14 Aralık 2012 Cuma

Galatasaray - Fenerbahçe; Derbiye 2 Kala


Bol puan kayıplı bir sezon. 2-3 maç üst üste kazanabilen takımların tüm seyri bir anda değişiyor. Bu ortamda da Galatasaray'ın hala lider olması inanılmaz bir olay. Her kaybedilen puan sonrasında söylediğimiz şu, eğer bu haftayı da lider kapatabilirsek sezonu şimdiden bitirsinler.

Zirve yarışında olan takımların genel durumu bu ama, herkes puan kaybediyor, beklenmedik kayıplarla geçen bir sezon. Taraftarlar açısından kötü bir durum, herkes kopup gitmek ister. Objektif bakanlar için ise sevindirici bir tablo, birçok takım zirve yarışının içerisinde ve heyecan anlamında her hafta daha da katlanan bir lig izliyoruz.

Galatasaray - Fenerbahçe maçı da tam zamanında denk geldi. Fenerbahçe kazanırsa Galatasaray'ın önüne geçecek, Galatasaray kazanırsa fark 5 olacak, berabere biterse ise bu durum rakiplere yarayacak. Bu da maçın heyecanını çok daha farklı bir noktaya taşıyor.

Avrupa ve lig dengesi önemli. Avrupa'da yer alan takımların ligde o kadar da rahat olamadığını görüyoruz. Rotasyon kavramı pek işlemiyor bu anlamda, aynı 11'le de devam ettiğinde Avrupa'da farklı, ligde farklı gibi bir durum oluşuyor. Galatasaray için bunu yaşadık. Mersin İdman Yurdu deplasmanı, içeride Gaziantepspor ve Karabükspor puan kayıpları gibi. Düşük tempo, daha rölanti diyerek benliğini unutan bir Galatasaray vardı.

Şampiyonlar Ligi'nde istediğini almış bir Galatasaray'la, Avrupa Ligi'nde istediğini almış bir Fenerbahçe var. Avrupa defterini de Şubat ayına kadar kapatmış durumdalar. Yani tüm benlikleriyle bu maça odaklandılar ve bir sonra oynanacak maçı düşünme gibi durumları yok. Fenerbahçe, Türkiye Kupası'nda yoluna devam ediyor ama derbiyi etkileyecek bir durum olduğunu düşünmüyorum.


Ben Fenerbahçe'nin Meireles odaklı bir takım olduğunu düşünüyorum. Meireles'in olmadığı ya da maç içerisinde farkını ortaya koyamadığı her maçta Fenerbahçe puan kaybediyor. Skorer kimlikli bir oyuncu değil belki ama futbol zekasıyla ve kalitesiyle Fenerbahçe'yi taşıyan isim olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de onlar adına kritik nokta Meireles'in performansı olacak.

4-3-3 gibi oynuyorlar. Alex sonrasında orta sahada kalabalık olmak onların temel felsefesi. Meireles, Cristian ve Mehmet Topal'la kurdukları bir orta saha hattı var. Meireles, dediğim gibi takımın odak noktası. Cristian da her ne kadar istikrarıyla eleştiri topluyor olmasına rağmen, ekstra bir oyuncu. Bir duran top ya da atacağı bir şutla olayın seyrini değiştirebiliyor. Defansif aksiyonda ise Mehmet Topal var. Bir de bunlara artı olarak Sezer Öztürk'ü yazabiliriz. Fenerbahçe son haftalarda mükemmel bir alternatif kazanmış oldu.

Sow tehlikeli bir silah. Sow'u yeteri kadar besleme konusunda Fenerbahçe sorun yaşıyor aslında ama Sow ekstra bir oyuncu, her an ne gibi bir şut çıkarabileceğini kestiremiyorsunuz. Kuyt ise önemli bir tecrübe, sol tarafta ise sıkıntı yaşadıklarını düşünüyorum. Caner Erkin, Stoch ve Krasic arasında bir tercih olacak ve son zamanlarda yaratılan hava, Krasic'in bu maça hazırlandığı yönünde.

Yobo, Bekir İrtegün uyumu da oldukça iyi, ligde Galatasaray'a oranla daha az gol yemiş durumdalar ama Fenerbahçe'nin de çok güçlü bir takım savunması yok. Bekir İrtegün'ün yükselişi önemli, Avrupa Ligi grup aşamasının en iyi 11'inde kendisine yer bulmuş bir isim ama sorsak çoğu kişi yüzüne bakmaz. Gökhan Gönül de eski günlerini arayan bir isim ama o da artık önemli bir tecrübe oldu. Beğenin, beğenmeyin ama istikrarını takdir edin dediğim Hasan Ali Kaldırım ve hemen hemen oynadığı her derbiye damga vurmuş bir Volkan Demirel.

Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Yobo, H.Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Cristian, Meireles, Kuyt, Caner Erkin ve Sow 11'ini bekliyorum. Ama Kuyt'u sol tarafa atıp, sağ tarafta bir Krasic sürprizi de gelebilir ve bu beni hiç şaşırtmaz.


Fatih Terim'in Fenerbahçe maçları için hazırladığı sürprizler vardır. Geçen sezon 4-4-2'e dönüşü hatırlarız ama daha da geçmişe inersek, 2002-2003 sezonunda 2-0 kazandığımız Fenerbahçe maçında Galatasaray'ın ilk defa 3-5-2 oynadığını görüyoruz. İşler çok da iyi gitmediğinde, bu tip maçlarda Fatih Terim'in beklenmedik sürprizleri olabiliyor. Pek tahmin etmiyor olsam da, 4-4-2'den 4-3-3 veya 4-1-4-1 gibi bir formasyona geçmek sürpriz olmaz.

Biz yine de 4-4-2 üzerinden devam edelim. Galatasaray'ın bu sezon en çok yaşadığı sorunlardan biri aslında, takımın orta sahası. Geçen sezonu arayan bir Galatasaray var. Melo eski Melo değil ve kopuk kopuk bir performans gösteriyor. Bu durum da Selçuk İnan'ı fazlasıyla etkiliyor. Yekta Kurtuluş'un oynadığı Selçuk İnan'la, Melo'nun oynadığı Selçuk İnan arasında fark var ama bu maçların havası da başka. Manchester United karşısında izlediğim Melo'yu hatırlayınca, bu maç onun maçı da diyebilirsiniz.

Kanat rotasyonu da sıkıntılı aslında. Hamit Altıntop'un maça göre gösterdiği performanslar var. Şampiyonlar Ligi performansı muazzam ama aynı tadı ligde alabildiğimiz çok söylenemez. Fenerbahçe maçının da onun maçı olabileceğini düşünüyorum aslında. Formda bir Aydın Yılmaz gerçeği olsa da, Aydın Yılmaz bu tip maçların ideal son 30 futbolcusudur ve kulübe adına onun temposu önemli bir koz. Sol tarafta ise Amrabat mı Emre Çolak mı sorusunu ben sormuyorum, umarım Fatih Terim de sormaz. Fenerbahçe sağ tarafının hücum anlamında iyi olmasının getirdiği defansif gereklilik düşüncesi Emre Çolak'ı 11'e taşıyabilir ama Amrabat'ın da Sivasspor karşısında gösterdiği defansif görüntü bence bu maçta 11 başlaması adına önemli bir kriter.

Takım savunması anlamında sıkıntı yaşandığı çok ortada, çok basit goller yiyebiliyor Galatasaray. Bu da tandemi bir o kadar zorluyor. Semih Kaya ve Dany ikilisi şu aşamada takımın ideal ikilisi. Hızlı, hamleli ve hareketli oyuncular. Sow karşısında da bu yüzden etki göstereceklerini düşünüyorum. Solda tercih Riera olacaktır, onun futbol aklı savunmadan çıkarılacak toplar anlamında mühim. Sağ kanatta ise hala kendisini arayan Eboue var. Muslera'nın iyileşmiş olması da içimizi ferahlatan bir diğer unsur.


Galatasaray'ın en önemli kozu ise forvet hattı olacak. Burak Yılmaz ve Umut Bulut formda bir ikili. Çok gol atıyorlar ve bugün hala lideriz diyebiliyorsak, bu ikilinin payı çok büyük. Her iki futbolcu da patlayıcı gücü çok yüksek isimler. Umut Bulut'un mücadeleci oyunu, Burak Yılmaz'ın ise golcü kimliği. Galatasaray bu maçı kazanacaksa yine forvetleriyle kazanır.

Muslera, Eboue, Dany, Semih Kaya, Riera, Hamit Altıntop, Selçuk İnan, Melo, Amrabat, Umut Bulut ve Burak Yılmaz ilk 11 beklentim. Ama Yekta Kurtuluş'u bu maçta kullanırdım ben, hakkını fazlasıyla yediğimizi düşünüyorum.


Fenerbahçe'nin orta sahada, Galatasaray'ın ise forvette kalabalık olması her iki takımın avantajları. Günümüz dünyasında 4-4-2 oynayan fazla bir takım yok ve Burak Yılmaz & Umut Bulut ikilisi karşısında Fenerbahçe tandemi neler yapacak merak ediyorum. Fenerbahçe ise orta sahada kalabalık ve Galatasaray orta sahasının da ne verebileceğini kestiremiyoruz, değişken performanslar var. Melo & Selçuk İnan ikilisi bu anlamda zayıf kalabilir bu üçlü orta saha karşısında ama Hamit Altıntop beklediğimiz düzeyde bir maç oynarsa, bu durumu Galatasaray dengeler diye düşünüyorum.

Sonucu kestiremiyorum, ucu açık bir maç. Dediğim gibi, değişken performanslar var ve bu maçların da havası çok başka oluyor. Sistemi içerisinde insanların beklemediği sürprizi yaratan takımın kazanacağını düşünüyorum...

1 yorum:

  1. fenerbahçede stoch ve alex dışında Galatasaray'ı zorlayacak oyuncu yok. Alex gitti, ve onunla birlikte futbol zekasını kaybetti Fenerbahçe. Stoch da hızı ve çabukluğu ile her maçta bize sıkıntı yaratmıştı. Oynamazsa sağ kanatta Eboue çok rahat eder.

    Ben hocanın bildiği taktik ve takımla çıkması taraftarıyım. Melo çok formsuz ama bu maçlar için yaşıyor. 'İmportant Match' futbolcusu başkadır. Yekta bu maçı kaldıramaz. Ancak orta sahayı üçlersek Yekta bu üçlünün bir parçası olur, Melo gibi tek başına meireles, christianla savaşamaz.

    Solda kesin Amrabat oynamalı. Hem Gökhan'ın çıkışlarını kesmek hem de onun top saklama, top tutma ve birebir oynama özelliklerini kullanmamız açkısından. Emre çolak terchini düşünmek bile istemiyorum. Forvet için umut-burak mantıklı ama elmander ile başlasa hocaya kızmam. zira geriye gelip top istemek, topala birebir baskı yapmak gibi hayatı işleri Elmander daha iyi yapapbilir.

    Benim kafama takılan tek pozisyon Hamit. sanki Engin daha fazla iş yapar gibi geliyor. Hırslı, hareketli, ortayı üçleyen, prese katkı yapan bir Engin. En kötü 50-60dk. müthiş katkı yapabilir. Hoca ondan 60 dakikalık verim alabilir. Hamit bu maçta da kötü oynarsa bence bir daha toparlama şansı yok, devre arasında bile gidebilir.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir