2 Eylül 2014 Salı

Galatasaray'ın Son Gün Toplu Transfer Şovları

Pandev, Dzemaili ve Tarık Çamdal transferleri ister istemez bizleri transferin son gününde yapılan toplu transfer harekatlarına götürdü. Biraz maziyi de hatırlamak istedim ve genel manada da şu sonuç ortaya çıktı. Bu tip transferlerde başarıya hemen hemen ulaşamamışız ama Galatasaray'ın bugün taşımış olduğu vizyon daha farklı noktalarda sanki. Misimovic ve Insua gibi isimleri bir anda silecek yapımız yok, böyle örnek vereyim.


Conceicao oynadığı dönemde beğenilmiyordu, Gerets geldiğinde kıymete bindi ama o yol haritasını çoktan çizmişti. Saiodu ile yola devam edildi, rekor puanla şampiyonluk geldi ama Saidou da sezon sonunda gitti. Gerets de yeni ön libero alınmazsa Mehmet Güven'le yola devam edeceğim dedikten sonra, transferin son gününde iki tane ön libero transfer edildi. Inamoto ve onun bonusu Mehmet Topal. Tabii geçen yıllar aslında Inamoto'nun bir bonus olduğunu gösterdi.

Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak bir takımın ön liberosu Inamoto'ydu. Yanlış hatırlamıyorsam, yıllık 200 bin avro gibi bir ücret kazanacaktı ve bu futbolcudan ne bekleyebilirsiniz. Aldığı ücret dahilinde elinden gelenin en iyisini yaptı yine. Beğenmeyebilirsiniz ama beklentiniz neydi? Bu noktada Gerets'e kızmak mümkün değil ama Mehmet Topal'ı ayağının tozuyla iki maçta 11 kullandıktan sonra tüm sezon yedek oturtması eleştirilecek nokta olabilir.

Inamoto da doğal olarak sezon sonu ayrıldı, Mehmet Topal ise geldiği ücretin çok daha fazlasını Galatasaray'a kazandırdı. Bugün tercihi farklı bir forma olsa da, geçmişte söylediği söylemlerin de arkasında durmasa bile iyi karakter, güzel adamdır. Arkasından kötü düşünemeyiz.


Bu transfer paketi de son yılların en fiyasko hareketlerinden biri oldu. Zapata'yı kaçımız tanıyordu, Stancu ise 5.5 milyon avro edecek futbolcu muydu? Yekta Kurtuluş için birşey diyemiyorum, onun için de büyük bir rakam ödendi ama onun Galatasaray'la ilişkisi transferi sempatik kılan unsurdu ve Yekta Kurtuluş hala Galatasaray formasını giyiyor ama sadece Zapata, Stancu özelinde de değil, Hagi'nin o sezon takım içerisinde yaptığı neredeyse tüm hareketler fiyaskoydu. 

Mondragon ve Muslera arası uçurum, bu uçurumun unsurlarından biri de Zapata oldu. Muslera'dan önce son durak misali, o da tutmadı. Stancu için müthiş yetenek dendi, 5.5 milyon avro ödendi ama o da beklenileni veremedi, Orduspor'a satıldı. Bugün Anadolu'nun önemli yabancılarından biri ama sadece o kadarı, fazlası yok.


Pandev ve Dzemaili vari bir hamleydi bu, hatta isim itibariyle Misimovic'in varlığı bu hamleyi daha da değerli kılıyordu. Karpaty faciasından bir gün sonra gelmeleri eleştiri konusu olmuştu ama son gün transferleri içerisinde de asla unutlmayacak bir adımdı bu.

Şanssızlıkları Rijkaard'ın vedası oldu. Hagi göreve geldiğinde önce Insua'yı kesti, fazla forma şansı tanımadı. Devamında da Misimovic'i kadro dışı bıraktı ve Misimovic bir hiç uğruna takımdan ayrıldı. İzleyemediğim için üzüldüğüm, keşke olsaydı dediğim futbolculardan biri olacaktır daima. Belki Galatasaray sonrası kariyeri çok güzel şekillenmedi, yolu Çin'e kadar düştü ama kalması durumunda katkı sağlayacak isimlerden biri olabilirdi. Insua'nın yolu ise Atletico Madrid'e kadar yükseldi, bugünlerde kiralık gönderildi ama kariyer anlamında yükseliş içerisinde oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir