15 Mart 2016 Salı

Her Hafta Daha da Kötüsü, Gençlerbirliği 1-1 Galatasaray


Acımız büyük, canımız yanıyor. Nerede ne zaman başımıza ne geleceğini bilmeden yaşamak. En büyük ölüm bu değil mi aslında, korkuyla yaşamak. Daha da acısı alışmak durumundayız, hatta alışıyoruz ve bu alışkanlığı kazanmak güzel ülkemizin düşebileceği en kötü durum. Hayat devam ediyor, bizim adımıza en klişe kelime. Buradan da tüm ülkemizin başı sağ olsun.

Gençlerbirliği maçını yazamadım, malum sebeplerden ötürü. Yavaş yavaş bloga geçiş yapmak gerekiyor, kafamı başka türlü dağıtamıyorum. Terörün de zaten amacı bu değil mi, insanları mutluluklarından, işlerinden alıkoymak.

Ligin en formda takımlarından birine karşı oynadık, İbrahim Üzülmez'le yakaladıkları havanın tabiri yok. Önce düşme potasından kurtardılar, şimdi de acaba Avrupa olabilir mi hesabı yapıyorlar. Galatasaray karşısında kazanmış olsalardı şansları da bir hayli yüksekti ama kazanamadılar. Bana sorarsanız galibiyeti hak eden taraf onlardı, daha net pozisyonları var. Hızlı bir takım, özellikle de hücum hattında. Bu kontra silahını da Galatasaray karşısında iyi kullandıklarını düşünüyorum ama bitirici etkiyi gösteremediler.

Galatasaray'a dönersek, şu şartlarda beraberlik kötü değil. Galatasaray'ın herhangi bir planı, taktiği yok. Bunun yanında kenarda da bir teknik adam olmadığını düşünürsek kazanmak zaten zordu. Orhan Atik'in Başakşehir maçındaki muhteşem oyuncu değişikliklerine Gençlerbirliği karşısında da Bilal Kısa & Chedjou değişikliğini ekledik mesela. Maç 1-1, Galatasaray'ın galibiyet araması gerekiyor ama o ana kadar iyi olan Bilal Kısa çıkıp, orta sahaya Chedjou alınıyor. Chedjou oyuna girdi de ne oldu, orta saha daha mı sertleşti? Yine pozisyon verdik, rakip açısından bir eksik olmadı. Aksine Galatasaray'ın müthiş kısır olan hücumu daha da bitti.

Sneijder'in neden olmazsa olmaz olduğu üzerine oynanan bir maçtı. Hücumda akıl gerekiyor, kısıtlı bir hücum hattımız var ama Sneijder'in varlığı en azından belli anlarda belli oyuncuları yükseltebiliyor. Başakşehir maçında Yasin Öztekin'in oyunu gibi. Gençlerbirliği karşısında Yasin Öztekin sahada bile yoktu, buna Podolski'yi de ekleyelim. Galatasaray'ın başlatıp bitirebildiği bir atak bile yok neredeyse, sadece uzaktan şut ya da kenar ortaları deniyoruz ki kenar ortalarında da bitiren bir forvetiniz olmadığında bunun bir anlamı kalmıyor.

Galatasaray'ın kulübesi yok, buna katılıyorum. Yedeklerin geneli stoperlerden oluşuyor ama tek oyuncu değişikliği de Chedjou olmamalıydı. Volkan Pala kenarda mesela, Başakşehir maçında Orhan Atik "böyle bir ortamda oyuna sürmeyi doğru bulmadım" dedi, Gençlerbirliği maçında da düşünmedi. O zaman neden 18'de, ben de bunu anlamadım. 

Kötü bir sezon yaşıyoruz ama her hafta sonrasında yaşanan kötülüğün bir sınırının olmadığını görmek, daha da kötüsünü yaşayınca insan gerçekten hayret ediyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir