lı bir hat var orada da. Cristian'ı tartışabiliriz ama o da önemli bir yetenek ve istikrar sorununu aştığında can yaktığı anlar fazlasıyla oluyor. Mehmet Topal ise görev adamı, işini yapıyor ve Meireles bu orta sahanın zirve noktası.

Bursaspor ya da. Onların da son haftalarda yukarı sıralara doğru bir ivmesi var ve bu ivmenin de temel taşı Batalla, Bellushi ve N'diaye orta sahası. Batalla gibi yaratıcı bir oyuncuya sahipler, Bellushi de oyunun iki tarafında çok önemli bir silah ve N'diaye de geçen sezonun da üzerine koymuş durumda.

Her üç takımda hücumda Almeida, Sow ve forma girmesi durumunda Pinto gibi isimleri yakalayınca gol olayını da bir şekilde aşıyorlar ve kazandıkları, alkış aldıkları maçlarda da bu özellikleri görüyoruz.



Galatasaray ise son 7 haftada sadece 2 galibiyet almasına rağmen hala lider. Biraz da espiriyle karışık, Galatasaray'ı kendi değil ama rakipleri şampiyon yapacak diye bir yorum yaptım twitter'da. Durum bu çünkü, istikrar yakalayabilen bir takım yok, herkes herkese kaybedebiliyor ve 2 maç üst üste kazabilen takımın bir anda sivrildiği bir lig yaşıyoruz.

Galatasaray'ın geçen sezon en önemli artısı, Selçuk İnan ve Melo'ydu. Bu yorum artık bir klişe ama yine de yapmak lazım. Yukarıda bahsettiğim üçlü orta sahaların getirisini iki futbolcuyla yapabiliyordu Galatasaray. Selçuk İnan kariyer sezonunu yaşadı, Melo da istatistik anlamda zirve sezonunu yaşadı ama kalite anlamında bakarsak Juventus'a transfer olduğu sezonu hatırladı aslında. Gol ve asist yükü bu iki futbolcunun üzerindeydi ve başarının da temel sırrı buradaydı.

Bu sezon ise Melo'yu bıraktığımız gibi bulamadığımız bir sezon. Melo'nun düşüşü de Selçuk İnan'ı otomatik olarak bozan bir durum. Atılan gollere, yapılan asistlere fazla takılmıyorum, çünkü bu sezon Galatasaray'ın gollerini forvetleri atıyor ve bu da sezon başında tasarlanan bir durumdu aslında. Hele ki Burak Yılmaz transferi ile birlikte.

Ama ikili orta saha iş görmüyor, sıkıntı yaşıyor. Geçen sezon gösterdiği tempo her maç ortaya çıkmıyor, özellikle de Melo'nun oynadığı maçlarda. Selçuk İnan ve Melo orta sahasını kullandığımızda Melo'nun bu formsuz yapısı onu hem savunmada hem de hücumda kitleyen unsur. Selçuk İnan da geriyi düşündüğünde hücumda kafayı kaldırma imkanı doğmuyor {Kayserispor maçında hücumda kafasını kaldırdığında gösterdiği etkiyi hatırlayın} ve bu durumda da Galatasaray hücumlarının verimliliği, organizasyon gücü tartışma konusu.

Selçuk İnan ve Yekta Kurtuluş bir arada oynadığında ise Yekta Kurtuluş'un enerjisi ve temposuyla birlikte Galatasaray orta sahası daha rahat nefes alabiliyor ama Yekta Kurtuluş ne kadar iyi bir isim olursa olsun göreceği zirve noktası ile Melo'nun geçen sezonu arasında fark olacaktır ve bu da Melo'nun mutlaka kazanılması gerektiği sonucunu doğuran şey.

4-4-2 bu yüzden duraksadı Galatasaray'da. Geçen sezon harikalar yaratan 4-4-2'yi, kağıt üzerinde bakınca yaptığımız transferlerle birlikte daha da güçlendirdik gibi görünüyor ama formsuz, sakat ve hala uyum sağlayamamış isimler yüzünden istediğimiz gibi yürütemiyoruz ve bu da formasyon üzerinden tartışmaları beraberinde getiriyor.

İstikrar önemli, iyiyi bulduğunda onun üzerine devam etmek ama mevcut şartlarda 4-3-3 Galatasaray'da nasıl olur diye düşünmeden edemiyorum. 4-3-3 dendiğinde Galatasaray'ın büyük beklenti duyduğu ama büyük acılar çektiği zamanlar var aslında. Rijkaard'la birlikte 4-3-3 masallarını çok söyledik, istediğimizi alamadık. Geçmişin konusu olduğundan ve üzerinde çok konuştuğumuzdan yeniden deşmiyorum o yaraları.

Hamit Altıntop'un bu sezon en iyi oynadığı maçlara baktığımda, sağ kanattan öte biraz daha orta sahaya kaydığı maçları görüyorum. Ortadan geldiği ve hem defans, hem de ofansif açıdan etkili olduğu. 4-4-2'nin sağ kanadı olarak düşündüğümüz Hamit Altıntop, kendini orta saha olarak gördüğünde daha aktif gibi. IBB maçının son 20 dakikası gibi, orta sahaya çekildi ve kaptığı toplarla takımı rahatlatması, dikine hücuma çıkışları gibi.

Selçuk İnan'ı rahatlatmak, onun defansif görevini en az düzeye indirmek önemli. Bu yüzden de üçlü orta saha en doğru çözüm gibi. Bu sayede Melo'nun da toparlanma süreci daha çabuk olacaktır, çünkü onun üzerinde olan yükün de azalacağını düşünüyorum. Selçuk İnan, Hamit Altıntop ve Melo'lu bir orta saha hattı da kalite düzeyi anlamında çok daha üst düzey bir hat, bunu da söyleyelim.

Şöyle de bir durum var, Amrabat'ın da etkisiz kalmasından bahsediyoruz. 4-4-2'ye uyumu hızlı olmuyor, çok fazla geriden geliyor. Orta saha çizgisine kadar yaklaşan Amrabat'ın da kapalı savunmalar karşısında herhangi bir etkisi olamayabiliyor. Uzun vadede, ısrar edilirse belki alışır ama 4-3-3 onun adına da çok daha verimli olacaktır bana göre ve beklenen Amrabat çizgisi o zaman ortaya çıkar.

6 yorum:

  1. Kesinlikle her noktasına kadar katılıyorum. 1 aydır söylüyorum aynı şeyi.GS maçlarını izleyenler görür zaten bunu. Hamit kötü oynamıyor aslında.Kanat oyuncusu olarak gördüğümüz için kötü olduğunu düşünüyoruz. kaç tane asist yaptı ki bunlar kendi çabasıyla tamamen al da at denilen goller. zaten GS taz olarak 4-4-2 ye bana göre uymuyor. Çünkü ayağına hakim sert ve isabetli şutlar atan bi kadromuz ve forvetlerimiz var. Kanatlardan gelip orta açılacak kafaya yatkın forvetlerimiz yok gibi.Ve ortasahayı bu üçlü domine edecektir. defansif anlamda da olumlu olacaktır. defans ortasaha arasındaki mesafe de kısalacaktır

    YanıtlaSil
  2. elmander, umut ve burak gibi kanat forvet oynayabilen oyuncular varken 442'den 433'e yada 4231'e geçiş konusunda bu kadar yavaş davranılmasını anlayamıyorum. ayrıca amrabat gibi oyuncularında daha efektif olmasını sağlayacaktır üçlü ortasaha.

    ha kadroda net bir tek forvet oyuncu profili eksik denebilir ki bence sezon başındaki çilek arayışları biraz bu eksiğe yönelikti ama kanat forvetler ve ortasahadan gelecek destek ile kısa vadede gol sıkıntısı çekilmeyebilir.

    yinede melo/yekta/furkan, hamit/emre/engin ve selçuk'tan oluşacak bir üçlü ortasaha ile hem sıkışan oyuncu kısa paslarla açmak mümkün olacak hemde ortasahayı daha iyi parselleyerek rakiplere kolay hücum şansı verilmeyecek.

    fatih terim'in geçen sene işlemeyen 4141 sisteminden vazgeçip 442'ye dönmesi 5-6 hafta gerektirmişti. ama sonuç çok iyiydi. bu sezon ise 442'nin artık net olarak işlemediği belli iken yeniden taktiksel bir değişiklik artık elzem oldu denebilir.

    YanıtlaSil
  3. burak gibi top kontrolü ve top saklama becerisi 0 olan bir futbolcu kanat oynayamaz.

    YanıtlaSil
  4. ''Galatasaray'ın geçen sezon en önemli artısı, Selçuk İnan ve Melo'ydu. Bu yorum artık bir klişe ama yine de yapmak lazım.''

    bence bu yorum eksik ve hatalı.

    melo ve selçuk un etkili olmasında en önemli etkenler engin necati gibi oyuncuların pas trafiğine büyük katkılar yapması.neredeyse 4-6-0 gibi bir durum vardı.engin emre çolak elmander selçuk melo necati.topla iyi olan oyuncular.şimdi ise topla çok iyi olmayan burak ve umut oynuyor.burak banko oynar. topla iyi olmasada tek olması durumunda pas trafiğinde olumsuzluk yaratmaz.

    YanıtlaSil
  5. Tartışmasız son yorumda saklı bu işin cevabı Formda bir elmander = top hakimiyeti = top saklama + top servisi + takımın doğru posizyonda yerleşebilmesi . Buna ek olarak necati gibi bir yönlendirici ayaktan çok daha farklı bir forvet modeli olan umut ve burak a geciş sorun burada aslında tamam savunma kurgusu bozuldu tamam melo kayıp selcuk rahat degil ve burasıda cok muhim emre çolak ve engin gibi pas yüzdesi yüksek ortasahalardan dikine giden kanat oyuncularına geçiş bunların hepsi sıkıntı fakat ayagında topu tutup servisini yapan forvet yani elmandersiz bu sistemin işlemesi imkansız ki elmanderi de oynatan gecen seneki ortasaha ve pas trafiği idi bence suanda ne yaptıgını çokta iyi bilen bir takım degiliz bu karsılastırmada gecen senenin takımı ile bu seneki takımı kafanızda maç yaptırın hayal edin galip kim ?

    YanıtlaSil
  6. unknown

    iyi bir elmander olabilir ama bence elmanderin yerine iyi bir 10 numara olması daha mantıklı(kadro içinden bu selçuk inan olabilir).elmanderin gol ortalaması 8-10 dur.bunu iyi bir 10 numarada yapabilir.artı bu durumda pas trafiği de çok efektif hale gelir.3 lü orta saha modern futbolun olmazsa olmazı.b.münihte kroos var.real madridde özil.tabi bunlarda kanat açıklarının gol yüzdeleri yüksek.burası ayrı.ama öncelikli olan tek forvet ve 3 lü orta saha.zaten golcü kanatlarda oldu mu b.münih real madrid alman milli takımı dortmund oluyorsun.

    özetle sistem elmandere bağlı olmaz modern futbolda.elmanderin yaptığından fazlasını 10 numaralar yapıyorlar zaten.
    ha küçük takımsan elmander önemli olabilir o zaman.uzun top atarsın tutar vs.ama büyük takımsan set hücumu oynayacaksın.bu durumda sırtı dönük bir oyuncuya gerek yok.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir