1 Aralık 2012 Cumartesi

Galatasaray 1-1 Gaziantepspor; Yaratamıyoruz


Şampiyonlar Ligi ile ligde oynadığımız maçlar arasında farklar var. Karabükspor maçında kaybedip, Manchester United karşısında galibiyet alıyor bu takım ya da Gaziantepspor karşısında puan kaybetti ama hafta içinde Braga karşısında kazanması çok olağan bir durum olacak.

Şampiyonlar Ligi'ne odaklı olmakla da açıklanabilir bir durum bu ama bence daha farklı. Rakiplerin seviyesine göre değişen bir tablo. Galatasaray'a karşı daha açık oynayan, kafasında kazanmak olan takımlara karşı sorun yaşamıyor Galatasaray. Tempolu bir futbol, hatta yerine göre keyif de veren ama neticesi skor olarak olmasa bile futbol olarak tatmin eden.

Kapanan takımları açamıyoruz, rakibin seviyesi de farketmiyor. Kontra oyuncuları olan takımlar {Karabükspor gibi} kazanma ihtimalini de ellerine alıyorlar bu futbolla, Gaziantepspor ise bu tarz hücum silahlarını elinde bulundurmasına rağmen kullanamadığı için 1-1'e razı oldu.

Savunma anlamında gelişen bir Galatasaray var, ilginç pozisyonlar verilmiyor artık. Cris'e bulaşmadan, Dany & Semih Kaya tandeminde ısrarla bu durum çözülüyor, tabii Melo'nun yükselen formunu da eklemek lazım. Ama savunma tarafı yükselirken Galatasaray'ın hücumda alamadığı riskler aynı oranda kısır bir döngüyü de beraberinde getiriyor, yaratamıyor Galatasaray, rakibi açamıyor.

Gaziantepspor maçının geneline bakalım. Top Galatasaray'ın ayağında, rakip yarı sahada paslaşıyor, rakip yarı sahaya yerleşmeye çalışıyor ama gerçekleşen organizasyon sayısı sıfır. Top Amrabat veya Hamit'e veriliyor ve kaptırılıyor, Burak Yılmaz & Umut Bulut uyumu zaten yok, Melo savunmada kalmış, Selçuk İnan'ı rakip kitlemiş derken bizler Riera'nın yaptığı bindirmelerle heyecanlanıyoruz sadece.

Beklerimizle rakip ceza sahasına kenardan çok fazla girdik, özellikle de Riera ile ama hücumda nasıl yerleşmesi gerektiğini bilmeyen bir Galatasaray var. Nasıl hücum edeceğini, kapalı savunmayı nasıl aşacağını bilmediği için yaratamayan bir takım izliyoruz.

4-4-2 bir anlamda lig maçlarında kitlenmiş durumda. Orta saha veriminin hücumda düşmesi olayı bitiren unsur ve Galatasaray'ın yeni bir hücum planı yapması gerekiyor. 4-3-3 ısrarını sürekli dile getirdim, orta sahada Selçuk İnan, Hamit Altıntop ve Melo ile. Uzun uzun yazdık bunu ve Elazığspor maçının ikinci yarısında da bu formasyon ilk defa denendi ve maçı izleyenler ikinci yarıda oluşan hücum etkisini hatırlarlar. Fatih Terim de tek forvete dönebileceğini dile getirdi, bu bir anlamda iyi haber.

4-4-2'nin devamında bile rakibin elindeki Ibricic tarzında bir futbolcu gerekliliği doğuyor. Ya da geçmişin Sasa İliç'ini almak. Futbolculardan ziyade, ihtiyaç olan tarzı dile getirmeye çalışıyorum. Atılacak bir şut, çalım ya da başka bir şey.

Çok fazla puan kaybediyoruz, Şampiyonlar Ligi'ni bahane ederek bunların telafisi var diyoruz ama kaç hafta oldu, lig performansı açısından gidişat hiç iyi değil. Futbol olarak yükselmek gerekiyor. Kesilmesi gereken bazı futbolcuların dinlenmesinden, olası 4-3-3'e dönüşe kadar. Eboue ve Umut Bulut mesela. Kaç haftadır tanınmaz haldeler ama ısrar var. Yabancı kontenjanı diyerek Elmander kenarda oturuyor ama Elmander sahada olduğu zaman Galatasaray'ın hücum aklı yükseliyor, rakip yarı alanda verimli kalabiliyor.

Avantajımız ise Burak Yılmaz. Bulduğunu atan bir golcü durumuna geldi. Bugün de buldu ve attı. Genele baktığımızda da girdiği başka bir pozisyon yok, bunu yaratamıyoruz. Gerekirse Burak Yılmaz'ın üzerine oynamak ve rakip savunmayı hataya zorlamak bile bir ihtimal olabilir. Geçen sezon Trabzonspor bunu iyi uygulamıştı, Burak Yılmaz bu konuda gayet iyi. Galatasaray da elinde bulunan kadroyla daha iyisini yapabilecek düzeyde.

Bakalım gelecek maçlar bizlere neler gösterecek...

5 yorum:

  1. G.Saray lılar olarak kendimizi aldatmayalım. Son dönemlerin en kötü G.Saray ını izliyoruz. Puan kaybettiğimiz takımlar ligin en yumuşak takımları. Bu takımlara karşı bırakın galip gelmeyi daha acısı maçı pozisyon üretemeden bitiriyoruz. Elazığ son daikada penaltıyı atsa oluşan tablo çok daha vahimdi. Bu böyle gitmez.Çift santrforlu sistem ile Karabük, G.Antep,Mersin i yenemeyip ligin en kötüsü Elazığ ın kaçırdığı penaltıya seviniyorsan birşeyleri değiştirme vakti gelmiş demektir.
    Öncelikle orta sahayı kalabalık tutup oyuna hükmedecek bir sistem gerekir.Necati gibi orta saha özellikleri olan top tutan pasör ikinci santforunuz yoksa ayağında top tutamayan, oyunu tutan, takımı ileri taşıyacak özellikleri olmayan Umut,Elmander ve Burak ile çift santforda ısrar etmeyeceksiniz.Ederseniz bu gidişat devam eder, puan farkıda gittikçe açılır.Bırakın şampiyonluğu ilk üçe bile bu futbolla hayal olur.
    Her hafta dökülen Ebou artık can sıkmaya başladı.Bu berbat Eboue den Sabri çok daha iyidir. Defans maalesef bir büyük takım defansi değil.
    Semih,Dany,Cris 2 .sınıf takımların futbolcuları.Ne yazıkki defansın en iyisi devşirme Reira.
    Hamit yapılan en yanlış transfer.Düzeleceği yok.Son derece ağır.
    Selçuk un oynadığı futbol ortada .Abdullah Avcı ya hak veriyorum.Bende milli takım hocası olsam ilk tercihim kesinlikle Emre Belezoğlu olur.
    Melo için ısrar edip kiralıkta olsa dünyanın parası verildi.Değdimi derseniz bugüne kadar kurtardığı penaltı dışında ne katkısı oldu.
    Umut gol atamaz ise tam bir duvar.Gelen top geri dönüyor.Yakaları kalkık Burak ben gol atarım başka işe karışmam havasında.Elmander bu karmaşık gitmeyen sistemde girip çıkıyor bir şeyler yapıyor.
    Teri mutlaka radikal değişiklikler yapmak zorunda. M.United ın hediyesi üst turu bu takım hiç hak etmedi.Şampiyonlar liginin en kötü takımıyız. Geçilen ilk turda kimçıkarsa çıksın eleneceğimiz kesin.
    Benim diğer endişem iki hafta sonraki F.Bhaçe maçı.Bu fotbolla Saraçoğlunda tarihi bir hezimet olmaz ise seveineceğim.

    YanıtlaSil
  2. Tablo aslında o kadar karamsar değil. Sadecnı Terim geçen sene şampiyon olmuş ve iyi zaman zaman iyi işlemiş bir sisteme ve takıma biraz daha şans vermek adına inat ediyor. Aslında doğrusunu da yapıyor. Bir kalemde selçuk, melo, eboue gibi oyuncuları yedeğe çekemezsiniz. üstelik bu sene yadsınamaz bir Şampiyonlar ligi gerçeği ve özlellikle eylüekim aylarına sıkışan milli maç trafiklerini de göz ardı etmemek lazım. Galatasaray takımı geçen sezon sadece tek hedef olarak ligdeki başarıyı hedeflerken bu yıl liste başına doğal olarak ŞL geldi.
    Melo, Eboue, Selçuk, Muslera gibi sistemi işleten oyuncuların bireysel formsuzluğu, yeni alınanların takıma henüz adapte olmaması tüm defansa kurgusunu derleyip organize eden Ujfa'nın şok sakatlığı, Fatih Hoca'nın elini kolunu bağlamıştır. Üstelik oyunvular doğal olarak ŞL maçı öncesi ligde kendilerini fazla sıkmamaları da bence kabul edilebilir.

    Galatasaray geçen sene ki çıkışını yine ligin ilk yarısının sonlarındaki Fenerbahçe maçı ile başlatmıştı. Hem iyi futbol oynamış, hem sonuç almış, hem de yeni bir sisteme geçip başarıyla uygulamıştı.

    bu sene ilk hedef ŞL'de gruptan çıkmaktır. Öyle veya böyle bu takım gruptan çıkmayı başardı. 5 aralıktan sonra ligde kalan 3 maçta takım bence ilk yarı güzel kapatacaktır.

    Hoca da gerekirse sistem değişikliğine gider. Eğer 3 orta saha ileride 3 forvetle oynamak daha makul ise onu da dener. takımın potansiyelinin çok altında klamasına rağmen lider ve ŞL'de gruptan çıktı. Oysa rakipler tüm güçleri ile oynamalarına rağmen bizi hala yakalayamıyorlar.

    Galatasaray elinde büyük hücum gücünü kullanmaya başladığında 7-8 maçlık seriler gelecektir.

    YanıtlaSil
  3. Kapanan takımları açmak için bir çözüm yolu bulmalı. Barcelona takımı da Laliga da maç yaptığı zaman küçük takımlar hep kontra atak futbolu benimsiyorlar ama Barcelona yine de kazanıyor. Asıl sorun kapalı takımları açabilmektedir bence.. Ee... bırakın onu da Fatih Terim düşünsün. :)

    YanıtlaSil
  4. istikrar yok..ama 2.yarıda düzelirler
    http://zoomlabakalim.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. kısa vadede yapılacak formasyon değişikliği kadar devre arasında da ceza sahasında etkili olabilen bitiriciliği yüksek bir forvetede ihtiyaç var bence.

    evet burak çok önemli bir gol silahı ama girdiği pozisyonları harcama konusunda cömert bir yapısı var. umut ile elmander'de çok çalışkan olsalarda hiç bir zaman takımın skor yükünü taşıyabilecek tarzda forvetler değil.

    bu nedenle savunmanın üzerinde yoğunlaşacağı ama buna rağmen gol atabilecek yada arkasından gelecek burak yada amrabat gibi oyunculara servis yapabilecek "çilek" olarak takip edilebilecek bir forvete ihtiyaç var.

    forlan yada drogba gibi isimlerin ardından koşulması bu eksikliğin teknik kadro tarafından da hissediliğini gösteriyor.

    bu kadar reputasyonu olan bir isim alınamazsa en azından enaramo (bildiğim kadarı ile sivas ile bir yıllık sözleşmesi var. devre arasında uygun bir teklifle transfer edilebilir) gibi bir isim bile düşünülebilir kısa vadede.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir