22 Eylül 2014 Pazartesi

Bir Futbolcu Söyleyin, Gol Sevinci Attığı Golden Güzel Olan


Son yıllara baktığımızda, reyis sıfatında anabileceğimiz futbolcuların geneli yabancı isimlerden oluşuyor. Yabancı kontenjanı, yerli ağırlığı diyoruz ama takımını kayıtsız şartsız sahiplenen, yenilgiye isyan edebilen, beraberinde liderlik vasıflarını getirebilen isimlerin geneli yabancı. Kewell, Elmander, Ujfalusi, Baros diye uzatabilirim bu listeyi. Bu tablo da aslında bugünün Galatasaray'ında olayın özeti.

Bugün Harry Kewell'ın doğumgünü olduğundan, büyük üstadı analım, biraz nostalji yapalım istedim. Kewell'ın benim için önemi büyük, Kewell kadar inandığım, güvendiğim, sevdiğim futbolcu sayısı çok azdır. Bu adamın Galatasaray forması giymiş olması, iyisiyle kötüsüyle üç sezon geçirmiş olması benim için ayrı bir gurur kaynağı. Kewell söz konusu olduğunda objektif veya gerçekçi olamam, bunu da beni takip edenler bilirler.


Bir futbolcu söyleyin ki gol sevinci attığı golü gölgelesin. Beşiktaş deplasmanında attığı güzel golün ardından o sevinci attığı golü fazlasıyla gölgelemişti ve hala da ezberimizdedir. Unutamam o anı ve Kewell & Galatasaray denildiğinde bu tip unutulmayacak anlar fazlasıyla vardır.

İşin taktik boyutuna da inebiliriz. Galatasaray formasıyla 91 maç 34 gol ve 18 asist. Yanıp tutuşuyoruz ya, kanatlar neden gol atamıyor diye, Kewell'dan bu yana gelen bir sorun bu. Kewell bu anlamda müthiş bir kanat oyuncusuydu. Skibbe'nin 4-2-3-1'in de sağ kanatta oynadı mesela, sol kanat oyuncusu olmasına rağmen ya da Rijkaard döneminde Baros'un sakatlığı sonrası forvet oynadı. O sezonun ilk yarısına baktığımızda da ligin en iyisiydi, taa ki o da sakatlanana kadar. Belki alışık olduğu ama kendisine ters gelecek pozisyonlarda da oynamasına rağmen işini müthiş yapmıştır. 

Şanssızlık noktası ise yaşadığı sakatlıklardı, maalesef kariyeri boyunca bunlarla uğraştı. Müthiş Liverpool kariyerini de bitiren bu durumdur, daha ötesi de olabilirdi onun için. Gerçi bir futbolcunun ulaşabileceği en yüksek noktaları da gördü (Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu gibi) ama daha farklı noktalarda olabilirdi, olmadı. Belki de olmaması onu Galatasaray'a taşıdı, bu açıdan da bakmak lazım ama Galatasaray formasıyla da bu sakatlık hadiseleriyle çok uğraştı. Yine de herkesin bitti dediği anda yeniden ortaya çıktığı, sahne aldığı forma da Galatasaray oldu, bu anlamda Kewell için Galatasaray çok değerli.



Diyorum ya, lider vasıf diye, işte bunun en büyük örneği de Hamburg maçlarıydı. Meira satılmış, elde sağlam stoper olarak Emre Aşık kalmış, Hakan Balta stopere çekilmiş ve Hamburg maçları da sezonun en önemli maçları. Hamburg'u geçsek, Avrupa Ligi'nde alıp yürüyeceğiz. Bir de işin Bülent Korkmaz boyutu var, kendisi büyük Galatasaray efsanesidir ama o dönem için yeni bir teknik direktördü ve bir anda ateşten gömleği giydi. İşte o an, Kewell bu noktada devreye giriyor ve teknik direktörüne "altyapılarda stoper oynadım, oynayabilirim" diyor. Bu sorumluluğu kaç futbolcu alır. Kewell'ın stoper oynaması doğrudur, yanlıştır bunu tartışırız ama burada asıl konuşulacak nokta Kewell'ın aldığı bu sorumluluk, gerçekten çok büyük olaydır bu.

Galatasaray'ın iyi olmadığı dönemlere denk geldi belki ama yaşattığı üç sezonla da herkesin unutmayacağı bir futbolcu oldu. Bugün kendisini anıyoruz, yarın da anacağız, sonrasında da. Belki günün birinde Galatasaray'la yolları da kesişir, bilinmez. Türkiye'de futbol Galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur diyen, bugün twitter'da kendisini takip ettiğimizde hala Galatasaray için ölüp biten, bizleri takip eden, unutmayan gerçek bir değer olduğunu düşünüyorum..

1 yorum:

  1. Takımı için yeri geldi stoper bile oynadı. Gerçek bir efsane kesinlikle, duruşuyla kişiliğiyle raket gibi sol ayağıyla. Unutulmayacak.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir