20 Eylül 2017 Çarşamba

Tudor'un Serdar Aziz övgüsü boşuna değil


Serdar Aziz konusunda övgü okumak hoşuma gidiyor. Transfer olma şartlarını konuşmuyorum, olan oldu. İnandığım, sevdiğim bir futbolcu, geldiği gün de yazmıştım. Sorunu sakatlık, öyle bir zamanda geliyor ki bir daha ayağa kalkması zaman alıyor. Yine de ayağa bir şekilde kalkıyor, bıraktığı yerden devam ediyor. Başardı işte, yine döndü.

Tudor'un hatası Serdar Aziz'i Östersunds maçlarına hazırlamamak olmuştu. Serdar Aziz o gün sahada olsaydı bir şeyler değişirdi belki de, bilemeyiz. Ahmet Çalık'a güvenmek durumunda kaldı ve sonuç ortada. Ahmet Çalık iyi bir alternatif olabilir, ona lafım yok, aldığı yıllık ücrete bakınca olur da ama Serdar Aziz varsa o oynamalı.

Denayer geldikten sonra da durum değişmedi, Serdar Aziz benim için Denayer'in önünde. Denayer'in transferini çok isteyenlerin başındayım, hem joker etkisi, hem stoper için önemli bir alternatif olması itibariyle. Dedim ya, Serdar Aziz'in sakatlık sorunu var ve ne zaman ne olacağını bilmiyorum. Keşke sakatlanmasa, bu istikrarda devam etse. 

Ama herhangi bir aksi durumda Denayer bekliyor, bu anlamda kafam rahat. Serdar Aziz'i de yükseltti bu hamle, burnu kırık ama ısrarla oynamak durumunda. Ameliyat olması durumunda biliyor ki forma Denayer'in ve geri alması zor olacak. İyi de bir gidişatı var, istikrar yakaladı, Maicon'la iyi bir ikili oldu. Şu aşamada bunun bozulmaması değerli.

Tudor'un Serdar Aziz övgüsü boşuna değil. Bursaspor döneminde de yazdım, benim için en iyi Türk stoper. Geçtiğimiz sezona bakınca da en iyi stoperimizdi ama sakatlık kurbanı oldu. Bu sezon ise Maicon'la çok doğru bir ikili oldu, umarım devamını getirir. Serdar Aziz'in şu görüntüsünün hakkını vermeyen de net şekilde ön yargılı ve saplantılıdır. Bu kadar ağır konuşabilirim..

12 yorum:

  1. serdar 3 milyon bonservis 1.5 yıllık ücrete gelse taraftar tapardı. şimdi ne yaparsa yapsın "ee o kadar para verdik" diyoruz. nazar değmesin, denayer'le kıyas bile edilmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıyas edilir ama Serdar Aziz benim için de daha önde.

      Sil
  2. alakasız olacak ama yabancı serbestliğinin etkilerinden ve ülke futboluna en çok katkı veren durumlarından biri de bu işte. mariano ve maicon kaliteli, akıllı, oyunu bilen oyuncular. denayer de kaliteli bir stoper ve iyi bir rakip. bu kaliteli ve rekabetçi ortam da serdar'ın kendisini geliştirmesini sağlıyor. yetenekli ve zihin yapısı kuvvetli yerli oyuncular kulüp bünyesinde her halükarda yer aır zaten. şener, caner, gökhan, oğuzhan, cenk, tolga, okay, yusuf yazıcı için de bu ve benzeri durumlar geçerli. ligimizdeki kalite ve maçlardaki seyir zevki gözle görülür şekilde artıyor. arttıkça ve kaliteli oyuncular lige geldikçe elekte yetenekli ve zihin yapısı kuvvetli yerliler kalacak ve bence kalan oyuncularda milli takım için yeterli olacak diyorum. belli ve çok basit bazı düzenlemelerle artan lig kalitesi, belli ve basit düzenlemelere ihtiyaç duyan altyapı sistemi ile desteklendiği vakit birbirlerini etkileyen ve geliştiren bir ortam oluşur ve ülke/ülke futbolu 10-15 yıl içinde olması gereken yer olan avrupa altıncılığına gelir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle, yerliler kaliteli yabancıların arasında oynuyor ve gelişim sağlıyorlar, daha iyi görüntü veriyorlar.

      Sil
    2. Bu yabancı sınırlamasından; yattığı yerden daha mislince para kazanmak isteyen yerli futbolcular ve bunların menajerleri dışında kim ekmek yiyor anlamıyorum. Niçin böyle gündem oluyor ve hangi mantığa dayanıyor onu da anlamıyorum. Yerlilerin daha başarılı olması için rekabeti sıfıra indirecek bu formülün daha iyi olduğuna nasıl karar veriliyor o çok daha ilginç. Sorsan kimsenin alt yapı konusunda fikri yok. Kimdi hatırlamıyorum ama, iyi eğitim almış güzel tecrübelere sahip yabancılarla, saldım çayıra mevlam kayıra alt yapılarda bir şekilde ayakta kalmış yerli oyuncuyu yarıştırmak doğru değil demişti bir td. Haklı.. 35 yaşındayım, Uefa Kupası sonrası her düşüşte insanlarla konuşurken "Ya Allah'tan alt yapı çok sağlam" diye kendimizi avuttuğumuz kaç nesli harcadık sayısını unuttum. Yabancı katiyen sınırlanmamalı ama bunun yanında, en azından aldığı eğitim ile yabancılarla yarışabilecek oyuncu yetiştiren sağlam alt yapılar oluşturmadığımız sürece memleketin her alanında olduğu gibi bizi gram ileri götürmeyen böyle ucuz tartışmalarla dibe dibe batmak işten bile değil

      Sil
    3. Çok sığ yorumlar, temeli olmayan. Rusya en yakın örnek, kimse görmüyor..

      Sil
  3. Denayer de Serdar da gerekli oyuncular... Mariano'nun Fernando'nun yedeği aynı zamanda Denayer. Gün gelir 3 lu savunma yapılır vs. Türkiye Kupası maçlarında görürüz bunları

    YanıtlaSil
  4. Yabancı sinirlamasiyla ilgili şunu da düşünelim yalnız, sınırlı yabancı yabancı tercihlerinde kaliteyi yükseltiyor, buna en yakın çin örneğini verebiliriz, vasat oyuncuyu tercih etmiyorlar.
    Bizim de bu sene yaptığımız en doğru şey bu oldu, nokta atışı transferler yaptık.
    Elbette sinirlamaya karşıyim, ama tek başına yabanci kuralı kaliteyi belirlemez. 96 ve 2011 kadroları buna örnek gösterilebilir, belirli bir felsefeye uygun futbolcuları uyum içinde bir araya getirebilmek önemli.
    Tarık camdal ve olcan adın gibi futbolcuları o paralara almayacaksin, yabancı kuralı ne olursa olsun, bunun mazereti olmaz, alt yapıdan birini oynat, alt liglerden al oynat, gurbetçi bul oynat, bir çözüm bul ama bu paralari böyle sokağa atma, beşiktaş örneği önümüzde..
    Galatasarayda oynayabilecek, takıma seviye atlatacak, takımın ihtiyacı olan oyuncuya piyasasının üstünde para ödeyebilirsin, bu normal karşılanır, nitekim yabancı oyunculara da bunu yapıyoruz, ve zaten bu yüzden buraya geliyorlar, gomise de verdik, marianoya da ama verdikleri katkı ortada, benzer şekilde selçuk ve burak gibi oyuncuların ilk yıllarında verdikleri katkı da ortada..
    Kimse buna itiraz etmez, ama yabancı kuralı var diye kadroya çöplüğe cevirmene mazeret uyduramazsin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para var ama orada, öyle bir para sende var mı. 50 milyon avro'dan aşağı bonservis ödemez oldular. Yabancıya kriter koyarsın, yerliyi teşvik edersin, bunlara ben de katılırım ama Çin örneği yanlış.

      Sil
  5. Yabancı sınırı gelecekse, kadro sınırı da gelsin, maaş sınırı da gelsin, bütçe sınırı da gelsin, transfer sınırı da gelsin, komisyon sınırı da gelsin.
    Bir yerde yasak diğer yerde kontrolsüz serbest piyasa şartları hiç adil değil.
    Bunlar bir yana, her ligde her takım, kaliteli yerli, hatta mümkünse alt yapıdan çıkan, oyunculara özel önem verir. İngiltere'de birazcık yetenekli bir ingiliz oyuncunun bonservis bedeli 10-15 milyon eurodan başlıyor, kendi ayarındaki bir yabancı oyuncunun değerinin en az 5 misli..
    Bundan dolayı, Serdar'a ödenen bonservis ve maaş üzerinden yapılan yorumları çok abartılı buldum geçen sene, oysa tartışılması gereken transferin gerekliliği idi. Geçen seneki kadronun farklı öncelikleri vardı, tolga ile birlikte en az 2 orta saha oyuncusu daha alınmalıydı mesela, benzer şeyler Eren transferi için de söylenebilir, zira Riekerink'in sisteminde çok daha düşük maliyetli bir santrafor da tercih edilebilir, ve kaynak bek mevkisine aktarılabilirdi. Riekerink'in de bu yönde görüş belirttiğini düşünüyorum.
    Velhasıl, bugün geldiğimiz noktada, takımın bütün öncelikli ihtiyaçları karşılanmış gibi gözüküyor, ve dolayısıyla Serdar ve Eren transferlerinin gerçek değeri bu sezon ortaya çıkacaktır. Aslında hakkını verelim, özbek te böyle söylemişti geçen sene, yani Eren-Tolga ve Serdar gibi yerli transferlerin esas itibariyle gelecek sezonların temelini oluşturmak için yapıldığını ifade etmişti. Bu sezon ki kadro yapılanması da bu ifadeyi doğruluyor.
    Aslında Teknik direktör tercihlerini de bu yönden değerlendirmek lazım; Özbek ilk senesinde şampiyon takımın hocasını devre arasından önce yollayarak büyük risk aldı. Belli ki, kafasındaki üç yıllık kadro planlamasını bu hoca ile yapamayacağını erken fark etti.
    Zira Mustafa Denizli tercihi de bunu doğruluyor, Denizli gelir gelmez budamadan bahsetti zaten ama o da fazla keskin bir giriş yaptı ve içinde bulunduğu şartların ağırlığını, belki de yaşı itibariyle, taşıyamadı.
    Riekerink bu anlamda Denizli ve Hamzaoğlu'nun iyi yönlerinin karışımı gibiydi, tecrübeli ama enerjik, sakin ve oyuncu grubu tarafından sevilen ama eyyam yapmayan, bir isimdi. Sneijder liderliğinde kademeli bir kadro değişimi planlandı ama yönetim içindeki karmaşa sürecin verimliliğini baltaladı, buna rağmen oldukça başarılı işler de yapıldı.
    Ancak yönetim Sneijder'den vazgeçince Riekerink'in görevine son verdi.
    Bu sefer, genç, azimli, sert, başarıya aç ve yönetimle ters düşmeyecek bir teknik direktör olarak Tudor'u tercih ettiler; yönetim içideki çok sesliliği ortadan kaldırarak başkan, başkanın adamı (Cenk), Teknik direktör şeklinde dikey bir organizasyonla yepyeni ve iddialı bir takım kurdular. Bu anlamda 3 yıllık planlamalarının sonunda bir şekilde hedefledikleri değişimi yaptılar ve işte Serdar'da o 3 yıllık planlamanın önemli bir parçasıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu sezona kadar bir olan olduğuna inanmıyorum aslında :)

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir