Yeni bir yazı dizisi / sekme daha, yine yakın geçmişe giriyoruz. Bazı 5'lileri bulacağız, belli konu başlıkları altında. İlk konumuz da "kap'a bildirip alamadıklarımız" üzerine. 2011 Ocak ayından itibaren bu uygulama var, resmi sıfatta gerçekleşen transfer görüşmeleri de kap'a bildirilmek zorunda. Kap'a bildirilen bu isimlerin de yüzde 75 itibariyle transfer olduğunu görüyoruz, çünkü belli bir aşamaya gelindikten sonra bu bildirimler yapılıyor. Bu başlıkta ise ilgilendiğimiz yüzde 25'lik dilim, bildirip alamadığımız önemli isimler de var.
Xherdan Shaqiri - Basel / 2011 - 2012 sezonu ara transfer dönemi
Hemen hemen hepimizin 1 numarasıdır kendisi. Kap'a bildirim yapıldığında 21 yaşındaydı, Dünya futbolunun yeni yıldız adaylarından biri. O dönem adına büyük bir işti, 2011-2012 sezonunun ara transfer döneminde de çok istedik, 12 milyon avro'ya kadar çıktık diye hatırlıyorum ama transferini gerçekleştirememiştik. Çok üzülmüştüm bu transfer gerçekleşmediğinde, Fatih Terim'in 4-4-2 içerisinde kusursuz bir öneme sahipti. Galatasaray bu transferi gerçekleştiremedi ama birkaç gün sonra Bayern Münih Shaqiri'yi transfer etti. Yarım sezon Basel'de kaldı, sezon sonunda Bayern'e gitti ama orada da tutunamadı. Sonrasında Inter'de olmadı, şimdi ise Stoke City'de. Yaşı 25, hala umut var ama hayal ettiği kariyer gelişimi bu değildi.
Diego Forlan - Atletico Madrid / 2011 - 2012 sezonu yaz transfer dönemi
Ünal Aysal'ın ilk icraatlarından biri, çok sükseli bir işti. Forlan, Reyes ve Ujfalusi'yi aynı anda kap'a bildirmiş, transferlerinde belli bir noktaya gelmiştik ama sadece Ujfalusi'yi ikna edebildik. Forlan o dönemin yıldız isimlerinden biri, Atletico Madrid sonrası yaşadığı düşüş büyük oldu ama belki de Galatasaray onun adına yeni bir çıkış noktasıydı. Forlan'ın Inter sonrasını pek takip edemedim, en son Dünya'yı dolaşıyor, Japonya'da futbolcular ruhlarını vermiyor diye şikayet ediyordu.
Jose Antonio Reyes - Atletico Madrid / 2011 - 2012 sezonu yaz transfer dönemi
Halkanın 2 numaralı ismiydi ama Reyes ismini duyduğumda nedense burun kıvırıyordum. Oysa o Reyes'in şahane bir istikrarı vardı. Atletico Madrid sonrasında iyi de bir Sevilla kariyeri oldu, Avrupa Ligi şampiyonlukları yaşadı ve çizgisini hiç bozmadı. O da Galatasaray'a büyük bir tecrübe katabilirdi, Riera'dan sol açık olarak beklediğimizi alamamıştık mesela. Reyes transferi gerçekleşmiş olsa belki de Arda Turan sonrasında bu kadar düşünmeyecektik.
Luis Fabiano - Sao Paulo / 2011 - 2012 sezonu yaz transfer dönemi
Sürpriz bir hamleydi, bir anda ortaya çıktı. O da Muslera'yla birlikte kap'a bildirilmişti ama bu transferin hiç bilmediğimiz bir hikayesi var gibi. Bir forvet arayışı vardı, Elmander transferine, Baros'un varlığına rağmen. Forlan olmamıştı, sonrasında gündem Luis Fabiano oldu. Bülent Tulun, Brezilya'ya gidip anlaşmıştı kulübüyle diye hatırlıyorum ama Luis Fabiano benim haberim yok gibisinden yaklaşmıştı olaya. Zaten ülkesinde kalmak istiyordu, sezonun ortasında Sevilla'dan Sao Paulo'ya gitmişti. Çok fazla tepki de olmuştu kulüp içerisinden ama bilmediğimiz bir hikaye bu.
Alper Potuk - Eskişehirspor / 2013 - 2014 sezonu yaz transfer dönemi
Büyük bir transfer fiyaskosu ve o dönem adına kayıp. Sezon bitmeden harekete geçilmiş ve prensip anlaşmasına varılmıştı. Kap bildirimi de sezonun bitmesiyle birlikte gelmişti ama o dönem Ünal Aysal'ın baskın seçim harekatı sonrasında Ali Dürüst, Abdürrahim Albayrak gibi isimler liste dışı kaldı ve futbol konusunda bir kaos oldu. O boşlukta da Fenerbahçe harekete geçti ve Alper Potuk'u transfer etmişti. Dönemin genç yeteneklerindendi, yabancı kontenjanını da düşünerek çok önemli bir isimdi. Yıllar içerisinde de Fenerbahçe'nin kozlarından biri oldu, bugün de önemli katkı alıyorlar. Hamit Altıntop'u sezon başında sakatlığa kurban vermiştik mesela, sonra sorun yaşadık. Alper Potuk'u transfer edebilmiş olsaydık o sezon büyük bir rahatlık anlamına gelecekti bu. Yekta Kurtuluş'la devam etmenin zorunluluğu bu oldu, Alper Potuk'u elden kaçırmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder