28 Temmuz 2015 Salı

SC Nostalji #32; Faryd Aly Camilo Mondragón


Galatasaray tarihinin en iyi kalecisi kimdi diye sorsalar, en azından benim jenerasyonum için cevap Taffarel olacaktır. Uefa Kupası'nın kazanılmasında, o altın dönemde imzası olan isimlerden biri de Taffarel olmuştu ve böyle bir kalecinin sonrasında da kaleye kim geçerse geçsin ateşten gömleği giymiş olacaktı. 

2001-2002 sezonu Galatasaray için ekonomik sıkıntıların zirve noktasına doğru ilerlediği dönem. Lucescu o dönem olmamış olsaydı, o maddi sıkıntılar içerisinde şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'nde üst düzey mücadele de gelmeyecekti. Sadece Taffarel de değil, Uefa Kupası kadrosunun birçok önemli ismi takımdan ayrıldı, Hagi gibi bir isim futbolu bıraktı derken değişim de büyük oldu. Galatasaray'ın da o dönem yaptığı transferlerin geneli maliyeti büyük olmayan, kiralık isimler. Mondragon da onlardan biriydi.

Kolombiya denildiğinde akıllara Cordoba gelirdi, Mondragon ise Cordoba'nın alternatif ismiydi. Avrupa kariyeri de çok yoktu aslında, Zaragoza'da geçirdiği bir dönem, bir de Metz günleri. Bize de Metz'den kiralık olarak gelmişti. Tabii o dönem Mondragon için kimsenin çok fazla fikri yoktu. Kimse de tahmin edemezdi, Mondragon yıllarca Galatasaray'ın kalesini korusun.

6 sezon boyunca Galatasaray kalesini korudu, bir anlamda Galatasaray'ın tarihinde de iz bıraktı. Taffarel ve Muslera'nın ardından Mondragon derim mesela, unutulmayacak üç kaleci. Mondragon öyle üst düzey bir kaleci değildi belki ama bir takımın formasını bu kadar uzun bir süre giyiyorsanız çok büyük bir başarıdır bu, kolay iş değildir.

2001-2002 sezonu onun adına efsanedir mesela, kendisini kanıtladığı ilk sezonu. Şampiyonlar Ligi'nde de çok büyük maçlar çıkarmıştı, Liverpool deplasmanı mesela, kim unutabilir. Şampiyonlukta da pay sahibi olmuştu ve kiralık sözleşmesi bittiğinde, Lucescu'nun da Beşiktaş'a gitmesinden kaynaklı az kalsın Beşiktaş'a gidiyordu ama onun Galatasaray'da kalma isteği baskın çıktı. Fatih Terim tüm Lucescu kadrosunu gönderirken bir tek Mondragon için ısrarcı olmuştu.

Bu 6 sezonda da 2 lig şampiyonluğu bir de Türkiye Kupası zaferi vardır. 5-1'lik Fenerbahçe maçı da onun adına unutulmazlardan ama 6-0'luk mağlubiyetin de kalecisi Mondragon'dur mesela. Kötü maçları da oldu ama genele baktığımızda istikrarlı, iyi bir kaleciydi. Galatasaray'ı da sahiplenen, yaşayan yabancılardan biriydi.

Kontrat uzatma dönemlerinde sıkıntılar yaşattı. Tek sorun da buydu aslında, daha iyi bir teklif geldi, ailem gitmek istiyor diyerek istediği kontratı da genelde alıyordu. Bir dönem Palermo mevzusu vardı, kampa geç katıldı hatta, bu dönemin Melo olayına benzer bir konum ama Mondragon yeni kontratla takımda tutulmuştu. 2007-2008 sezonuna girerken ise bu plan tutmadı, o da Köln yolunu tuttu. Köln'de de 3 sezon forma giydi, kaptanlığa kadar yükseldi. Almanya'da da iyi bir kariyer yaptı diyebiliriz.

Onu asıl özel kılan ise kariyerinin sonunda gerçekleştirdiği hedefi oldu ve Dünya Kupası'nda forma giymiş en yaşlı futbolcu olmayı başardı. 25 Haziran 2014'teki Japonya-Kolombiya maçında Ospina'nın yerine girerek bu rekoru kırdı, 43 yaşında Milli Takım seviyesinde olmakta ayrı bir iş. Bu anlamda da Mondragon büyük bir profesyoneldi.
Mondragon sonrası ise Muslera transferine kadar Galatasaray adına buhranlı geçti. Aykut Erçetin, Orkun Usak, De Sanctis, Leo Franco, Ufuk Ceylan, Zapata gibi kalecileri yaşadık, dikiş tutturanı olmadı. Taffarel sonrasını Mondragon iyi doldurdu ama Mondragon sonrası o kadar da iyi geçmedi. Muslera sonrası da böyle olacağa benzer..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir