24 Mayıs 2015 Pazar

Şampiyonluk Senfonisi, Galatasaray 2-0 Beşiktaş

Hamza Hamzaoğlu'nun giydiği gömlek ateşdendi. 1.5 sezondan bu yana gelen bir kadro enkazı, devamında da Prandelli döneminin yarattığı psikolojik tahribat. Bunu aşıp, öncelikle takımı şampiyonluk potasına sokması, devamında yarışı devam ettirmesi, son haftalarda da süreci müthiş yönetip, kendini ve takımını sakin tutması Galatasaray'a şampiyonluğu getiriyor.

Twitter'da bu benim 11'im, bu da Hamza Hoca'nın çıkarmasını beklediğim 11 diye kadrolar yazmıştım. Benim yazdığım 11'le başladı maça, Hamit Altıntop'u oynatarak ama 4-3-3'ü beklemiyordum, 4-2-3-1'i dizmiştik biz ama 4-3-3 oynadı Galatasaray.

Orta sahayı kalabalık tutmak bir düşünce, Selçuk İnan'ın sakatlığından yola çıkarak orayı kapatmaya çalışmak, mücadele gücünü yükseltmek ise diğer bir düşünce. Uygulama kötü oldu sadece, temelde mantıklı bir formasyon. Erken de golü buldu Galatasaray, kontrolü eline alabilseydi çok daha rahat bir maç izleyebilirdik ama Beşiktaş'ın net şekilde baskı kurduğu, özellikle ikinci yarıda pozisyon anlamında da etki yarattığı bir maçtı.

Atiba & Necip orta sahası Galatasaray'a karşı üstünlük kurdu, mücadele anlamında daha baskındılar. Tolgay, Kerim ve Sosa da Galatasaray yarı sahasında etkiliydi, orayı iyi süpürdüler ama Demba Ba bitiremedi, Sneijder ise bulduğu pozisyonda bitirdi. Fark biraz da bundan kaynaklanmakta ama fazlasıyla Muslera'dan gelmekte. Muslera'nın kazandırdığı bir maç daha.

Sneijder'i kanatta tutmak çok mantıklı olmuyor, hele ki 4-3-3 gibi bir formasyonun sol tarafında. Yalnız kaldı, Yasin için de aynısı geçerli. Burak Yılmaz'ı da sürekli savunmaya yardım ederken gördük ama bu da Beşiktaş'a baskı alanı yarattı, savunmayı orta sahaya yaklaştırıp etkili oldular. Bu anlamda gidişat Burak Yılmaz'ın maçı olmadığı yönündeydi, Umut Bulut oyuna dahil oldu. O andan itibaren biraz daha mücadele gücünü yükselttik, ön alanda daha iyi bastık, biraz daha top tuttuk ama asıl hamle 4-2-3-1'e dönüş. Sneijder'in kendi pozisyonuna, Hamit Altıntop'un sağ kanada geçmesi. Galatasaray'ı hücuma taşıyan ve 2. golü getiren etmendi.

Yine de maça damga vuran asıl ismin Bilic olduğunu düşünüyorum. Onun imzası, klişesi. Ne derseniz diyin. Tolgay Arslan'ı oyundan alıp Mustafa Pektemek'i oyuna almak, geçmiş haftalarda olduğu gibi bu hafta da Beşiktaş'ı durdurdu. Tolgay Arslan etkiliydi, rakip yarı sahada tehdit oldu ama oyundan çıktığında Beşiktaş sisteminin tüm dengesi bozuldu. Cenk Tosun'u Demba Ba ile değiştirmek ise Beşiktaş'ın hücumda tüm hamle şansını bitirdi, Galatasaray'ın rahatladığı an bu değişiklik sonrasıdır.

Topla oynama oranında çok gerideydik, atılan şut, orta gibi istatistiklerde de Beşiktaş üstün ama Galatasaray bir şekilde kazanıyor, belki de forma ağırlığı bu, bilinmez. Pozisyon da veriyor ama son 6 maçtır gol yemiyor, son 6 hafta şampiyonluk haftası. Hepsinin ötesinde panik yok, sakin. Bu da şampiyonluğa getiriyor zaten. Beşiktaş karşısında baskıyı uzun süre yedik ama bir şekilde fişi çektik, önemli olan bu.

Hamit Altıntop'u maçın adamı olarak görüyorum, yazmadan geçemedim. Çok büyük futbolcu, bugün de yürek koydu. 4-3-3 formasyonunun tek aklıydı belki, Sneijder'i de işin içerisine katamadığımız, etkisiz Selçuk İnan anlarında. 4-2-3-1'e geçiş sonrasında da takımı hücumda tuttu, sakinlik kattı, golü getiren isim aslında o oldu.

İşin özü, Galatasaray şampiyonluk yolunda en önemli adımını attı. Yarın tur atabiliriz, ben bu ihtimali çok yüksek görüyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir