11 Nisan 2013 Perşembe

Şampiyonlar Ligi Günleri


Real Madrid eşleşmesine kadar, kura şansımız vardı, bu bir gerçek. Grup kuralarında, 2. torbadan Braga ve 4. torbadan Cluj'u çekmek, bir anda hedef yarattı Galatasaray'a. Uzun yıllardır bu seviyenin gerisindeydik ve yeni de bir takım olduğumuz tezini ortaya koyarak, 3. dahi olmak başarı sayılabilirdi ama grup kurası 2. tur hedefi dışında kalan sonuçları başarısız kılacaktı.

Manchester United maçıyla da Şampiyonlar Ligi'nde neler yapabileceğimizin sinyalini verdik. O maçta hakem hataları bir yana, oynanan futbolla da mağlubiyeti hak etmedik. Kendi sisteminden ödün vermeyen, rakibe göre kurgulanmayan bir Galatasaray vardı, tipik Fatih Terim sistemi.

Braga mağlubiyeti, Cluj beraberliğiyle de şansımızı zora soktuk gibi göründü ama Cluj maçında gelen Burak Yılmaz'ın beraberlik golü, Galatasaray için önemli bir yol açtı. Bunu o zaman tahmin edemezdik. Burak Yılmaz o golle, hem takımının, hem de kendi kaderini değiştirdi.

Benim düşüncem, ilk 3 maç sonrası en az 6 puan yönündeydi. Deplasmanlarda da gelecek bir beraberlik bizi 2. tura taşıyabilir diyordum ama ilk 3 maçta 1 puan geldi. Son 3 maçta ise 3'de 3. Cluj deplasmanında çok iyi oynadık, bunun yanında Burak Yılmaz gibi bir golcüyü Şampiyonlar Ligi sahnesine sördük. Manchester United'in 4. maç sonunda işini garanti altına almış olması da avantaj oldu, içeride önemli bir galibiyet aldık.

Braga deplasmanında ise iyi oynadığımızı düşünmüyorum ama kazanmasını bildik. Cluj'un deplasmanda Manchester United'i devirmesini beklemiyorduk, o anlamda kendi işimizi kendimizin bitirmesi çok iyi oldu.

2. turda da Schalke 04'ü çekmek büyük bir şanstı. Bu da yeni bir hedef yarattı haliyle ve çeyrek final bir anda olmazsa olmaz bir hal aldı. Sneijder & Drogba transferleri de derken, tüm Avrupa'nın gündemine düştük ve bu transferlerin de değerini Schalke 04 deplasmanında gördük.

Real Madrid eşleşmesiyle de birlikte kura şansını bir yana bıraktık. Deplasmanda alınan 3-0'lık mağlubiyet tur şansını çok zora soktu ama orada da gol ya da goller bulabilirdik, yine hakem etkisini hissettik. TT Arena'da oynanan maçta ise Galatasaray'ın gücünü, bu seviyenin takımı olduğumuzu kanıtladığımızı düşünüyorum.

Vitrin oyuncumuz Burak Yılmaz oldu. Gol krallığında, Ronaldo ve Messi ile yarıştı ve doğal olarak tüm Avrupa'nın da gündemine girmiş durumda.

Selçuk İnan'ı da es geçemeyiz. İstatistiklere baktığımda birçok istatistikte zirve için oynamış. Pas oranlarında, Xavi'nin arkasına yerleşmiş hatta. Önemli bir güç, önemli bir liderdi. En kötü oynadığımız maçlarda bile, onun iyi performansını konuştuk.

Muslera, Semih Kaya, Dany, Hamit Altıntop gibi isimleri de konuşmak lazım. Çok iyi bir Şampiyonlar Ligi sezonu geçirdiklerini düşünüyorum. Amrabat'ı da eklerim bu listeye. Lig performansını eleştiriyoruz ama çok kritik anlarda yaptığı 3 tane asist var.

Bu sezon neler yaptığımızı kanıtladık, bu yüzden de gelecek sezona daha iyisini hedeflemek rüya değil. Mevcut yapıyı koruyarak, bu yapının üzerine yapılacak 3-4 nokta takviyeyle birlikte yarı final hayal olmaz.

4 yorum:

  1. Cluj maçında gelen Burak golünün yolumuzu açtığını tahmin ettim o gün. Çünkü ne kadar vurursak vuralım girmiyordu toplar. Dönüm noktası o goldü. Çeyrek finali getirendi o goldü. Benim için öyle kalacak hep.

    YanıtlaSil
  2. Bu sene gerçekten bizim için şuan bile rüya gibi geçti denebilir ligde gelirse gerçektende böyle olucak. Atlanmaması gereken nokta bu sene hem oyun hem kura şansımız çok iyiydi tabiki verilen emeklere saygısızlık etmek istemem ama burası Şampiyonlar Ligi kadroyu koruyup çok iyi isimler dahil etsek bile takıma bir bakmışız gruba Barça ile ne biliyim Chelsea gelmiş bu yüzden yarı final felan bunlar zor işler önceliğimiz bu kupaya devamlı katılmak sonrasındaysa gruptan çıkmak olmalı ama Fatih hoca bu sefer adımları büyük atıyor yarın bir final gelirse şahsen ben şasırmam...

    YanıtlaSil
  3. Eksikler belli. Defansa önemli takviye lazım. Seneye kadroda 10, ilk 18 içinde 6 yabancı bulundurma hakkı olacak. Şu an kontratlı 10 yabancımız var. Seneye ujfalusi ve elmander büyük ihtimalle olmayacak. Hatta gerekirse riera da gönderilebilir.
    Bu durumda 2 veya 3 yabancı alınabilir.
    Mevki olarak 1 tanesi kesinlikle iyi bir sol bek olacağı kesin. Ben diğerinin tecrübeli, ayağına hakim bir yabancı bek olması taraftarıyım. Zira adı geçen ömer toprak, serdar taşçı hata serdar aziz gibi isimler defanstaki sorunlara çözüm olmaz bence.

    Bunların dışında orta saha için alınabilecek tek yerli Alper potuk. Gelirse kesinlikle hamiti keser. Çok tempolu, dikine oynayan tarz olarak okan buruk veya nedvedi andıran bir stili var. Takıma dikine giden tempolu bir oyuncumuz yok.

    Eğer seneye 4-3-1-2 sistemi ile devam edeceksek bence başka bir transfere gerek yok. Zaten danny ve rieara yerin daha iyilerini alacağız. Alper de gelirse orta saha da daha da etkin ve tempolu oluruz.

    Son olarak tabi ki bütün bu varsayımları kadronun koruncağı üzerinden yapıyoruz. Eğer burak giderse o zaman bence sistem ve transfer stratejisi değişebilir. Zira şu sistemde çok pahalı kanat adamlarına ihityaç yok. Robben, draxler hatta arda gibi. Ama burak gittiğinde 4-2-3-1 sistemini denemek isteyebilir hoca. O zaman da iyi kanat oyuncuları gündeme gelebilir.

    Ben ünal aysalın çok astronomin bir tklif gelmedikçe bu takımı bozmayacağını düşünüyorum.

    3 kaliteli takviye ile bu takım seneye yarı final yapabilir.

    YanıtlaSil
  4. Ujfalusi minvalinde bir stoper şart. Sakatlandıktan sonra Cris alındı fakat biraz da aşırı ağırlığından dolayı beklenen etkiyi yapamadı Lyon kaptanı. Semih'e bir öğretmen şart. (bkz. Ujfalusi Hoca)

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir