Rehavetten çekiniyordum, Galatasaray'ın da maça iyi başlamadığını söylemek mümkün. Yükselen tempoyla birlikte de Bursaspor açık alanları da bularak etki yarattı, pozisyonlar buldu, penaltı yaptırdı ve öne geçti. Burak Yılmaz'la 1-1'i bulup, maçın ilk yarısını beraberlikle geçmek Galatasaray adına çok büyük bir şanstı.
Şenol Güneş'in Ertuğrul Ersoy'u stoper oynatıp, Ozan Tufan'ı orta sahada bırakması Bursaspor'un orta sahayı ele geçirip, iyi olan hücum gücünü bozmak istememesi demekti. Savunma anlamında bu riski aldılar ama Ertuğrul Ersoy iyi bir maç çıkarınca bu tercih onlar adına etkili oldu, Bursaspor orta sahayı ele geçirdi. Galatasaray'ın 4-3-3 başlayıp, Hamit Altıntop'u da orta sahaya yazarak orada kalabalık olmak istemesi Galatasaray'a bir artı sağlamadı, Hamit Altıntop kötü bir maç çıkardı. Melo da Josue'ye dalınca orta saha anlamında bomba gibiydi Galatasaray ama patlamadı.
Maç içerisinde yaşanan gerilimler Galatasaray'a artı sağladı aslında, rehavetten uyandı, oyuna odaklandı. Melo & Sabri Sarıoğlu mevzusu da çözülünce ikinci yarıya daha oyun odaklı bir Galatasaray çıktı ve bu gerilimin de iyi yönetilmesinde Hamza Hoca'nın sakinliği büyük bir rol oynadı. O anları mükemmel yönetti ve takımını kupa hedefine maç içerisinde getirdi.
Çok açık alan verdik, Bakambu ve Volkan Şen bu anlamda etkili oldular, Fernandao da savunmamızı (oyun içerisinde) güzel dövdü ama bitirici değillerdi, Bakambu'nun bitiremediklerini Burak Yılmaz bitirdi diyebiliriz. Sinan Bolat'a bu anlamda büyük bir artı, Muslera'nın yokluğunda yaşanan güven boşluğunda böyle bir maçta çok iyi iş çıkardı. Belki son maçı ama bu kupa finaliyle hatırlanacak bir sezonu geride bıraktı diyebiliriz.
Selçuk İnan & Burak Yılmaz uyumu da gol ve asist anlamında kendisini tekrar hatırlattığında Galatasaray sonuca gitti ve kupayı kaldırdı.
1-0'dan sonra 4-2-3-1'e dönüş ise maçın diğer anahtarı, Beşiktaş maçında da 4-2-3-1'e dönüş oyunu rahatlatmıştı. Yasin Öztekin sol tarafa geldiğinde ve Sneijder ile uyum sağlamaya başladığında ilk yarıda takımını hücuma taşıyan, etki yaratan isimdi. Kreatif etkisi de çok yükseldi, futbolu net şekilde keyif veriyor.
Muslera'nın yokluğundan ziyade Serdar Aziz'in yokluğu daha büyük handikap yaratmış, bunu gördük. Burak Yılmaz rahattı, kupayı getirdi. Sinan Bolat ise iyi maç çıkardı, o da diğer bir anahtar. Sonuç olarak 2000 yılından bu yana gelen ilk Lig Şampiyonluğu ve Türkiye Kupası. Bu açıdan baktığımızda da başarının boyutu ortaya çıkar. Pandev'inden Dzemaili'sine kadar bu kupada emeği geçen tüm futbolculara teşekkür etmek lazım, sezon finali en güzel şekilde sonlandı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder