24 Kasım 2015 Salı

SC Nostalji #46; Bülent Korkmaz


Türkiye'de böyle bir kariyer olduğunu düşünmüyorum. İçerisinde bir çok ilk bulunduran bir kariyer bu. Galatasaray altyapısından yetişen, futbol hayatı boyunca bu takımın formasından başka bir forma giymemiş, 84-85 sezonundan 2004-2005 sezonuna kadar toplamda 23 tane kupa kazanmış. Bunların arasında Uefa ve Süper Kupa'lar var. Milli Takım'la da Dünya Kupası 3.lüğü ve Konfederasyon Kupası 3.'lüğü olan büyük bir efsane. Türk futbol tarihinin en iyi takımlarının kaptanlığını da yapmış efsane bir karakter.

Galatasaray forması altında çok büyük efsaneler izledim, izlemeye de devam ediyorum. Bu takımın formasını çok önemli futbolcular giydi. Hagi'sinden, Hakan Şükür'üne kadar isimler sayarım ama benim adıma en büyük Galatasaray efsanesi Bülent Korkmaz'dır. Karakteri, liderliği, kariyeri, Galatasaraylılığı itibariyle çok farklı bir futbolcuydu. Böyle bir lider futbolcu da daha gelir mi veya günümüzde bu tip kaç tane isim var bilmem. 

84-85 sezonunda Tugay Kerimoğlu ile birlikte A takıma çıkarılıyorlar. Derwall dönemi, Galatasaray'ın büyük değişiminin başladığı yıllar. Sadece Galatasaray'ın da değil aslında, ülke futbolunun tüm vizyonu bir anda değişti. Öyle ki Galatasaray'ın Avrupa kimliğinin de oluştuğu yıllar. Şampiyonluk hasretinin dindirilmesinin ardından, Derwall sonrası Mustafa Denizli döneminde gelen Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali var. Bülent Korkmaz da o dönemler bir genç futbolcu olarak şans bulmuş, görev almış.

Geçen yıllar içerisinde Feldkamp dönemi de ilgi çekici. Yeniden yapılanmanın bir diğer baş aktörü de o. Hatta şöyle diyelim, Uefa Kupası'na giden uzun yolda atılan ilk adımlar. Yine Bülent Korkmaz o dönemin şans bulan, katkı sağlayan isimlerinden. Hatırlamadığım için çok detay veremiyorum, izleyen büyüklerimizi okumak daha keyifli.

Fatih Terim sonrasında ise ilk etapta takımın olmazsa olmazlarından biri değildi. Hatta bu durum uzun bir süre devam etti. Takımın kaptanıydı ama sahadaki ilk öncelik olmadı. Popescu'nun gelişinden sonra da bu durum çok değişmedi, o dönem de Filipescu vardı ama onun ayrılığının ardından Bülent Korkmaz'ı görmeye başladık. Popescu ile birlikte oynamaya başladığı dönem onun efsanesi yazılmaya başladı. 28-29 yaşından sonra bir anda gelişim ve çıkış sağladı. Çok çalışkan bir futbolcuydu, büyük profesyoneldi ve bu sayede kariyerini uzun yıllar sürdürdü ama çalışkanlığının, pes etmemesinin ödülünü de geç de olsa aldı.

Sonrasında Uefa Kupası ve Süper Kupa'nın geldiği dönem var zaten. Popescu ile müthiş bir ikili oldular. Hatta Galatasaray tarihinin gördüğü en iyi stoper ikilisi belki de. Müthiş bir tecrübe ve uyum içerisinde büyük başarılar kazandılar. Popescu ayrılığı sonrasında ise Emre Aşık'la o uyumu devam ettirdi, Dünya Kupası'nda da 3.'lüğün geldiği dönemde Alpay Özalan'la birlikte aynı başarıyı gösterdi.

Sıkıntı ise 2. Fatih Terim döneminde başladı. Almaguer, Xavier derken Bülent Korkmaz'ın da dengesi bozuldu ve tüm takım düşüş içerisindeydi. Frank De Boer geldiğinde de belki de hayatının en kötü sezonlarından birini geçiriyordu. Hagi göreve geldikten sonra da kulübeye çekildi, Song & Tomas yürürken Bülent Korkmaz bir numaralı alternatif durumundaydı. 2004-2005 sezonunun sonunda da sessiz bir şekilde futbolu bıraktı.

Saha içinde de dışında da büyük bir liderdi, sözünü dinleten bir futbolcuydu. Çok çalışırdı, mücadeleci ve pes etmeyen bir yapısı vardı. Onu ekstra kılan çok fazla teknik özelliği yok belki ama gerekli derecede sert, yeterli derecede hızlı, doğru yerde doğru zamanda olmasını iyi bilen çok iyi bir stoperdi. Yeri geldi tek koluyla da oynadı, kafası patladı ama devam etti. Mücadele onun esas özelliğiydi. Uzun yıllar forma giymesine rağmen efsane olduğu dönem 28-29 yaşından sonra oldu, bu da kariyerinin en ilginç noktası. 

Ama futbolun kötü bir tarafı var. Ne kadar iyi futbolcu olursanız olun, aynı ölçüde teknik direktör olamayabiliyorsunuz. Bülent Korkmaz'ın da durumu bu, iyi bir teknik direktör maalesef olamadı. Skibbe sonrası Galatasaray'da çalıştığı bir dönem var, aklımıza gelen ilk şey Lincoln ile yaşadığı sorunlar oluyor. Çalıştırdığı diğer takımlarda da çok büyük başarılar kazanamadı. Belki de futbolculuğunda olduğu gibi teknik direktörlük döneminde de geç açılacaktır, bilinmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir