1 Aralık 2014 Pazartesi

Galatasaray'ın Yeni Dönemi; Hamza Hamzaoğlu

Futbola romantik bir gözle bakmak, en azından kendim için konuşursam bir hastalık. Daha gerçekçi, işleri daha zamana bırakır olmalı ama işin romantizm tarafı bir şekilde ön plana çıkıyor ama genel itibariyle sonu güzel olmuyor. En yakın örnek Prandelli. Geldiğinde neler yazmıştım, genelimizin de beklentileri, düşünceleri ne yöndeydi ama Prandelli'nin gitmesi için en çok konuşan, yazan, çabalayan isimlerin de başında geliyorum. Hatta daha da durumu açarak, Prandelli'nin benim izlediğim dönem için Galatasaray'ın gördüğü en kötü teknik adam olduğunu düşünüyorum. Bundan 2 sene sonra, herhangi bir İtalyan takımında çok büyük işler yapabilir, yine bir Fiorentina devrimine imza atabilir ama Galatasaray'da olmadı, bunu kabul edelim.

Gelelim Hamza Hamzaoğlu'na. Gün itibariyle onun dönemi başlamış oldu. Anlaşma sezon sonuna kadar ama başarılı olması durumunda gelecek sezonda da devam edeceğini biliyoruz.

Daha önce de yazdığım gibi, kafama takılan iki tane soru vardı. Birincisi Fatih Terim durumu, ikincisi ise Sneijder ile ilgili düşüncesi. Sonrasında Taffarel'in açıklamalarının ardından acaba o ne olacak gibisinden üçüncü bir soru da oluştu. 

Taffarel'le başlamak gerekirse, takımda kalması, işine devam etmesi güzel. Taffarel bir kaleci antrenöründen ötesi, bunu herkes iyi biliyor. Tüm teknik adamlar değişmesine rağmen onun takımda kalması da bunu açıklıyor zaten. Ayrıca işinde de çok başarılı, kendisinin Brezilya Milli Takım'ının da kaleci hocası olduğunu unutmamak lazım. Bu anlamda da işin zirve kısımlarından biri. Böyle bir isimle de bütün teknik adamlar çalışmak ister. Mancini'de de böyleydi, Prandelli'de de. Hamza Hoca da Taffarel'le Taffarel'in isteği doğrultusunda devam ediyor. Bu geçiş sürecinde, en büyük yardımcısı da Taffarel olacaktır.

Sneijder için Dünya Kupası sırasındaki söylemi yüzünden hatalı olduğunu, ileri gittiğini zaten kendi de belirtti. Sneijder için hiçbir önyargısı olamaz, olmamalıdır. Akhisar Belediye'nin başındayken, Sneijder ve Drogba gibi oyunculara karşı oynamanın da kendileri için büyük bir şans olduğunu dile getirmiş bir isim. Şimdi o isimlerden birinin teknik direktörlüğünü yapacak. Saha içerisindeki en büyük kozu da Sneijder olacaktır, bunu göreceğiz.

Fatih Terim konusunda da, zaten onun yolundan devam edecekse bu kendi kaybıdır. Hamza Hamzaoğlu kendi doğrularını uyguladığı sürece büyük bir teknik direktör olabilir. Akhisar'ın başındayken Milli Takım'ın yardımcı teknik direktörü olması büyük bir hataydı. Ben herhangi bir Milli Takım projesine inanmıyorum, çünkü oraya gelen insanların ilk gelen teklifte ayrıldıklarını, yeni yol çizdiklerini görüyoruz. Hamza Hamzaoğlu da buna bir örnek aslında. İşin ilk etabına dönecek olursak, Akhisar projesini bırakıp gitmesi büyük bir hataydı. Kurduğu yapı hala yükseliyor, kendi de bu yükselişe dahil ama belki kendi için zirve Galatasaray oldu ama Akhisar'la daha ötesi de olabilirdi.

İşine karışılmaması önemli. Prandelli o anlamda kaybetti. Çoğu çıkardığı kadronun onun kadrosu olduğuna da inanmıyorum. Sabri Sarıoğlu'nun affedilmesi bile başlı başına Prandelli'nin iflasıydı. Takıma dönüp, 3 gün sonra 11 başladı. Takımda herkes kesildi ama bazı isimlere hiç dokunulmadı. Sneijder kaç maç yedek oturdu gibi. Çok konuştuk zaten bunları ve Hamza Hamzaoğlu'nun da buna dikkat etmesi, işine kimseyi karıştırmaması lazım. Karıştıracağını da düşünmüyorum.

Şimdiden yazayım, Hamza Hamzaoğlu'nun en büyük hatası da bütün oyuncuları göreyim diyerek, Engin Baytar'ı affetmesi olur. Umarım böyle bir hataya düşmez ve devre arası transfer döneminde de yapması gereken ilk iş takım içerisinde önemli bir kıyıma gitmek. Artık Avrupa hedefi yok, bu anlamda geniş kadro ne kadar gerekli tartışılır. 22-24 kişilik bir oyuncu grubuyla hedefe yürüyebilir. 40 tane futbolcu var ve çoğu isim oldukça gereksiz. Bunu başarabilmesi de gelecek adına Hamza Hoca'nın en büyük artısı olur.

Sistemleri, takımın nasıl oynayacağını zaman gösterir, zamanla öğreniriz. Klişe olacak belki ama bir takımın Sneijder'i varsa sistem onun üzerine kurulur. Burada diğer önemli olan da adaletli forma dağıtmak. Takımda kesilmesi gereken birçok isim hala banko oynuyor. Özellikle yerli futbolcularda inanılmaz bir düşüş var ve Hamza Hamzaoğlu'nun diğer bir etkisi de form anlamında düşen yerlileri canlandırmak olabilir. Bunun yanında Telles, Bruma ve Koray Günter gibi gençleri de kazabilmesi Galatasaray'ın geleceği adına atılabilecek en büyük artıdır.

Akhisar günlerine baktığımızda da az paraya büyük işler başarmanın yanında, az paraya iyi bir sistem kurulabileceğini de öğrendik. Kurduğu düzen hala işliyor, oysa Akhisar'ın kendi stadı bile yok. Maçlarını Akhisar'da oynayamayan bir ilçe takımından bahsediyoruz ama bugün Süper Lig'in gediklilerinden, herkesin takdir ettiği bir camia. Bunu da Hamza Hamzaoğlu'na borçlular. Akhisar Belediyesi ile Galatasaray çok farklıdır ama Hamza Hamzaoğlu'nu Galatasaray'a getiren de Akhisar Belediyespor kariyeridir. 

Avrupa'da bu tip örnekleri hep överiz, Türkiye'de olunca kafalarda hemen bir soru işareti doğar. Potansiyelli, herkesin takdir ettiği, daha önemlisi camianın evladı diyebileceğimiz bir isim Galatasaray'ın başına geçti.

Hamza Hamzaoğlu'nu özel kılan ise 7'den 77'e herkesin sevmesi, çok düzgün bir adam olduğunu söylemesi. Karakter anlamında da çok değerli bir insan. Babasının vefat ettiği akşam böyle bir teklif alması, bir anlamda bu görevi babasının bir mirası olarak görmesi işin romantik kısmı diyebiliriz. Başarı gelmesi durumunda bundan güzel hikayeler çıkabilir, umarım çok başarılı olur ve iyi bir teknik direktör kazanmış oluruz.

1 yorum:

  1. umarım bülent korkmaz ın hasan şaş ın teknik adamlık yolunun izinden gitmez.eğer adaletli forma dağıtırsa skor olarak başarısız olsa bile gene bir iz bıracağını düşüyorum.ama diğer yerli lobiciler gibi yaparsa kariyerini anadolunun çeşitli yerlerinde küçük hedeflere oynamaya devam eder.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir