8 Aralık 2012 Cumartesi

Sivasspor 1-3 Galatasaray, Şimdi Derbiyi Düşünebiliriz


Bu sezon oynadığımız resmi maçlarda Burak Yılmaz'ın 15, Umut Bulut'un ise 13 gol attığını görüyoruz. Toplam 28 gol ve çok iyi bir rakam bu. Son haftalarda Burak Yılmaz'ın yükselişi, Umut Bulut'un ise düşüşü üzerine çok konuştuk ama Umut Bulut da bu maç vitesi yükselttiğinde, bulduğunu atan bir Galatasaray ortaya çıktı ve hücum anlamında çok da verimli olmadığı bir gün de bile iki forveti de golle buluşmuş oldu.

Maçın özeti bu aslında, bulduğunu atan bir Galatasaray. İstatistiklere baktığımızda, Sivasspor daha çok pas yapmış, daha çok şut çekmiş, daha net pozisyonları var {ilk yarıda}, daha çok ortası var, topa sahip takım ama golle buluşan taraf olamadılar.

Bu doğal aslında. Zorlu Braga deplasmanı, farklı bir iklim ve devamında gelen bir Sivas deplasmanı. Bu tip durumlarda ayakta kalmak bile zordur, bu yüzden de oynanan futbolun üzerinde pek durmadan sonuç odaklı konuşmak lazım ve Sivas deplasmanında gelen üç puan da bu anlamda çok kıymetli.

Braga maçında Semih Kaya'yı konuşmuştuk, çok ön plana çıktı. Sivasspor karşısında da Dany ön planda olan isimdi. Kaleciyi ve stoperleri konuşmayı sevmem aslında, belli ki rakip senin yarı sahanda oynamış ama dediğim gibi zorlu şartlar ve kazanılması gereken bir üç puan var.

Riskli bir 11'le başladık. Kanatlarda Aydın Yılmaz ve Amrabat tercihleri, yine çift forvet derken son haftaların tartışılan unsuru 4-4-2 bu maçta fazlasıyla hücuma yönelik göründü.  Geçen sezon geçiş sistemi vardı, kanat tercihleri daha çok orta saha özellikliydi ve bu da orta sahayı çokluyordu, rahatlatıyordu. Aydın Yılmaz ve Amrabat'dan aynı etkili bulmak zor ama o etkiyi bulmayı başardı Galatasaray. Özellikle de ikinci yarıda.

Sivasspor, golü erken yedikten sonra tempolu ve fazlasıyla açık oynadı aslında. O tempoya karşılık veremedi Galatasaray, oyunu kendi sahasında kabul etmek zorunda kaldı, maç 1-1'e de geldi ve özellikle de Grosicki etkisiyle birlikte tehlikeli bir hal almıştı Sivasspor. Hakan Balta'nın da yediği sarı kartla birlikte, maçın ikinci yarısı beni düşündürürken, ikinci yarıda Amrabat'ın defansif aksiyonu Galatasaray'ın bir diğer kilit noktası oldu.

Sağ tarafta Grosicki durduğunda, Sivasspor yavaşladı bir bakıma. Erman Kılıç da düştü, forvette Eneramo gibi yıpratıcı bir forvetleri de olmadığından oyundan kopmaları uzun sürmedi. İlk yarının sonlarında Burak Yılmaz'ın bulduğu gol aslında Galatasaray'ın ikinci yarıda aldığı rahat nefeste en büyük etmen. Amrabat'ın hızlı pası ve Burak Yılmaz'ın gol vuruşu. Amrabat & Burak Yılmaz iş birliği de oluşuyor aslında, bunu görmek çok güzel.

Noksan nokta şu. İkili orta saha oynadığımız her maç sorun yaşıyoruz neredeyse ve defansif anlamda gelen bu sorun Selçuk İnan'ı çok fazla geri plana taşıyor. Selçuk İnan için kötü oynadı diyemeyiz ama alışık olduğumuz ve beklediğimiz gibi bir futbolu yoktu. Ön libero misali geri çekildi, neredeyse kendi ceza sahası içerisinden top alıp oradan oyun kurmaya çalıştı, çok fazla hücum tarafında yoktu işin. Bu da Galatasaray'ın en önemli hücum yaratıcılığının kaybolması anlamına geliyor.

Lider bitiriyoruz haftayı, gelecek hafta oynanacak Fenerbahçe maçı öncesinde de rahat bir nefes alma olanağı oldu bu. Fenerbahçe maçları farklı geçer, ezber bozar. Fatih Terim'in de ezber bozacağını düşünüyorum, çok uzun zamandır beklediğim 4-3-3'ü o maçta göreceğimizi düşünüyorum.

1 yorum:

  1. Keşke dediğin gibi 4-3-3 oynasa diyeceğim ama 4-4-2'den vazgeçeceğini hiç sanmıyorum. Braga maçında bile önce 4-4-2 ile başladı, golü 4-3-3'le bulmasına rağmen maç 1-1 giderken tekrar 4-4-2'ye geçti. Fener karşısına yine klasik kadroyla çıkacaktır.
    Aykut Kocaman orta sahayı kalabalık tutup, kontrollü oyunu tercih edecektir. Hücumda 4-3-3'e dönüşen 4-5-1 dizilimi bekliyorum. Galatasaray erken gol bulamazsa orta sahada rakipten daha az adamla sıkıntı yaşayabilir. Fener geçen seneki gibi kontra ataktan gol bulup maçı alırsa şaşırmam. (Özgür E.)

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir