7 Aralık 2014 Pazar

Galatasaray'ın Yükselişi; Özgüven


Akhisar Belediyesi maçının yorumu Burak Yılmaz'la başlar, Hamza Hamzaoğlu'nun gelişinin net açıklamasıdır bana göre. Umut Bulut'u önde pivot olarak kullanıp, Burak Yılmaz'ın onun arkasında, tamamlayıcı rolde oynaması zaten düşündüğümüz, dile getirdiğimiz bir durumdu. Geçmiş sezonlara baktığımızda da Elmander, Drogba ve Umut Bulut gibi isimlerle oynadığında Burak Yılmaz'ın olduğunu hep söyledik ama tüm bu rollerin dışında, çok daha farklı bir roldeydi Burak Yılmaz.

Çift forvet olarak düşünebiliriz ama Burak Yılmaz'ın çok fazla dolaştığını, hücum oluşumlarında çok daha fazla rol aldığını gördük. Eskişehirspor maçında Burak Yılmaz oynamadı ve ofsayta düşülmedi gibi yorumlar yapıldı ama Burak Yılmaz'ın yıldız olduğu Akhisar Belediyesi maçında Galatasaray'ın yine ofsayta düşmemesi, Hamza Hoca'nın Burak Yılmaz üzerinde yarattığı değişimle açıklanabilir.

Burak Yılmaz'ı en ileri uçta kullanmanın anlamı Burak Yılmaz'ı rakip savunma arkasına koşturmaktır. Bu da çok verimli olmaz, olmadı da. Prandelli bunu görmesine rağmen, Umut Bulut'u oyuna aldığında takım daha iyiye gitmesine rağmen Umut Bulut'u hiç 11'de düşünmedi, düşündüğünde de Burak Yılmaz'ı yedek bıraktı (Dortmund deplasmanı). İkisi birlikte oynadığında, hücum için de Burak Yılmaz'a biraz daha sorumluluk verildiğinde fark ortaya çıktı.

Ama Galatasaray'ın asıl yükselişi özgüven ile alakalı. Muslera'dan Selçuk İnan'a, Telles'den Bruma'ya kadar bu yükselişin asıl nedeni özgüven. Gekas'ın attığı gole bakın ve Muslera'nın yükseldiğini asıl orada göreceksiniz. Telles, Galatasaray formasıyla en iyi maçlarından birini çıkardı. Bruma aynı şekilde, oynadığında neler yaptığını gösterdi. Melo yok dedik, orta saha direnci soru işareti dedik ama Emre Çolak orayı doldurdu, Selçuk İnan bu sezon 2. defa özgüven anlamında yükseldi, eskisi gibiydi. Bunun adı özgüvendir. Prandelli'yi kimse sabote etmemiştir, işi yerlilere bağlayamazsınız. Bunu da Telles ve Bruma gibi isimlere bakarak söyleyebiliriz.

İlk 11'leri gördüğümüzde zevkli bir maç olacağını zaten bekliyorduk. Galatasaray olabildiğince hücumcu bir takım sahaya sürdü, maç boyunca da tempolu oynadı, iyi koştu, mücadele etti. Rakibe de bu anlamda çok pozisyon vermedi ama maçın fişini çekemedi. Organizasyon anlamında sorunlar var, hücumda hızlıyız ve rakip sahada kalabiliyoruz ama final pasları, son hareketler olumlu olmuyor, bunun da nedeni uyumdur. 1 haftada değişmez bunlar, zamanla olur. Galatasaray'ın da bu anlamda zamana ihtiyacı var ama herkesin memnun olduğu, keyifle izlediği, gelecek adına heyecan duyduğu birçok şey vardı bugün.

Bruma ve Telles gibi isimler kazanıldı, Burak Yılmaz ve Selçuk İnan gibi isimler ise özgüvenlerini yeniden kazanıyorlar. Koray Günter, Sinan Gümüş, Furkan Özçal ve Umut Gündoğan gibi isimlerin de üzerinde durabilirsek Galatasaray'ın gelecek adına da çok büyük artıları olacak. Kısa zamanda olacak işler değil belki ama ligin devre arasında yaşanacak kadro kıyımında doğru isimlerin takımda kaldığını görmek en büyük dileğim.

4 yorum:

  1. selçuk u izlerken aklıma şu soru takıldı.acaba selçuk u gerileten melo mu?hep şino geldi selçuk geriledi falan derler ya.sanırım selçuk defansın önündeki tek oyuncu olmak istiyor.yada saha dışı nedenler mi bilemiyorum.ama selçuk kendine gelmiş göründü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melo'nun düşüşte olduğunun ben de farkındayım ama Selçuk Inan'ı Melo'nun gerilettiğini düşünmüyorum. Selçuk Inan'in toparlanması Hamza Hoca'nın sağladığı güvenle alakali. Ama Melo döndüğünde 11'de yeri garanti mi o muamma. Telles ve Bruma iyi başlamışken.

      Sil
  2. Yukarıdaki yoruma kesinlikle katılıyorum,melodur Selçuk'u gerileten ve geren!! Muslera-Chedjou-Telles-Bruma-Sneijder zaten 5 yabancı ediyor,bir süre kulübede kalmalı Melo,heleki son kupa maçında atılışını ve sonrasındaki hareketlerini gördükten sonra...

    YanıtlaSil
  3. Furkan ve Umut'un gitmesi hakkında ne dersin?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir