O isim Chedjou. Geçtiğimiz sezon olduğu gibi. Takımın hücumda tıkandığı maçta sahaya çıkar, gol de atar asist de yapar. Özellikleri itibariyle Türkiye ezberinde olan bir stoper değil. Rahat oynuyor, aşırı rahatlığında da bazı hatalar yapabiliyor ama topla çıkışı, oyun kurma özelliği, hücuma çıktığında şapkadan tavşan çıkarabilmesi gibi artılarıyla Türkiye'nin en iyi stoperi olduğunu düşünüyorum. 4-1 rahat bir skor gibi görünebilir ama Chedjou'nun ikinci yarının ilk 5 dakikasında maçı 2-1'e getirmesi bu rahatlığı yarattı.
Jose Rodriguez'i 11 gördüğümde 4-2-3-1 oynayacağımızı ve Jose'yi sağ kanatta izleyeceğimizi düşündüm. Maç öncesi yazdığım 11'de de Yasin Öztekin'i sola, Podolski'yi forvete yazmıştım. Onun dışında tutturduğum bir 11 ama beklediğim düzen olmadı. 4-3-3 oynayıp Sneijder'i sola Podolski'yi sağa yazmak Galatasaray'a herhangi bir hücum artısı getirmedi. Orta sahada top tutabilen, dikine oynayan, en çok topla buluşan isim Jose Rodriguez'di, hücumda o biraz kıpırdadı, sorumluluk aldı. Podolski belki sağ tarafta oynamaya alışıyor ama 4-3-3 gibi bir düzende değil, 4-2-3-1'e dönüldüğünde. Sneijder'i sola atmanın zaten bir espirisi yok, Sneijder'i verimli kılmanın yolu forvetin arkasında oynatmakta, sol tarafına da Yasin Öztekin veya Podolski'yi yazıp etkileşim yaratmakta.
Doğru düzen 2. yarıda geldiğinde taşlar yerine oturdu. Yasin Öztekin & Bilal Kısa değişikliğini beklerken Jose Rodriguez'in çıkışı beni şaşırttı, hatalı bir karardı. Bilal Kısa o ana kadar sahada yoktu, Jose Rodriguez ise müthiş yararlıydı ama çıkan isim Jose Rodriguez oldu. Yararlı oynuyorken 11'e yazılmadığı gibi. Bilal Kısa'yı seven ve beğenen biriyim ama bu durum uzun vadede hocayı da futbolcuyu da yıpratır. Maçın 2. yarısının başında attığı gol bu maçlık hocayı ve kendisini kurtardı. 4-1'lik galibiyet de bu durumun üzerinde çok durmamızı sağlayacaktır ama Bilal Kısa'yı 60 sonrası hamle oyuncusu olarak düşünüyorum. İyi bir futbolcu, doğru bir alternatif. Maçın yine Galatasaray adına en çok koşan futbolcusu ama yenen golde hatası bariz. Astana maçının bir benzeri.
Yasin Öztekin'in müthiş futbolu da maçın çevrilmesinde en önemli etki. Oyunu hareketlendiren, takımı hücuma taşıyan isimdi. Sneijder'in soluna Yasin Öztekin'i aldığında iki ismin de hücumda yükselişini geçen sezonda da çok yazdık, Gençlerbirliği maçının çevrilmesinde de büyük faktör oldu bu durum. Podolski'nin de sağ kanata alışmaya başladığını düşünüyorum, kaleye gitmeye karar verdiğinde de ayakta kalan, düşmeyen bir futbolcu. Kanatlardan verim aldığımızda oyun geniş alana yayıldı ve müthiş hücum ettik. 4 golün yanında kaçan pozisyonlar da var, daha iyisi olabilirdi. Gençlerbirliği maçının 2. yarısı bana göre sezonun bizim adımıza en iyi görüntüsü.
Doğru düzeni doğru futbolcularla oynamak zorundayız, arayış işine girildiğinde doğru hamleler yapamıyoruz. Atletico Madrid maçının ilk yarısı da arayıştı, bu maçın ilk yarısı da. Doğru düzene dönüldüğünde taşlar yerine oturdu. Taşları yerine oturtmanın da yolu Sneijder'i forvet arkası oynatmak, Yasin Öztekin veya Podolski'yi solda kullanmak. Jose Rodriguez'e ise her maçın 11'inde yer vermek.
4 maçlık bir galibiyet serisi oldu, kazanma alışkanlığı bu anlamda geri döndü ve Fenerbahçe derbisi öncesinde puan kaybetmemek önemliydi. En güzeli de 2. yarıda oynanan güzel futbol, uzun zamandır hasret olduğumuz bir tabloydu. Benfica ve Fenerbahçe maçları zor olacak, yoğun bir tempo ve bazı isimleri bu anlamda hiç dinlendiremedik. Hakan Balta, Selçuk İnan gibi ama bu kadro ve tempoda devam. Burak Yılmaz'ın dönüşü de önemli, hücum için alternatif yaratılmış oldu. Galatasaraylılar için iyi bir hafta olmasını diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder