23 Şubat 2017 Perşembe

Bedelsiz ihtimal #1; Fernando Torres


2 sezon öncesini hatırlayın, serbest futbolcu noktasında iyi bir piyasa vardı ama biz bunu öylesine kötü değerlendirdik ki. Okuyanlar bilir, bu statüde çok sayıda futbolcuyu bloga yazdık, değerlendirdik ve bunu yazarken de amaç "algı" üzerineydi. Bizim bu konuda elbette bir gücümüz yok ama en azından konuşulur kılmıştık bu olayı, ilgiyi buraya çekmiştik ama bu yönde adımların atılmamış olması da herkesi üzen bir gelişmeydi.

Tabii bu demek değil ki hevesimiz kırılacak, elbette yazmaya devam. Kim gelir, kim gider bilmem ama hedef yine "algı" noktasında, bu tarz hamleleri konuşulur kılmak. Doğru transfer tarzı bu çünkü, ffp denilen bir dert var ve bonservis ödemek şu aşamada doğru bir hareket değil. Sözleşmesi biten futbolculara bakmak, o piyasayı koklamak en önemli hareket olacaktır. Bu noktada da çoğu zaman ben yazarım ya da yazılacak futbolcuyu daha yakından takip eden dostlardan ricada bulunurum. Umarım o algıyı yeniden yaratabiliriz ve başlayalım.

Kalite baki forvetlerden bahsederim hatırlarsınız. Yaşı ne olursa olsun ya da ne ölçüde düşüş yaşarsa yaşasın, belli bir kalitesi ve ismi olan forvet bu ülkede iş yapıyor. Olmaz diyoruz ama oluyor işte, çok iyi işler çıkarabildiklerini görüyoruz. Gerçi Galatasaray'ın yapacağı forvet hamlesinde daha mücadele gücü yüksek, savaşan, biraz daha genç bir forvete yöneleceğini düşünüyorum ama Fernando Torres gibi bir isme hayır diyemezdim.

Nedeni yukarıda yazdığım gibi, kalite baki forvetlerden biri olması. Belli ki Podolski ayrılığı yüzde 99 ihtimalle yaşanacak, Japonya işi olacak gibi duruyor ve gol noktasında bu büyük bir eksiklik. Ayrıca Podolski ismi olan bir futbolcu, kaybı mutlaka hissedilecek. Fernando Torres'in de o boşluk noktasında taraftarı heyecanlandırabilecek bir isim. Farkını da ortaya koyacaktır, Türkiye'de bu tarz forvetlerin yarattığı etki büyük olabiliyor.

Sistemi görmek lazım tabii, nasıl bir düzen olacak bilmiyorum. Kadroda büyük değişimler olacağı kesin, Tudor'un da daha mücadeleci bir takım isteyeceği. Sneijder kalacaksa onun üzerine bir takım kurmak zorundasınız. Sneijder'in önüne de Podolski veya Torres gibi forvetler koyduğunuzda orta sahada o mücadele boşluğunu kapatacak, tempolu isimler olmak zorunda. Yoksa forvet tercihinin daha mücadeleci, savaşan, biraz daha genç biri olacağını düşünüyorum. Oynayacağınız sistem ile alakalı aslında, bunu görmeden yorum yapmak zor.


Fernando Torres'in Atletico Madrid günleri kendini yeniden hatırlatma dönemi aslında. Takımın 1. önceliği değil ama önemli isimlerinden. Liverpool sonrası büyük bir hayal kırıklığıydı, Atletico Madrid'de ise kendini yeniden hatırlattı. Sözleşme yenileyecekler mi bilmiyorum, sonuçta onlar adına da simge bir futbolcu ama devam edeceklerini düşünmüyorum. 

Bu tarz isimlere Çin gibi liglerin de ilgisi büyük olabiliyor, Torres'in önceliği mutlaka para olacak ve Galatasaray da o seçeneklerden biri olabilir. Ama ffp için dediğim şartlar hala geçerli, 32 yaşında olan bir futbolcuya da bağlayıcı bir sözleşme vermemek elbette konuşulacak bir hareket. Böyle bir hamlenin geçerliliğinin sözleşme süresi ile alakalı olduğunu söyleyebilirim.

Atan önemli, onu söylemem lazım. Beşiktaş'ın Eto'o nun peşinden koştuğunu gördük, ben Podolski Ocak ayı içinde gitseydi Galatasaray için de isteyebilirdim onu. Forvette pek yaşa bakmıyorum, sistemle alakalı tabii bu ama atanın istikrarlı olmak zorunda, size tek başına maç kazandırabilecek, özel bir forvete ihtiyaç var. Fernando Torres'in de konuşulabilecek alternatiflerden biri olabileceğini düşünenlerdenim, peki siz ne dersiniz?

3 yorum:

  1. Torrres sürekli düşüşte olan futbolcu.Ayrıca doymuş ve kariyerinin sonuna gelmiş.Artık G.Saray a Avrupa da piyasası olmayan eski yıldızları yakıştırmayı bırakın.Tudor un oyun anlayışında Torrres gibi durağan, rakip defansı rahatsız etmeyen, girdiği çoğu ikili mücadeleyi fiziksel düşüş nedeniyle kaybeden futbolcuya .yer yok.G.Sarayı Avrupa'nın Katar ı olmamalı.Başarıya aç genç veya piyasası olan verimli olacak futbolcular tercih edilmeli.

    YanıtlaSil
  2. o değilde asıl konu ali palabıyık olmalı aslında.gündem.kimse bunu konuşmuyor maalesef.fifa kokartlı ali palabıyık a 3 haftadır maç vermiyorlar.neden? kupa maçında sarı kartlarını erken çıkarmadığı için.verdiği kırmızı kart doğru.maça ne etki etmiş onu anlamadım.biz saçma sapan penaltı verip skora direk etki eden hakemerin 2 hafta sonra maç aldığını görüyoruz.bu ligde.yeteneksiz ve eyyamcı hakemlerden geçilmediği bu ligde bence eyyam yapmayan tek hakem olan ali palabıyık kızağa çekilmiş.bu olayın üç dört boyutu var .

    ali palabıyık ın ruh durumunu düşün.normal yönettiği bir maçtan sonra kızağa çekiliyor.bundan sonra hangi kafa ile maç yönetecek?kime güvenecek?arkasında kimse durmadı.durmuyor.genç yetenekli ve kariyeri çıkışta olan bir hakemi rezil hakemlerin olduğu ligde alaşağı ettiler.inanılır gibi değil.

    iki. bu diğer hakemlerede bir mesaj.aslında sezon başından beri bu mesajı alıyorlar beşiktaş lehine.

    üç. beşiktaşa ufacık dokunan hakemi ne duruma soktular.haklı olduğu halde.

    tff ve mhk nın iyi niyetli olmadığını ali palabıyık ın kızağa çekilmesiyle anlıyoruz.
    çürümüş bir lig .

    YanıtlaSil
  3. bu arada ne torres i hafız. artık çilek devri kapandı.bizi bu çilekler batırdı zaten.çilek yönetim çilek futbolcular sonra indiragandi olayları.

    bu maaş olayının acilen reel rakkamlara çekilmesi şart.kulübün toplam maaş toplamı kemiksiz 20 milyon avroyu geçmemeli.net

    ileride kulüp başkanı olursam :) üst maaş sınırı 900 bin avro olacak.oradan yeteneklere göre aşağıya doğru inecek. puan başı 10 bin avro prim.buda 3 puana 30 bin avro prim demek.ilk 11 de oynayanlar için bu prim.yedekler ise bunun yarısı. yani başarıya prim sistemi olmalı.bu oyuncuyu teşvik eder.maç başı değil.puan başı.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir