Galatasaray'ın En Büyük Hazinesi, Finallerin Kazanan Takımı Olmak

Galatasaray'ın en sevdiğim karakteri, finallerin takımı olmak. Şartlar ne olursa olsun, ortada bir final varsa o maça favori çıkabilmek ya da şampiyonluk yarışının içerisinde Galatasaray varsa, yine şartlar ne olursa olsun ipi göğüsleyen taraf olabilmek. Bu kazanan karakteridir, bu karakterle geçtiğimiz facia sezonda bile iki kupamız var. Yine kupayla başladık, şartlar Beşiktaş kadar bizlerin de aleyhine olmasına rağmen.

Beşiktaş'ın geçen sezondan şampiyon bir kadrosu var, bazı önemli kayıplar olsa bile. Mario Gomez'in boşluğu gibi ama bizim 6 numara sorunumuz da böyle değil mi? Sosa yeni katıldı, Quaresma geri döneli çok olmadı ama Podolski de öyle değil mi. Ayrıca Şenol Güneş bazı yeni isimleri düşünmedi, geçen sezon üzerinden gitti bu maçta. Galatasaray'ın ise yeni yüzleri var, maalesef tek hazırlık maçı oynayamayan. Bu anlamda şartlar eşitti, kimsenin noksanı diğerinden daha büyük değil.

Galatasaray açısından bakalım olaya, Riekerink yeni bir şey deniyor ama 15 gündür bu takımın ciddi bir hazırlık maçı oynamaması, bazı transferlerin çok yeni takıma katılması handikap oldu. Tolga Ciğerci 11 başladı, Eren Derdiyok ise 43'de girdi. Bu isimleri ne kadar eleştirebiliriz mesela, görüntü için vasat diyecekler ama çok doğal değil mi? 

Benim beklentim, Eren Derdiyok'un 11 başlaması yönündeydi ve profil anlamında da doğru isim o. Podolski ile sahte 9'a devam dedik, maalesef ki hücumu önde tutamadık. Eren Derdiyok da etki etmedi belki, duvar olarak kullanamadık onu ama en azından varlığı bile rakip savunmayı sırtında taşıyor. İlk yarıda da hücumu öne taşıyamamak bir yana, topa da sahip olamadık. İyi bir başlangıç vardı ama 10 dakikada kesildi, devamında Beşiktaş'ın topa sahip olduğu, pas yaptığı ve Galatasaray'ın rakibi kovaladığı anlar.

Sneijder ve Selçuk İnan'ı işin içine sokamadık, 4-3-3 bu anlamda eleştirilebilir. Sağ iç Selçuk İnan belli bir tarafa hapsoluyor, Sneijder ise rakip kaleden uzakta. İlginç bir ayrıntı, 120 dakikanın sonunda Sneijder bizim takımın bence en fit ismiydi. Güçlenmiş, daha hızlanmış, şut deniyor ve güçlü kullanıyor yeniden sağ ayağını ama rakip kaleden bu kadar uzak tutmak ne kadar doğru bilemedim. Sol iç Sneijder'in katkısı daha çok sol tarafta oynayan Bruma ve Carole'ye.

İyi kullandık sol tarafı, maçın adamı için Muslera diyeceğiz ama Carole efsane bir futbol oynadı. Bruma da bizi hücuma taşıyan isimdi. Beck'in kanadını çok yıprattılar, çok fazla ayakta duramadı. Carole'nin savunma katkısı da hücum katkısı da aynı oranda iyi, Bruma ise takımı taşıyor ama aşırı öz güven kaynaklı sorunlar var, olmaması gereken yerde denediği şutlar gibi. Bugün net 2 asist yapacağı ortamda kaleyi düşündü, zayıf ve alakasız şutları oldu.

Linnes konusunda erken davrandım, ilk yarıda bence kötü görüntüsüydü. Sinan Gümüş yeterli desteği vermedi, o ayrı da Tosic karşısında kötü durumlara düştü. İkinci yarıda ise Quaresma ile biraz daha hücumda etkili oldu Beşiktaş, buna rağmen Linnes ayakta kaldı ve maç sonunda da en çok ikili mücadele kazanan isim olmuş. Toparladı ikinci yarıda, eminim ki Cavanda da onun için iyi olacak.

Bu maç aldatmasın, 120 dakikada oynanan oyun anlamında iyiydik diyemem, kazanan olduk ama Beşiktaş'ın net pozisyonu daha fazla mesela, topla daha çok oynayan ve etki yaratan taraf onlardı. Eksikleri görmek lazım, 6 numaranın yokluğu gibi. Tolga Ciğerci zamanla daha iyi olacak, mücadele etti, box to box tanımına çok uygun ve ilk maçı, 120 dakika, rakip Beşiktaş. Eleştiriler acımasız olmamalı ama o pozisyon bir isim istiyor. Chedjou'nun da altını çizmeli, rakibi çok fazla kaçırdı, sayamadım bile ve kendi kalesine attığı gol. Hakan Balta belli ki vazgeçilmez olacak, Denayer'i bekliyoruz. Serdar Aziz & Denayer değişimiyle de stoper rotasyonu tamamlanır.

Zaman gerekiyor, alternatif yaratmalıyız. Eren Derdiyok ve Yasin Öztekin dışında hamle imkanı yoktu mesela, Dzemaili de gidecek derken orta sahaya 6 numara olduğu kadar 8 numara için de bir alternatif lazım. Josue mi olur bilmem ama keşke Emre Çolak kalsaydı diyorum. 3. değişikliği yapamadık, nedeni bu. Beşiktaş'a bakıyorum, kenarda olan isimler Adriano, Quaresma, Aras, Ömer Şişmanoğlu, Sosa gibi futbolcular. Kadro derinliği mühim.

Bunun dışında konuşulacak çok şey yok, kazanan karakteri devam ettirdik ki bu en büyük gücümüz. Riekerink, 2. kupasını da kaldırmış oldu, Galatasaray ise son 6 büyük kupanın 5'ini kazanmış. Son 6 yılda ise 9. kupa bu, inanılmaz bir istatistik. İyi bir sol tarafımız var, aynı etkiyi sağ tarafta da görmeyi diliyorum. Sinan Gümüş'ü 11 anlamında silinebiliyor görebiliyoruz, Podolski oraya kayacaktır. Tolga Ciğerci, Eren Derdiyok zamanla mutlaka daha iyi olacak, Muslera ve Carole için ise ayrı sayfalar açmak lazım. Kutlu olsun diyelim..