3 Mayıs 2016 Salı

SC Nostalji #56; Lorik Cana


Önce muadillerine bakmak lazım. Tobias Linderoth büyük umutlarla beklenmiş ama sakatlık kurbanı olduğundan bir türlü fayda sağlanamadı. O dönem Mehmet Topal kazanıldı ama futbolu bugün oynadığı futbolun o kadar gerisindeydi ki bir türlü kendini beğendiremedi ve akıllı davranıp Valencia'nın teklifini kabul etti.
Kadroda da Ayhan Akman, Mustafa Sarp, Barış Özbek gibi isimler vardı, ön libero dediğimiz pozisyonda oynayan. Haliyle bir hamle gerekiyordu, Lorik Cana gibi iddialı bir transfer yapıldı.

Lorik Cana'yı Marsilya günlerinden biliriz, çok genç yaşlarda takımın kaptanı olmuş, lider özelliği üst düzeyde olan bir isimdi. Mücadele gücü, saha içerisinde savaşı, azmi ile dönemin iddialı defansif orta sahalarından biriydi. Onu Marsilya'dan ayıran şey ise Premier Lig isteği oldu, Sunderland'a transfer olduğunda takım kaptanlığını alması 6 ay bile sürmedi ama sadece bir sezon orada kaldı. Sonrasında da ülkeme yakın olmak istiyorum diyerek Galatasaray'a transfer oldu, 4.5 milyon avro gibi bir bonservis bedeli ödemiştik. Müslüman olması, babasının geçmiş yıllarda Türkiye'de forma giymiş olması ve Türkiye'nin Arnavutluk, Kosova'ya yakınlığı Cana'yı buraya taşıdı.

O dönem için alınabilecek en iyi isimlerden biriydi, sevdiğim bir tarzı olması da beni heyecanlandırmıştı ama o dönemin düzensiz yapısına kurban gitti diye düşünüyorum. Kadro olarak zayıfladığımız bir dönem, malum 2010-2011 sezonu. Cana, Misimovic gibi hamleler vardı da onları kullanabildik mi sorusunun cevabı yok.


Rijkaard döneminde de daha çok yedek kaldı, kilo sorunundan bahsediliyordu ve yüzüne çok fazla baktı diyemem. Hagi ise geldiği gibi Cana'ya formayı verdi, gerek ön libero, gerekse stoper olarak en çok kullandığı isimlerden biri oldu ama Cana'dan beklediğimizi alamadık. Sert bir futbolcuydu, lider karakterdeydi ama o takımı da toparlamak zordu. Lider karakterini gösterdiği zamanlar oldu, Konya deplasmanı mesela, takımı nasıl sahiplendiğini unutamam ama takımı toplayamadı, o da diğer isimler gibi kötü takım içerisinde kayboldu.

Fatih Terim göreve geldiğinde ise Cana'dan mümkün olan en yüksek faydayı alır diye tahmin ediyordum, tam onun kalemi bir futbolcuydu ama Muslera'nın transferi gündem olup, Lazio da Cana'yı isteyince takımdan ayrılmak durumunda kaldı ve uzun bir Lazio kariyerine başladı. İlk etapta karşı çıkmıştım bu hamleye ama Muslera'nın yaptıkları, Melo'nun gelişi derken son derece kazançlı bir iş yaptığımızı gördük. Cana ise 4 sezon Laizo forması giydi, daha çok stoper oynadı ve bu hamle onun kariyerini uzattı. Şimdilerde ise Nantes forması giymekte, Fransa'ya geri döndü.

Sadece 1 sezon Galatasaray formasını giymesine rağmen sevdiğim isimlerden biri oldu, daha uzun bir Galatasaray kariyeri de olsun isterdim. Bülent Korkmaz'dan beri ilk defa böylesine lider bir futbolcumuz olmuştu ama maalesef ki onu da kullanamadık ama onun Lazio'ya gidişi Galatasaray adına çok hayırlı gelişmelere yol açtı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir