23 Mart 2017 Perşembe

Podolski'nin imzası, kusursuz veda


Bunun adı kusursuz veda, yıllar sonra dahi unutulmayacak. Herkesin hayali böyle bir jübile ve ancak bu kadar mükemmel olabilir. Podolski'nin golüyle kazandı Almanya, bir imza golüyle. Podolski'nin muhteşem sol ayağı deriz, böyle bir imza işte. Geriye dönüp baktığında da ancak bu kadar kusursuz bir Milli Takım kariyeri bırakabilirdi. Podolski unutulmayacak, burası kesin.

Almanya'nın yeni toparlandığı, ayaklanmaya başladığı dönemler, 2000'lerin ortaları. 2002 Dünya Kupası'nda bir final başarısı gelse de bunu beğenmeyen ve yeniden yapılanma başlattıkları. Podolski de o yapılanmanın ilk yıldızlarından, 2004 yılında ilk kez giydi bu formayı, 19 yaşında. 13 yıl boyunca da hiç bırakmadı ve bugün 31 yaşında, 130. kez Almanya formasını giymiş oldu.


130 maçta ise 49 golü var, bu bağlamda Almanya'nın en çok gol atan 4. futbolcusu durumunda. İstatistiğin kusursuzluğunu anlatmak açısından, Podolski henüz 31 yaşında. Lothar Matthäus 40 yaşında futbolu bıraktı ve 150 kez ile Almanya formasını en çok giyen futbolcu. Podolski'nin de son 2-3 yılı yedek olarak geçti, buna rağmen böyle bir rakam. Bu rekoru da kırabilirdi Podolski.

Joachim Löw'ün de Podolski için önemi büyük, Podolski'den hiç vazgeçmedi Löw. En kötü zamanlarında bile bu takımda bir yer edindi Podolski. Löw döneminde 97 kezle en çok Almanya formasını giyen isim olmuş Podolski, Lahm ve Schweinsteiger gibi isimleri de geride bırakarak. Podolski'nin Milli Takım kariyerinde en önemli isim Joachim Löw diyebiliriz. 


Eleştirdim, bundan sonrasını göremediğimi de dile getirdim ama Podolski sevgim / saygım her zaman doruk noktada oldu. Özel bir isimdi, günün birinde mutlaka Galatasaray formasını giyecek derdim, şükür ki giydi. Bu formaya yakışacağını düşünüyordum, öyle de oldu. Şanssızlık şu, yanlış zamanda denk gelmesi. Daha iyi bir Galatasaray'da çok büyük başarılara birlikte yürüyebilirdik, olmadı. Buna rağmen imza işleri vardır, gol bekledik, o beklentiyi de karşıladı. Eleştirdiğimiz noktalar ayrı ama Galatasaray'ı ve Türkiye'yi sahiplendi, bizden biriydi.


Şu yönetimin yaptığı en iddialı işti belki de, Podolski'nin transferi. Onu da Podolski'nin satış tarzıyla yıktılar gerçi, ortada bir iddia da yok. Japonya'ya gidecek, yeni bir macera. Göz önünde olmayı çok seviyor, Japonya'ya gitmesi de onun adına yeni bir kapı. Bundan sonrası futbolla değil, Podolski'nin imajıyla alakalı olacak, o da bunu konuşturacak..

1 yorum:

  1. Yorumlarım çok uzun olmasın diye bölüyorum. Aynı zamanda fazla kalabalık yapmamak için aynı yazının altına yazmaktan kaçınıyorum.

    Oyuncu değerlendirmeye devam:
    Şimdiki konuğumuz devre arasında bizlere katılan Garry Rodriquez. Sol ayaklı, çabuk, hızlı, pırpır bir oyuncu. Dar alandan çıkmak konusunda aksaklıkları olsada oldukça iyi bir oyuncu. Günümüz popüler kanatların aksine sağ kanatta oynayıp içeri çekip şut atmak yerine sol kanatta oynayıp çizgiyi kullanmayı seven oyuncu. 0 a inmeyi seven oyuncu. Orta isabetinin yüksek olması sayesinde hızlı atakların ve kanat organizasyonlarının bir numaralı adamı. Enerjisi ile kanadı tek başına sükrase edebilecek oyuncu.
    Yunanistan dan gelen oyuncu bonservisinin ve maaşının yüksek olması en çok eleştirilen bir konu.
    Geniş bir alan isteyen bir oyuncu ancak kanattaki rahatlığını içeri girince yada ters kanatta gösterememekte. Bunun dışında oyuncuyu daha çok oyuna dahil etmek gerek.

    Geleceği: Düzgün planlama ve bir sezon başı kampı ile daha iyi bir oyuncu olacak.

    Bruma: Sezon başına kadar herkesin ümidini kestiği oyuncu sezon başına hızlı bir başlangıç yapan oyuncu özellikle sezon başı maçlarında bizleri şaşırtmayı başardı. Sol kanattan içeri kat eden oyuncu topla yaptıkları inanılmaz hareketleri ile kısa sürede rakip defans oyuncularının korkulu rüyası olmayı başardı.
    Ancak zamanla kendisine destek olmayan takım arkadaşları yüzünden topu aldığında daha çok rakibi karşısında görmeye başladı. Arkadaşlarının pozisyon almasındaki sıkıntısı ve birazda kendi bencilliği yüzünden asist sayılarının düşük kalmasındaki temel sıkıntı. Bunun yanında gol vuruşundaki eksikliklerde kendisinin gol krallığında tepelerde olmamasının nedeni. Yüksek pozisyona girme istatistiği oldukça iyi birşey.
    Büyük sakatlıkları aşan oyuncu yavaş yavaş kendisinden beklenen ve 8 milyon euroluk bonservisinin üstesinden gelmeye başladı.

    Geleceği: İyi bir antreman ile çok daha iyi olabilecek oyuncu, takımda kalmayı kesinlikle hak ediyor. İyi bir sistem içinde çok büyük bir oyuncu olabilecek kapasitede. Bencillik bu oyuncularda olması gerek. Gol vuruşuna çalışırsa bu bencillik ona çok şey kazandıracak. Maç yaptıkça asist konusunda da rahatlayacağını düşünüyorum. Tek gereken hocası bu konuda baskı yapmasın. Messiye, Ronaldoya bencil diyorlar mı?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir