12 Ekim 2015 Pazartesi

Göksenin Köksal'ı İzlerken Bruce Bowen'ı Andım


Galatasaray Odeabank'ın bu sezon ilk resmi maçı ve benim de bu sezon ilk kez izleyişim aslında. Hazırlık maçlarını izleyemedim, bilen arkadaşların yorumlarıyla takımı takip edebildim ama ilk maç itibariyle farklı bir senaryo vardı. 

Takım geçen sezondan farklı, bu bariz belli. Daha atletik, hızlı ve hareketli bir takım var. Mesela Erceg & Caleb Green'den yola çıkalım. Erceg'in müthiş bir şut silahı vardı ama sıfır savunma ve sıfır atletizm olan bir isim. Takım bu tip isimleri taşımak zorundadır ki hücum gücünün artısını yaşasın ama dar rotasyonda bu olmadı. Caleb Green ise hareketli, atletik ve savunmada fazlasıyla dirençli. Tepeden şut atmadığı sürece de çok faydalı. Aşırı güveni ona zarar getirebilir ama sağlıklı kaldığı sürece büyük iş yapacak gibi. Trabzon Medical Park karşılaşmasının da yıldızı oldu.

Dorsey'in de tam hazır olmadığını söyleyelim, hazırlık maçlarında dökülüyordu ama 10 sayı, 10 ribaund'la oynadı. Lasme'yi tam anlamıyla kullanamadık ama Dorsey & Green ikilisi takımı taşıdı, Micov'un da 4 numaraya geçtiğinde katkısı unutulmamalı. 

Hızlı bir takım olmuşuz, çok hızlı top taşıyor ve hızlı top çeviriyoruz. Savunmada aynı dinamizm geldiğinde de hücum yürüyor bir şekilde ki şut yüzdemiz de yüksek. Micov dışarıdan müthiş üretti mesela, boş kaldığında kaçırdığını görmedim. Aynı şekilde Göksenin Köksal'a da bir artı, özgüveni çok yükselmiş, eli titremeden atıyor. Savunma katkısı zaten tartışılmaz, pis işleri müthiş yapıyor ve kenardan getirdiği enerji yüksek ama kenardan attığı şutlar bir anlamda Bruce Bowen vari. Milli Takım'da da bu anlamda iyiydi, yükselerek devam ediyor.

McCollum konusunda biraz şüphem var, biraz günlük bir guard. Yani, yeri geldiğinde 40 sayı atar ve size o maçı kazandırır ama organize olmanız gereken anlarda sizi ne kadar yönlendireceği tartışılır. Bugün bu işi Sinan Güler yaptı, takımı yöneten o oldu. McCollum çaktırmadan 15 sayıya ulaşmış ama organize olunması gereken anlarda kendisini göremedim, bireysel bir silah, günü geldiğinde de durdurulması güç ama organizasyon içerisinde biraz daha takım oyununa yatkın olmalı. Sinan Güler, Schilb bu anlamda önemli ki Schilb'i henüz göremedik, o da bu takıma katılacak. Sahadaydı ama takıma en son katılan isim oldu ve hazır değil.

Dar rotasyon yine var, olması da gereken. Bazı oyuncular birçok pozisyonda oynamak durumundalar. Aslında maçın diğer güzelliği de herkesi izlemenin imkanını bulmamız. Şafak Edge, Ege Arar, Duşan Cantekin ve İzzet Türkyılmaz gibi isimleri de gördük. Şunu söyleyeyim, İzzet Türkyılmaz transferi büyük yanlış, Ege Arar'a şans vermeyi tercih ederim. İzzet Türkyılmaz'ın basketbolla olayı bitmiş gibi. Duşan Cantekin'in görüntü vereceği maçlar olabilir, Şafak Edge de çok kötü alternatif değil ama bu dörtlünün süre aldığı maçları çok izlemeyiz.

Anlayacağınız şu ki bu takım büyük keyif verir, zaman geçtikçe taşlar daha da yerine oturur. Hızlı oyun, topun hızlı çevrilmesi ve sabırla doğru pozisyonu bulmak, mücadele ve atletizm derken heyecanlı bir sezon bizi bekliyor diyebilirim. Maddi sorunlardan uzakta, kafaların rahat olduğu ve herkesin basketbola odaklandığı bir sezon dilerim ki bu durumda ligde de, Euro Cup'ta da önemli başarılar hayal olmaz..

1 yorum:

  1. Göksenin beklentimin çok ötesinde bir gelişim gösterdi. Milli takım performansı da tatmin ediciydi. Bruce Bowen benzetmesi ceza şutu açısından bugün için zor. Ancak son iki senede şutunda yaptığı aşama net ortada. Ergin Ataman'ın güvenini kazanmış görünüyor bu da önemli artı. Trabzon maçına gelince beklediğimden daha iyi bir GS buldum. Umarım böyle devam eder.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir