6 Ocak 2013 Pazar

Sadece Kupa İçin Değil, Sezon Başından Beri Süren Mücadele İçin


4. kez üst üste olmak üzere 10. Türkiye Kupası oldu Galatasaray'ın. Bunun yanında, Ekrem Memnun'un kadın basketbolundan uzak olduğu zamanlara yanıyorum. Bu kadar fazla sakat ismin arasında o süreci müthiş bir şekilde atlattık ve bunda pay Ekrem Memnun'undur.

Şimdi sakatlar dönüyor, takım zaman ilerledikçe takım olma yolunda da müthiş adımlar atıyor derken ilerisi adına daha heyecanlıyım. Hatta şöyle diyeyim, kadın basketbol takımını uzun yıllardır bu kadar iyi bir takım olarak görmemiştim.

Fenerbahçe o skor farkından geri gelip kazanmayı başarsaydı, onlar adına efsane bir maç oldu diyecektim, 17 farklardan geldiler ama Sancho Lyttle'nin maçı bize getiren şutuyla birlikte Galatasaray efsane bir maç kazandı diyebilirim. Pondexter son sözü söylüyor derken, Lyttle Galatasaray adına son sözü söylemiş oldu ve Türkiye Kupası'nı kazandık.


Sevgili Doğuş Arun bizler için maçı özetledi;

-Maç öncesine baktığımızda ibrenin biraz daha Fenerbahçe'ye yakın olduğunu görmüştük. Galatasaray sezon başına göre form düşüklüğü yaşamış ve en önemli iki uzunu Nevriye-Fowles ikilisini kullanamayacaktı. Fenerbahçe ise daha istikrarlı bir performans gösteriyordu ve elbet ligde aldıkları galibiyetin de güveniyle çıkacaklardı.

-Bu sezon oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçlarını belirleyecek en önemli faktör tempo olacak bana göre. Etkili uzunlara sahip olan, yavaş tempoda ve sete sette oynamayı tercih eden Galatasaray ile açık alanda iyi skorerlere sahip ve hücum potansiyeli yüksek Fenerbahçe'nin maçlarında tercih ettiği tempoyu rakibine kabul ettirecek takım bir adım öne geçecektir. Bu noktada Galatasaray'ın hücum süresinin sonuna kadar hücum edip uzunları kullanmasını, Fenerbahçe'nin ise topa baskı ile rakibi top kayıplarına zorlamasını ya da kaçan atışların ribaundlarından sonra mümkün olan en kısa sürede şutu bulmasını isteyeceğini tahmin edebiliriz.

-İlk yarının çok büyük bir bölümünde istediklerini yapan Galatasaray oldu. Whalen-Işıl ikilisi hem top kayıplarından uzak durarak, hem de penetre edip -ki bu penetreler genelde uzunların orta mesafelerine döndü- en iyi pozisyonları hazırlayarak Fenerbahçe'nin temposunu düşürdüler. (İlk yarıda Işıl-Whalen ikilisi 15 asist, Fenerbahçe takım halinde 2 asist) Yarı saha hücumunda ise yapılan yardımlı savunmanın ve Matovic'in ilk yarıyı kötü geçirmesinin etkisiyle Fenerbahçe tamamen Pondexter'ın birebirlerine kaldı.

-İkinci yarının başında ise kadın basketbolunu takip eden hemen herkes Fenerbahçe'nin bir atak yapacağını, Galatasaray'ın buna vereceği tepkinin maçın galibini belirleyeceğini söylemişti. Galatasaray devrenin başında Fenerbahçe'nin atağına iyi cevap verdi ancak televizyon molasından sonra Fenerbahçe tempoyu dikte ederek farkı kapattı. Bu sekansta Angel'ı 4 numara oynatarak 4 kısa oynamayı tercih eden Fenerbahçe'ye karşı Sancho-Wauters ikilisinin kullanılmayışı Fenerbahçe'nin aldığı riskin işe yaramasına neden oldu.

-Fenerbahçe'nin geri geldiği süreçte ise Galatasaray kadro yapılanmasının sıkıntısını çekti. Işıl ve Whalen'ın çok yorulduğu dakikalarda Özge'yi sahaya süren Ekrem Memnun onun kendine güvensiz ve silik oyunu sonrasında tekrar bu ikiliye dönmek zorunda kaldı. Sezon başında da söylenen çok alternatifli uzun rotasyonuna rağmen bu tarz maçlarda Whalen ve Işıl'ı dinlendirmekte oldukça zorluk çekecek Galatasaray. (Bugün Whalen 38, Işıl 39 dakika oyunda kaldı)

-Maçın sonunda ise bir önceki pozisyonda Pondexter'la eşleştiğinde faul yapmayan ve drive'ını riske etmesi gerekirken geçildikten sonra Pondexter'ın üçlüğünü riske eden Sancho'nun kapanışı yapması ve Ekrem Hocanın çizdiği klas set sonrası kupayı getirmesi de sahada oynanan kadın basketbolu seviyesinin çok üstündeki oyunun cilvesiydi herhalde.

-Fowles ve Nevriye'nin oynamamasına, Alba'nın 1 sene sonra saha çıkıp kısıtlı süreler almasına rağmen bugün galip gelen Galatasaray oldu. Ekrem hoca, onsuz geçen günleri gözümüze sokarcasına şahane bir takım yarattı ve -onun insiyatifi dışında olmasına rağmen- kadro yapılanmasındaki sorunlara rağmen takımı sahada 40 dakika boyunca savaşıyor. Bir taraftar ve basketbol sever için, izlemesi en keyifli takım... Sadece kupa için değil, sezon başından beri süren mücadele için de tebrikler ve teşekkürler Ekrem hocam.



https://twitter.com/dogusarun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir