15 Mayıs 2015 Cuma

Oysa Ben Sinan Bolat'ı Yazacaktım

 
Muslera'nın yokluğunda Sinan Bolat mı Eray İşcan mı tartışması üzerinden düşündüm, Galatasaray'ın gördüğü en iyi yedek kaleci kim diye. Galatasaray'ın gördüğü en iyi kaleci kim sorusuna cevap vermek çok kolay ama en iyi yedek kaleci sorusuna gönül rahatlığıyla "şudur" diyebileceğimiz bir kaleci olmamakla birlikte, yine de en iyiyi arayayım dedim.

Yedek kaleci olmak zor, hele ki iyi bir kalecinin ardında beklemek. Şans gelmez çünkü, o kalecinin kötü oynamasını bekleyemezsiniz. Muslera'nın yaptığı gibi, zamanında Simoviç'de olduğu gibi. Yine de Hayrettin Demirbaş iyi bir yedekti, ne zaman Simoviç ayrıldı ve şans bulmaya başladı, sıkıntılar o vakit doğdu. Geçmişi çok hatırlamam ama son dönemine yetiştim, PSG maçlarını unutamam. 

Volkan Kilimci'yle bir sezon şampiyonluk gördü Galatasaray, devamında da Mehmet Bölükbaşı'yla. Sonrasında Volkan Kilimci Mehmet Bölükbaşı'nın, Mehmet Bölükbaşı ise Taffarel'in yedek kalecisi oldu, 1. kaleci oldukları dönem başarı getirdiler ama güven vermedikleri için yerlerine yeni kaleciler geldi. Yedek kaldıkları dönemde ise aynı güveni verdiklerini söyleyemem, Mehmet Bölükbaşı'nın şanssızlığı Chelsea maçları oldu. Taffarel'in kırmızı kart gördüğü Chelsea deplasmanında mükemmel bir maç çıkardı ama rövanşında 5-0 yenilirken bir o kadar kötü. Sonrasında da Kerem İnan 2. kaleciliğe yükseldi.

Kerem İnan, Galatasaray altyapısından gelmiş bir isim. Potansiyel bir kaleciydi, Ümit Milli Takım'ın da kalesini korudu. Kötü bir yedek olduğunu düşünmüyorum, istese uzun yıllar Galatasaray formasını giyerdi. Taffarel'in 2000-2001 sezonunda sakatlandığı bir dönem vardır, Kerem İnan'ın ilk maçı da Monaco deplasmanıydı, felaket bir maç geçirdi ama kötü bir kaleci değildi. 2002-2003 sezonunun sonunda ise ayrıldı, oynamayı tercih etti, potansiyelinin çok uzaklarında kaldı.

Aykut Erçetin döneminin başlaması da 2003-2004 sezonundadır. Uzun yıllar Galatasaray formasını giymiş bir isim ve bana göre iyi bir yedek kaleciydi. Hayatını buna adadı, oynamak için müthiş bir çaba gösterdiğine inanmam, yoksa o da ayrılırdı, ayrılmadı. Geldiğinde genç bir gurbetçiydi, Eser Özaltındere kendisini denemiş ve beğenmişti. Sonrasında da uzun yıllar bu formayı giydi. Çok şans buldu, 2007-2008 sezonunda Orkun Usak'la birlikte şampiyonluk gördüler. Son 7 maç kaleyi devraldı ve mükemmel performansı vardı, sonrasında De Sanctis'in arkasına düştü, 2. kalecilik, 3. hatta 4. kaleci oldu, sözleşmesi bitti yarım sezon oynamadı ama geri döndü, devam etti. Tez konusu bir kariyer, daha uzun bir yazı konusu.

Richard Kingston vardı, Galatasaray'ın genç Afrikalı atağında gelen isimlerden biri. Potansiyeldi, 2. kaleciliğe kadar yükseldi ama kariyerini Galatasaray'da değil Ankaraspor'da yaptı. Türk vatandaşı da oldu, Türkiye'den gittiğinde de fena bir kariyeri yoktu, onu da kullanamadık mesela. 
 
Fevzi Elmas'ı hatırlarım, Hasan Kabze ile birlikte gelmişti, 2004-2005 sezonuydu. Potansiyel bir kaleciydi, çok da beğeniyordum ama takas kurbanı oldu o da. Yerli bir futbolcu transfer edilirken önce altyapıdan isimler harcanır, sonrasında da böyle yetenekli kaleciler. O da bunun kurbanı oldu, uzun bir Galatasaray kariyeri olabilirdi.

Ufuk Ceylan'ı da unutamayız, namını Ümit Milli Takım'da Onur Kıvrak'ı yedek bırakarak salmıştı. Manisaspor'un potansiyel yeteneğiydi, Galatasaray'a transfer olmak için çok uğraştı, duruş sergiledi ve geldi. Sanırım hemen hemen hepimizin en umutlu olduğu yedek kaleciydi, hep bekledik onu, oynar dedik, şu dedik bu dedik ve 2010-2011 sezonunda 1. kaleciliğe kadar yükseldi ama o kötü Galatasaray'ın en kötü taraflarından biri oldu. Zapata alındı bunun için, Zapata kimdir sorarım size. Böyle bir kalecinin arkasında yedek duruma düşüyorsanız kendinizi sorgulayın. Sonrasında da 2. kaleci olarak yoluna devam etti, Muslera'nın ardında gelişme bekledik ama olmadı, kupa maçlarında gördük, bazen parladı derken o da bu sezonun başında Başakşehir yolunu tuttu, belki oynarım umuduyla ama orada da Volkan Babacan'ı kimse tahmin edemedi. Adam Milli Takım'ın 1. kalecisi oldu.

Ve geldik bugüne, Eray İşçan'dan olmayacağını anlayan Galatasaray sezon başında Sinan Bolat gibi bir tecrübeyi transfer etti. İyi transfer, kötü kaleci de değil ama şanssız maçlar çıkardı. Kupada çok şans buldu, belki formalite maçlardı ama çok şanssız goller yedi. Bu da güven sarsılmasına yol açtı ama Gençlerbirliği maçında Sinan Bolat mı Eray İşcan mı gibisinden bir soru sormak yersiz, tabii ki Sinan Bolat. Asıl sınavı bu olacak, bu maçla kendisi değerlendirilecek, belki de şampiyonluk yolunda imza atacak. Bu yüzden alınmadı mı zaten, Muslera sakatlanırsa, olmazsa gibisinden. Geçen sezon Eray İşcan kaldıramadı bunu, Sinan Bolat kaldırabilir. Ben inanıyorum..

3 yorum:

  1. o değilde alt yapıdan eray nasıl çıkıyor buralara irdelenmeli aga.torpil mi dönüyor bu işlerde insanın aklına gelmiyor değil.alt yapıdan kimse bu arkadaş yeteneksiz başka bir genç üzerinde duralım demiyor mu?

    sonra diyorlarki alt yapılara neden önem verilmiyor.oralarda başka şeyler dönüyor demekki.türkiyenin her yerinde torpil var aga.yeteneklisin fakat adamın yok.işin çok zor.yeteneksizsin fakat torpilin var.a takıma kadar çıkıp bide üzerine 4 yıllık sözleşme yapılıyor.çok enteresan.

    yetenekli çocuklarda genelde fakir aile çocukları oluyor.futbolda da para yükselince ne oluyor?bu pastadan torpilli olanlar nemalanmaya çalışıyorlar.eray vakıasının başka bir açıklamasını kimse yapamaz aga.sen ne ayaksın derler aga.üzerine gelen topları içeri al.yanına gelene topa kolunu uzaktma.yere yatıp top kurtarma.o boya rağmen çıkıp ortaları toplama.eee.4 yıllık anlaşma yap.

    alt yapıdan çok iyi kaleci çıksın demiyorum.yanlış anlaşılmasın.kaleci çıksın en azından aga.3. ligde onlarca kaleci bulursun bu işi yapan.temel standartları olan kaleciler.ama eray da o yok.ve işin ilginç yanı alt yapıda kimsenin sen başka bişeyle uğraş diyememeleri.diyemez çünkü adam zaten 2 bin lira ile çalışıyor orda.torpilli olana bişey diyebilir mi?işinden olacağını bilir.bizde sistem maalesef bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altyapıdan çıkan en iyi kaleci Kerem İnan'dı, düşün tabloyu. Fenerbahçe bu konuda farklı bir seviyede mesela. Mert Günok, Volkan Babacan, Ertuğrul Taşkıran diye uzatırız listeyi, adamların oynatmayıp gönderdiği kaleci bile Milli Takım seviyesine gelebiliyor. Ya da Beşiktaş'a bak, Günay çıktı ve aslanlar gibi.

      Sil
  2. günay almanya alt yapılı hocam.

    alt yapıdan çıkmadan çok alt yapıya girmeyi çözmemiz lazım.alt yapılara seçmeler yapılır.mesele o seçmelerde adaletli olmak.brezilyada arjantinde süper alt yapılar mı var.ama oralarda kimin yetenekli kimin yeteneksiz olduğuna doğru karar verilir.

    alt yapılara yatırım yapmak gerekir.lakin bizde nasıl oluyor.bizim çocuğa bir el at bende maddi olarak masrafları karşılarım.çocukta heves ediyor tabi.şu takımın alt yapısında oynuyorum diye.burda oynamayı belirleyen şey yetenek değil baba parası oluyor.

    yetenekli ama fakir olan çocukta sokak aralarında top oynamaya devam ediyor.kimsenin derdi değil oyuncu yetiştirmek.alt yapıda doğru seçimler yapan bazı teknik adamların işine son veriliyor.haberlerde duyuyoruz.

    misal alt yapıda eray kimleri eleyip alt yapıya seçildi.bu seçimi kim nasıl yaptı?koskoca galatasaray alt yapısından eray mı çıkar aga.git 3.ligde temel özellikleri iyi olan onlarca kaleci bulursun.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir