3 Aralık 2016 Cumartesi

Kim inanırdı Diebler'ın 8'de 1 üçlük atacağına


Kazanırsın, kaybedersin ama şu görüntüyü görmek güzel. Özellikle de felaket bir sezon başlangıcının ardından. Şöyle bir istatistik var, Euroleague'de oynadığımız ilk 5 maçta yediğimiz sayı ortalaması 97, sonraki 5 maçta ise 77.6'ya çekmişiz bunu. Ergin Ataman'ın özüne döndüğünü, geçen sezon oynattığını oyunu hatırladığını daha önce yazdım ve takımın ayağa kalkması da böyle oldu. 

Baskonia karşısında ilk periyotta bunu unuttuk ama doğru oyuncularla, doğru oyunu oynamaya çalıştığımızda geri döndük, son 1 dakikada kaybettik. Real Madrid ve Maccabi deplasmanları gibi çok üzüldüğüm bir maç oldu ama Zalgiris deplasmanı veya Fenerbahçe maçları gibi kolay teslim olmaları kabul etmiyorum ben.

Diebler'ın 8'de 1 üçlük attığı bir maç, genel tabloda ise 22'de 3 üçlük bulmuşuz. Takımın normal yüzdesi yüzde 40 bandında, Baskonia deplasmanında yüzde 19'da kaldık. Bu kadar kötü şut attığın bir maçta da oyunun içinde kalmak, hatta kazanma noktasına gelebilmek önemliydi. Şu geri dönüşte Diebler'ın payı büyük mesela, savunma anlamında yaktığı ateşle ayağa kalktık ama öyle şutlar kaçtı ki kırılma noktalarında yine kırıldık ama bir şekilde hep ayağa kalktık. Diebler özelinde değil bu yazdığım, genel tablo buydu maalesef.

Daye'yi kazanmak lazım, maalesef sakatlıktan dönemedi. Topu eline verdiğimizde, maç içinde istikrarlı şekilde skor üretecek bir isim arıyoruz. Oyun sıkışıyor bazı noktalarda, Baskonia karşısında da bu yaşandı ama o ismi bulamadık. Son periyotta üst üste üçlük denediğimiz ve kaçırdığımız bir dönem var mesela, galiba 4 üçlük üst üste kaçtı. Bir kırılma anı da o mesela, işte o zamanlarda skorer ismi bulamadık.

Pleiss'i doğru kullanıyoruz artık, geri dönüş noktasında onun katkısı da çok kritik oldu. Sinan Güler ve Schilb'in sahada kaldığı anlarda iyiydik, skor noktasında sıkıştık, onların da kaçırdığı zamanlar var ama skoru tutma noktasında da hücumda önemli katkılar verdiler. Micov'u işin içine sokamadık ama, kötüydü ve ısrar etmek durumundaydık. Son periyotu koparan noktalardan biridir mesela, Dentmon noktasında da aynı şey geçerli. Dentmon'un sahada kaldığı dönemde rakibin avantajı büyük oldu, farklı geriye düştük. Olmuyor bu sistemde, ilk 2 periyotta bu kadar sahada kalmasını ben anlamadım.

Son 1 dakikada kaybetmek üzücü ama kolay teslim olmamak, geri dönmeyi başarmak, savunma düzeyini de belli bir noktaya getirmek önemli. Kötü başladık, çok fazla kredi tükettik ve o kaybolan kredileri de böyle ekstra deplasman galibiyetleriyle telafi etmek mümkün. Baskonia karşısında bu şans vardı ama felaket şut attığımız bir güne denk geldi, şanssızdık. Mücadele güzel ama bu noktaya getirdiğimiz bir maçı kaybetmenin de hüznü büyük..

1 yorum:

  1. "Galiptir bu yolda mağlup" derler ya; öyle bir maç oldu. Ergin Ataman bir satranç ustası gibi üt üste hamlelerle maçı dengeye getirdi ama güvenilen dağlara yağan kar(Micov ve Diebler) sezonun ilk deplasman galibiyetinden mahrum etti bizi. Öte yandan Taugres, Tau Ceramica, Caja Laboral, Laboral Kutxa, Saski Baskonia...değişen sadece isimler oluyor. Bütçe daralıyor, yıldızlar gidiyor ama takım hep zirvede dolaşıyor. Geçen sene F 4 yapan takımın koçu ve iki oyun kurucusu takımda ayrılıyor ama takım yeniden yapılanabiliyor. işte bu akla ihtiyacımız var bizim.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir