18 Eylül 2015 Cuma

82 Sayı Atan "Oyun Kurucu"


Pooh Jeter ile başlayan, ardından Marcelinho Huertas ile devam eden oyun kurucu transferi maceramız Errick McCollum ile mutlu sona erdi. “Mutlu son” diyorum -ki sanırım rahatlıkla da diyebiliriz- çünkü Huertas transferinin de olmamasından sonra mevcut durum içinde alınabilecek en sağlam alternatiflerden birini aldık. Errick belki hocanın öncelikli aradığı veya Arroyo’dan çok aşina olduğu, oyunu yönlendiren, takım arkadaşlarını yüceltebilen bir topçu değil. Ama ne zaman ve nasıl sayı yapacağı belli olmayan tabir-i caizse “çılgın” bir skorer. 

Kariyeri boyunca hep takımın skor yükünü çeken oyuncu oldu. Açıkçası evet bir Arroyo olmayabilir (zaten dediğim gibi tarzları da çok farklı) ama takımda olmayan ve uzun süredir de olmamış tipte bir oyuncu. Takımda mesela bir Jamont Gordon olsaydı, ister miydim? Sanırım hayır. Ama hem pota altı, hem forvet rotasyonlarının lig ve Eurocup için son derece iddialı olduğu, savunma kısmının güçlü olduğu Galatasaray’da bir maçta çıkıp 30 sayı atabilecek topçu yok. Düzelteyim, “yoktu”. Artık var. Takım tamamen kilitlenip, hiçbir şey üretemediğinde “al kardeşim bize sayı yarat” diyebileceğimiz bir oyun kurucu Errick McCollum. Daha doğrusu başlıkta da dikkat çektiğim üzere, McCollum'un yalnızca adı oyun kurucu. Blake Schilb ile birlikte takımın skor yükünü çekmelerini bekliyorum.

Peki bu adamın bu kadar skorer olduğuna dair kanıtlarımız nelerdir? Kendisi 2013-14 Eurocup sayı kralı, aynı sezon Yunanistan ligi sayı kralı ve 2014-15 Çin Ligi sayı kralıdır. Ayrıca bundan tam 9 ay önce kırılması güç bir rekora imza atarak rakip potaya tam 82 sayı yolladı Errick. Bunun yanına 10 ribaund ve 4 asist de ekledi. Geçen sezon istatistikleri 39,6 sayı, 7,4 ribaund, 5,5 asist ve 2,1 top çalma. 1 metre 88 santimetre boyu olan Errick’in maç başı 7,4 ribaund çekmiş olması bence diğer istatistiklerden biraz daha enteresan duruyor.

Bir de şu açıdan bakalım.. Çin Ligi her ne kadar Avrupa basketbolu kalitesinden çok çok uzakta ve sokak basketbolu kıvamında olsa da, bir sezon boyu neredeyse tüm maçlarda oynayarak 40 sayı ortalaması yakalamak ciddi istikrar gerektiren bir durum. Ayrıca ritmini iyice yukarı taşıyarak 27 yaşında tekrar Avrupa macerasına devam etmek istemesi de önemli bir detay. Yıllık 700 bin euro’ya oynayacağı da düşünülürse benim son derece içime sinen bir iş olduğunu söylemeliyim.

Transferi kapattık gibi duruyor. Yakın zamanda genel kadro yapısını inceleyen ve sezon öncesi değerlendirmesini de kapsayan bir yazı ile karşınızda olacağım.

1 yorum:

  1. Daha önce de yazdığımız transfer plansızlığının ne boyutta olduğunu bu transferle daha net görebiliriz sanırım. "Jeter olmayınca Huertas'a gidelim, o olmazsa naapsak, dur bakayım şurda 40 sayı ortalamayla oynayan bi eleman var fena değildir heralde" mantığıyla yapılan bi hamle. Ataman'ın teknik-taktik dehasını hep ön plana çıkartıyoruz ama eğri oturup doğru konuşmak lazım. Üzgünüm ama, "Alo İsmail'cim, NBA'de lockout varmış, bize de Deron Williams diye bi çocuğu önerdiler, nasıldır bu, tanıyo musun" diyebilecek scouting kapasitesinde bi koçun bu transferi de planlı bir şekilde yaptığını umarım kimse düşünmüyodur. McCollum'un vereceği katkıyı tartışırız ama ben yine stratejik olarak doğru bir transfer dönemi geçirilmediğini düşünüyorum.

    Gelelim McCollum tarafına; elemanın çok farklı bir boyutta skorer olduğunu söylemeye gerek yok, kabak gibi ortada. Ama rakamları, NBA'deki gibi maçların 48 dakika üzerinden oynandığı, savunmaların Adana'daki pamuk tarlaları kıvamında olduğu ve oyuncuların daha iyi kontrat kapabilmesi için istatistiklerin çoğu zaman şişirildiği Çin Ligi yerine daha reel boyuttaki Eurocup ve Yunan Ligi üzerinden değerlendirilmesi daha mantıklı olacaktır ki şu meşhur 82 sayılık maçıyla ilgili olarak ta, o maçta McCollum'un takımının sahadan mağlup ayrıldığı detayını da vermek gerek diye düşünüyorum. Evet ele avuca sığmayan bi skorer oyun kurucumuz oldu ki bunu daha ilk hazırlık maçı olan Karşıyaka maçında da skoru direkt sırtlayışıyla şahit olduk bile.

    Oyunun sadece tek yönlü olmadığını, işin savunma tarafı da olduğunu ve hatta hücumunda sadece bireysel skor yükü değil oyun kurucu olarak takımı da oynatmak olduğunun bilinciyle takıma katkısını merakla bekliyorum. Oyun kurucunun etkisi, karar anlarında yaptıkları ve takıma hakimiyeti gibi daha farklı özelliklerle de değerlendirileceği için mental yeterliliği bizim adımıza kilit noktalardan biri olacak. Şansımız şu Ataman bu tip özel yeteneklerle oynamayı sever. Aradori, Pocius, vs gibi vasat adamları ne kadar sevmiyorsa, Arroyo, Hawkins, Erceg gibi özel yetenekler onun için hep baş tacı olmuştur. Hem onlara sınırsız sorumluluk verir hem de iletişimi iyidir.

    Şu an için 6 yabancı kadroya eklendi, hoş Green'in sakatlık durumundan dolayı sözleşmesinin son halini bilmiyoruz ki Erceg'in de hala bir takıma gitmemiş olması bana sanki orada son dakika U dönüşü yapılacak gibi düşündürüyor. Erceg ve Green'in oyun yapıları az çok benzediğini düşünürsek (Green'in son dönemde iyice yay gerisine evrilen oyunu sebebiyle) takımda McCollum, Schilb, Micov gibi vasat üstü şutör, yine şutu olan 4 numaralar ve çember savunup ekmeğini taştan çıkartan 5 numaralarla mevcut bütçeyle iyi bir kadro kurulmuş gibi duruyor, tabi kağıt üstünü bir de parke üstünde görmek lazım...

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir