10 Eylül 2016 Cumartesi

SC Nostalji #61; Necati Ateş


Bir sürgün hikayesi aslında, Galatasaray'dan neden gönderildiğine hiç anlam verememiştim. Başarılı bir futbolcuydu, formayı giydiği her dönem hakkını vermiş bir isimdi. Hatta o dönem Galatasaray'ın forvet rotasyonunda da en iyisiydi. Bir ekleme daha, 10 numarasız geçtiğimiz zamanlarda da 10 numarayı giymesinin yanında, 10.5 numara gibi oynuyordu. Forvetti ama daha fazlasını verdi.

Galatasaray'a transfer olduğunda 2003-2004 sezonunun devre arasıydı ve bir Fatih Terim hamlesiydi. Tabii kendisiyle ilişkisi Terim & Bruma özelinde olduğu gibiydi, 1 ay çalışabildiler birlikte. Terim sonrasında gelen her teknik adamın da olmazsa olmazı oldu aslında. Hagi de ondan vazgeçmedi, Gerets de. Necati Ateş, Ümit Karan, Hakan Şükür ve Hasan Kabze'li o rotasyon unutulmayacak, bence o rotasyonun da en değerli parçası Necati Ateş oldu.

Galatasaray formasıyla 130 maçta 61 gol 21 asist. Neredeyse her 2 maçta 1 gol ortalaması. Kolay bir iş olmadığı gibi de tablo çok başarılı. 2004-2005 sezonunda gelen Türkiye Kupası'ndan, 2005-2006 sezonunda gelen şampiyonluğa kadar büyük katkı sağlamış bir isim. Unutulmaz Fenerbahçe maçları vardır hatta, pek boş geçmezdi. Günümüzde ise böyle isimleri bulmak kolay değil.

Hikaye ise sürgün diye adlandırdığım dönem sonrası başlar, Feldkamp'ın onu takımdan göndermesini hiç anlamadım. Kulüp para kazanabilir gibi bir mazeret bulunmuştu ama kazanamadık, oradan oraya kiraladık durduk, en iyi zamanlarında üstelik. Ankaraspor, İstanbul BŞB, Real Sociedad, Antalyaspor gibi takımlarda kiralık olarak forma giydi, sonrasında Antalyaspor'a kalıcı transferi gerçekleşti. Kendisi için Real Sociedad döneminin önemli olduğunu dile getirir. O dönem İspanya 2. Ligi'nde oynuyorlardı, Necati Ateş'in de o dönemi bence hayal kırıklığı ama mental anlamda büyük bir gelişim sağladığını söyler.

Antalyaspor'da da görüntü başarılıydı, yeniden ayağa kalkmayı başardığı zamanlar ki 2011-2012 sezonunun devre arasında Galatasaray'a yeniden geri dönmeyi başardı. Baros'un sakatlığı, Sercan Yıldırım'ın da yaşattığı hayal kırıklığı sonrası bir forvet ihtiyacı vardı, Fatih Terim de bu cevabı iyi tanıdığı bir isimde buldu. Geri döndüğünde 32 yaşındaydı, en iyi zamanı değil ama tecrübe anlamında fark yarattığı yıllar. O farkı da kazanılan şampiyonlukta verdiği katkı ile gösterdi, Elmander ile müthiş bir ikili oldular.

Sonra yine bir ayrılık, çok şaşırmıştım. Burak Yılmaz ve Umut Bulut'u transfer etmiştik, takımda da 4. forvet konumuna düştü. 32 yaşındaydı artık, tecrübesiyle takımda kalmasını isterdim ama o yine oynamayı tercih etti. Saygı duymak lazım, bugünlerde yattığı yerden kazanmak isteyenleri çok konuştuk. Eskişehirspor'a gitti, orada da başarılı bir dönemi var. Devamında da İzmir turu derken futbolu bırakmış oldu.

Arkaya dönüp baktığımızda da başarılarla dolu bir Galatasaray kariyeri. Galatasaraylılığına her zaman inandım, formanın hakkını veren isimlerden oldu. Jenerik gollerin de imzası ondadır, o 61 golün içerisinde de çok güzel goller var. En iyi zamanlarında ayrılmasını istemezdim, bu kariyer ve istatistikler çok daha farklı noktalara gelebilirdi. Kayıp diye adlandıracağım dönemleri var ama Galatasaray'a 32 yaşında 2. kez dönebilmek herkesin kolay başaracağı bir iş değil..

2 yorum:

  1. unutulmaz 09-10'da antalydayken türkiye kupası maç performansı vardır. başımıza bela olmuştu

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir