8 Mart 2016 Salı

Abdullah Avcı'nın Kendi Sistemini Kuramayacağı, Sabredilmeyeceği Bir Ortamda Çalışacağına İnanmıyorum

Yerli teknik direktör ihtimalini düşük görüyorum ve yerli teknik direktöre de doyduğumuzu düşünenlerdenim. En azından bu dönem için yabancı teknik direktör ideal ama Galatasaray'la bahsi geçen teknik adamları konuşmaya devam ediyoruz. Egemen Yıldırım bizler için Abdullah Avcı'yı yazdı..


Aykut Kocaman'la birlikte ülke sınırları içerisinde tuttuğum iki yerli teknik direktörden biri. Abdullah Avcı çok uzun yıllardır Başakşehir'in başında ve her anlamda kendi takımı, iyi de bir sistem hocası ki çok başarılı. Senin için Abdullah Avcı ne ifade eder?

Egemen Yıldırım: Türkiye'de sistem hocası olmak çok zor, hatta imkansıza yakın. En alttan en üste kadar, hem yerel hem de ulusal bazda kazanılan başarıların çoğu -Galatasaray'ın 1996-2000 dönemi hariç- düzensizliğin içerisinden düzen yaratılmasıyla gerçekleşti. Böyle bir futbol ortamında Abdullah Avcı'nın çabası, şahsım nezdinde değerinden daha az ilgi görüyor.

İBB olarak başlayıp Başakşehir ile devam eden serüveninde Abdullah Avcı, ligin en istikrarlı teknik adamı. Bunu rakamlarla da rahatlıkla görebiliriz. Bence Abdullah hoca diğer meslektaşlarıyla olan farkını ise futbola sadece sonuç odaklı bakmamasıyla yaratıyor. Çünkü sistem oluşturabilmek için komple düşünmek ve bunu doğru bir şekilde yönetmek gerekir.

Futbol Extra dergisi için kendisiyle röportaj yaptığımda bunun önemini yaptığı çalışmaları anlatarak gösterdi. Örneğin kurmak istediği ve çalışmalarına başladığı 'Başakşehir Futbol Akademisi' projesi bile Türkiye'de bir teknik adamın ya da yönetimin bırakın hayata geçirmeyi, düşünemeyeceği bir proje. Birçok futbol otoritesi ya da futbolsever tarafından Türk futbolunun en büyük eksiğinin eğitim olduğunu söylemesi nedeniyle eleştirilen Avcı'nın tespiti son derece doğru yaptığını düşünüyorum. Sorunların panzehirini tam anlamıyla devreye sokabildi mi? Hayır. Çünkü kısa ve orta vadede halledilemeyecek kadar kötü durumda Türk futbolu. Ancak Abdullah hoca bunu uzun vadeli düşündüğü için basamakları tek tek çıkmaya çalışıyor. Kulübüyle olan uyumu ile de bunu gerçekleştirebileceğini düşünüyorum.

Başakşehir'de yarattığı sistemi Galatasaray'da yaratabilir mi, sence bu hamle başarılı mı olurdu yoksa boşa bir çaba mı?

Egemen Yıldırım: Bu sorunun cevabını soruyla vermek istiyorum. Kaostan beslenmeyi gelenek haline getiren, Fatih Terim, Frank Rijkaard, Roberto Mancini gibi üst düzey teknik adamlara sistem kuracak sabrı ve futbol aklını gösteremeyen Galatasaray Abdullah Avcı'ya sabredebilir mi? Şahsi cevabım, ilk yapacağı hatada bir kaşık suda boğulacağı. Okurlarımızın cevabının da benimle paralel olacağına inanıyorum. Başarılı olur mu kısmına gelirsek, az önce sorduğum sorudaki durumların tam tersi olursa muhtemelen Abdullah Avcı da başarılı olur.

Milli Takım'da baskıyı kaldıramadığını gördük, Galatasaray'da da aynı tehlike kendisini bekler gibi. Ama ben Başakşehir'den de ayrılacağını düşünmüyorum. Hem baskı için ne söylersin ve tanıdığın kadarıyla, teklif gelmesi durumunda bu topa girer mi?

Egemen Yıldırım: Geçtiğimiz günlerde NTVSpor'da katıldığı bir programda bu tarz bir soru soruldu hocaya. Verdiği cevap şu oldu: "Türkiye'de antrenörlük mesleği çok yıprandı. Ben ya da benim gibi düşünen meslektaşlarımdan biri 3 büyüklere adım attığında çok büyük yıpranmalar başlıyor. Ben eşimle, çocuğumla, arkadaşımla sokakta dolaşan bir insanım. İnsanların bana bakış açısının değişmesini istemiyorum. Bugün herkesten çok saygı görüyorum. Benim için önemli olan bu. Ama olursa da buna hazırlıklıyım."

Ben Abdullah hocanın kendi sistemini kuramayacağı, sabredilmeyeceği ve işine karışılmayacağı bir ortamda çalışacağına inanmıyorum. Onu ikna etmek için çok ciddi güvencelerin ve sağlıklı çalışma ortamının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda da söylediğim gibi hoca futbola sadece sonuç bazlı bakan biri değil. 3 büyükler ve özellikle Galatasaray tam bir kurtlar sofrası, başarının hemen gelmesinin zaruri olduğu bir camia. Bunları bir araya getirince hocanın Galatasaray'da çalışma ihtimalini zayıf görüyorum.

6 yorum:

  1. avcı süper lig mantığını çözmüş bir teknik adam bence.milli takımda selçuk inanı kesmesi selçuk un orta saha sertliğinde biraz yumuşak kalması herhalde.2 dm ile oynar.orta saha 3 lüsünü iyi kurgular.badji şu anda anderlech te oynuyor.devre arası biz donk u alırken andercht badji yi aldı.

    galatasaray maçında belezoğlu mossoro ve tekdemir üçlüsü ile sahadaydı.sezon başında ise genelde badji tekdemir ve mossoro yu oynattı.

    YanıtlaSil
  2. Avcı'nın GS hocası olmasını hiç istemem. Küçük takım hocası olduğunu düşünmem bir yana milli takımdan ayrılmasının ardından “Terim kuyumu kazdı" "benim dönemimden başarılı değil" söylemlerini medyada dillendirmesi oldu. Başarısızlığı günü gibi ortada olan birinin sızlanmasına dayanamam. Başarısız olursan birileri çareyi başka çözümde arar. Becerseydin kimse Terim demezdi. Diyen olursa da kamuoyunun tepkisini alırdı. Ayrıca ne diye ağlanıyorsun güçlü zayıfı yer. Tıpkı senin Başahşehir’i 2. Ligde şampiyon yapan Cihat Arslan'ı yiyip eski takımının başına geçmen gibi. Bir başka ironik durum Terim'e aklınca laf sokan Avcı'nın takımına "Başakşehir Fatih Terim" stadında hocalık yapması.

    YanıtlaSil
  3. dawkins

    avcının küçük takım hocası olduğunu özellikle süper ligde düşünmüyorum.

    fenerin hocası vitor da küçük takım hocası kıvamında.ama süper lig mantığında oynatıyor takımı.iki tip teknik adam var dünya futbolunda.idealist düşünen ve kafasında belli bir oyun şablonu olan hocalar ve her durumda duruma göre plan belirleyenler.

    fenere bakıyorsun.topa sahip olmada geride.faul sayılarında ileride.pozisyon bulmada geride.pas yapmada geride.bu istatistikler genelde küçük takım istatistikleridir.ama süper ligde birazda hakem desteğiyle iş yapıyor.

    süper ligde başka bişey oynanıyor.taraftar bunun farkında değil.zeminler ve faul ortalamalarının yüksek olmasından dolayı akan bir oyun yok.bakın konya 24 faulle beşiktaşı durdurdu.akan oyun olmadı.beşiktaş eskişehir maçında ise es es 8 faulle oynadı.bambaşka bişey ortaya çıktı.beşiktaş yağ gibi aktı.beşiktaşın attığı 2. gole bakın.eğer rakip konya olsaydı muhtemelen faulle oyun duracaktı ve konyalılar geriye dönecekti.

    süper ligin en önemli şifrelerinden biridir faul sayıları bence.haliylen bu oyuna uygun bir diziliş ve oyuncu profili olmalı.avcı vitor tarzı teknik adamlar zemine ve ülkenin oyun şekline uygun bir mantıkla plan yapıyorlar.

    ha birgün gelir yuguslav faullerini hakemler sarı kartla cezalandırır ilk yarı ve hatta ilk dakikalarda(avrupada böyle)o zaman favreler garcialar falan iş yapabilir bu ligde.ama bu ligin karekterinin değişeceğini sanmıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye’de oynatmama üzerine kurgulanmış anti futbol oynandığı konusunda size katılıyorum. Avcı’yı küçük takım hocası görme nedenim oynattığı futboldan daha çok kafa yapısı. Kompleksli, kişiselleştiriyor ve baskıya karşı çok kırılgan. Milli takım Selçuk İnan’ı yedek bırakma sürecini anımsayalım. Ligi kasıp kavuran Selçuk’u oynatmadı Emre’nin üzerine takım kurdu. Hocanın tercihi dedik. Ancak hem skor, hem sergilenen futbol kimseyi tatmin etmedi. Öte yandan “neden Selçuk yok”un mantıklı açıklamasını da göremedik kendisinden. Bunun yerine sırtını Göksel Gümüşdağ ve Emre’ye dayadı. Emre de attığı golde yeterince sevinmediğini düşündüğü Hamit’e yaptığı atarlanma gibi saygısızlıklar yaparak sevgisizliği soktu milli takıma. Avcı’nın sanırım aynı maçta oyuna sonradan giren Selçuk’un attığı gole sevinmemesi bana olayı kişiselleştirdiğini düşündürdü. Ardından yazdığım Terim göndermeleri. Büyük takım hocası her türlü baskıyla mücadele etmesini bilmeli. Avcı, baskıyı adeta hücrelerine kadar hissetmekle kalmıyor, içinde büyütüyor da. Başakşehir performansı başarılı. Benzer yapıda beklentileri büyük olmayan, medya, taraftar baskısı olmayan takımlarda çok iyi iş yapar. Ancak bırakın GS’yı Ç.Rize, G.Birliği gibi gerek taraftar gerek başkan baskısı yüksek takımlarda sezon sonunu göremez.

      Sil
  4. Hiçbir başarısı olmayan birinin tamamen medyadaki ilişkileri ve iktidara yakınlığı sayesinde abartılmasına sadece gülüyorum. Taraftarı olmayan, üzerinde en ufak bir baskının veya beklentinin olmadığı gereksiz bir belediye takımı ile yıllardır sadece kendi reklamını yapan kıfayetsiz bir hoca. Sadece büyük takımlara karşı taktik ve plan yapan son derece samimiyetsiz ve yetersiz aynı zamanda da sinir bozucu. Büyük gazlama ile milli takıma geldi en ufak baskıda dağıldı saçmaladı ve kovuldu.
    Şimdi bu kişinin ismi üstelik bunca yerli saçmalığı ve skandalının ardından nasıl oluyor da Galatasaray ile anılabiliyor. Rıdvancı acuncu şansalcı ntsvsporcu hürriyet spor servisi menşeyli ali naci yalancı küçük, erhan telli uydurmasyon haberciliğinin ve fener
    medyasının başka tür bir gazlama operasyonundan başka bir şey değil bu.
    Bırakın değmez bu arkadaş hakkında bu kadar uzun uzadıya konuşmaya. Taktik yapan, sinsi hesapçı hocadan bir bok olmaz.

    Galatasarayın olabildiğince yerli oyuncu hoca yardımcı antrenör vs... Tarzı az gelişmiş, sinsi, hizipçi, hesapçı yetersiz ve çapsız Türklerden azade bir yapılanma içine girmesi şart. Ne kadar az yerli o kadar uzun vadeli kalıcı hesapsız komisyonsuz başarı. Yerli illa da şartsa gurbetçi çocuklarından kalan kısmı dolduralım. Ya da henüz gözü açılmamış bebelerden

    YanıtlaSil
  5. türkiyede genelde kötü çocuklar kazanıyor ve iyiler devamlı kaybediyor.bakınız şenol güneş.skibbe .vs.

    avcı vitor gibi kötü çocuklar genelde kazanıyorlar aga.terimde misal saha kenarında ve saha dışında oldukça agresif.

    hislerim avcının gelmesi durumunda başarılı olacağını düşünüyorum.avcı hem saha kenarında hemde saha dışında konuşur.gerginlikten yılmaz.sevilmez fazla ama bu onun avantajı olduğunu gösteriyor.skibbeyi oynattığı oyunla sevdik.olmadı.şenol güneşi de seviyoruz.büyük ihtimal gene kaybedecek.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir