22 Nisan 2017 Cumartesi

5li #11; Galatasaray'ın "geliştirici kulüp" denemeleri

Geliştirici kulüp kavramını biraz daha açalım. Büyük kulüplerde çok fazla şans bulamayan ama potansiyel barındıran futbolcuların çeşitli takımlara kiralanması ve gelişimlerinin sağlanmasına çalışması. Günümüzde Türkiye için en iyi örnek Beşiktaş işte, Talisca ve Aboubakar gibi örneklerle. Bu güveni vermek mühim, cazibe merkezine gelmeniz. Maliyet anlamında sizi öyle rahatlatan bir olay, düşük maliyetlere böyle isimleri kiralamak ve bir noktada kazan / kazan olayının içinde olmak. Beşiktaş'ın bu noktada önü açık, son yıllarda başarılı örnekleri var ve Talisca gibi bir ismi kiralamayı başarıyorlar. 

Galatasaray'a gelirsek, bu konuda geçmiş yıllarda çok fazla bir örneğimiz yok. 5 isim sayabildim, onlar da konseptin konusu oldu zaten. Futbol aklından geçen bir konu bu, Galatasaray'da da böyle bir akıl olmadığı için fazla umutlu olmamak lazım. Doğru yol bu ama, bir şekilde biz de bu konuda çalışma sağlamalıyız. Galatasaray'ın bir adı, önemli bir kimliği var ama günümüzdeki imajı o kadar iyi değil, son yıllarda transfer edip, geliştirebildiğimiz çok fazla futbolcu sayamıyorum. Bu örnekleri sıralayalım ve gerekli çıkarımlar nostalji sosu altında zaten ortaya çıkacak.


Jason Denayer

En son örnek o işte, "geliştirici kulüp" dediğimiz olay adına yaptığımız doğru işlerden biriydi. Manchester City'nin Denayer üzerinde beklentisi büyüktü. Celtic'de bir önceki sezon iyi bir gelişim gösterdi ve ertesi sezonda Avrupa Kupası deneyimi yaşayabilmesi adına Galatasaray'a geldi. Scout ekibi kaynaklı bir hareket ki çok akılcı bir transferdi, maliyeti düşük bir potansiyel işte. Peki biz ne yaptık, stoper Denayer'i sağ bekte kullandık daha çok. Potansiyeli de geriye attı, bu yüzden Denayer'in de çok istemesine rağmen Galatasaray'a gelemedi. Sunderland'e kiralandı ama gelişimi orada da kötüye gitmekte, en son orta saha olarak izliyorduk kendisini.


Emiliano Insúa

Galatasaray'a transfer olduğunda 22 yaşındaydı ve dönemin potansiyel sol beklerinden biriydi. Liverpool'un büyük beklentisi vardı, şans da veriyorlardı ama yeterli gelişimi gösterememişti. Galatasaray'a bu yolla geldi ama Rijkaard sonrasında hiç şans bulamadı desek yeri. Rotasyonda Çağlar Birinci'nin arkasında diyeyim gerisini siz anlayın. Hagi yüzüne bakmadı, Bülent Ünder de 2-3 maç harici pek kullanmadı. Ama oynadığı o 2 maçın ardından Arjantin Milli Takım'a çağrılması sonrası "benim sayemde" demesini hiç unutmayacağım. Oysa o dönem Insua'nın ölüsü bile Arjantin Milli Takım'ına giriyordu. 


Giovani Dos Santos

2009 - 2010 sezonunun Ocak ayı, Jo'yla birlikte transferleri öyle heyecan yaratmıştı ki. Önemli yeteneklerdi ve Galatasaray'a gelmiş olmaları o dönem adına büyük olaydı. Giovani Dos Santos'u ilk olarak Barcelona'da izlemiştik ama Tottenham'a da büyük umutlarla transfer edilmişti. Rijkaard'ın Barcelona'da ortaya çıkardığı bir isim, yeni bir Messi harekatıydı ama nefesi yetmedi. Galatasaray'da tekrar buluştular ama, beklenti çok büyüktü. Oysa Giovani Dos Santos için söylenen şey şu oldu "bal yapamayan arı". Sonuca gidemedi bir bakıma, sonuca giden yolda fazlasıyla iyiydi, opsiyonu da vardı, kullanılmadı. 



CSKA Moskova'da Vagner Love'la müthiş ikililerdi ve Manchester City onu çok önemli bir rakama transfer etmişti. Beklediklerini bulamadılar ama, hayal kırıklığı oldu. Everton'da da kiralık olarak geçirdiği bir dönem var ama olmadı, İngiltere'ye ayak uyduramadığı söylendi. 2009 - 2010 sezonunun Ocak ayında ise Galatasaray'a kiralandı. Sükseli bir işti, herkesin tanıdığı, umut beslediği bir forvetti ve City'nin de hayali Jo'nun Galatasaray'da ayaklanmasıydı. Hayal kırıklığı oldu tabii, geldiğinde şanssız bir sakatlığı oldu, devamında iyi döndü ama biz onu daha çok gamsızlığı ile andık. Sahamızda kaybettiğimiz Fenerbahçe derbisi de bir noktada sonu oldu. 


Mohamed Sarr

Daha eskiye iniyoruz, 2002 - 2003 sezonuna. Fatih Terim'in Ümit Davala'yla birlikte ilk icraatıydı, Milan'la olan iyi ilişkilerini kullanması neticesinde. Dönemin iyi potansiyellerinden biriydi, stoper ve sağ bek gibi oynayabiliyordu ve beklenti duyulan bir isimdi. Olmadı ama, gerçi o dönem hangi futbolcu oldu ki diyebilirsiniz. Sarr da o kaos içinde kayboldu gitti, Yarım sezon sürdü Galatasaray macerası, hayal kırıklıklarından biri daha. Genel tabloya baktığımda da bu 5 isim dışında bu tarzda başka bir isim bulamadım, konsepte uyan..

2 yorum:

  1. Denayer konusunda bize haksızlik yapıldı bence, buradaki deneyimi, hem sağ kanatta, hem de stoperde, bence gelişimine katkıda bulunmuştur.. Sonuçta ıskoç ligi izlediğim bir lig değil ama steril bir lig olduğunu tahmin ediyorum, özellikle celticte oynuyorsan, pozisyon bilgisi, hız ve teknik becerisi orta düzeyde bir oyuncunun başarili performans vermesi sürpriz değildir.. Burada, oldukça karışık ve zorlu bir ligde ve avrupada oynadı, haliyle zorlandı, bu onun geriye gittiği veya ilerlemedigi anlamına gelmez..
    Ayrıca bizden sonra hem milli takımda, hem de sunderland de sağ bek mevkinde oynadı, hatta sunderland onu zaman zaman sol bekte ve son olarak yazdığınız gibi on liberoda denedi..
    Belçika teknik direktöru wilmots ve guardiolanin yazın medyaya yansiyan ve oyuncunun galatasaraya gitmesinin hata olduğu yönündeki açıklamalari bence ukalalık..

    YanıtlaSil
  2. sarr büyük heyecandı. o dönemin başı, fatih terim'in geliişi, olympiakos maçı, felipe ve finalde büyük hüsran... hemen hepimiz lucescu'nun gönderilip terim'in dönüşünden fena halde memnunduk. kim derdi ki belki de kulup tarihini en büyük hatası olduğunu?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir