21 Eylül 2012 Cuma

Neydim Ne Oldum Diyenler

İyi kötü Türkiye kariyeri olan bir futbolcu. İki sene Beşiktaş, Gladbach'da geçirdiği kiralık dönem derken Samsunspor'la yolları kesişen bir futbolcu. Ne verdi peki bu ülkeye, oynadığı takımlara diye soracak olursak verebileceğimiz fazla bir cevap yok. Aklımda kalan iki tane olayı var. Birincisi Beşiktaş'ta oynadığı ilk resmi maçta IBB'ye attığı uzaktan şık bir gol, ikincisi ise yakından takip ettiğimden kaynaklı bildiğim Samsunspor'da geçirdiği çok kötü bir sezon.

Fink öyle ya da böyle Anadolu açısından değerli bir adam olmalıydı aslında, Beşiktaş'ta felaket yıllar geçirmedi ama yabancı kontenjanı uygulanan bir ortamda da fazla üzerine düşülmedi. Ernst etkisi varken aynı Alman kanını taşıyan Fink'ten de öyle bir etki beklendi belki ama olmadı. Beşiktaş'ta onu elden çıkarma yolları ararken transferin son günlerine doğru karşılarına Adnan Sezgin çıktı ve Fink'i Samsunspor'a getirdi.

Hep söylediğim şey, Samsunspor'un geçen sezon ilk maçı olan Gençlerbirliği maçı. İnanılmaz bir ilk yarı, o yarıda da Fink'in müthiş etkisi. Ben çok umutlanmıştım ama o maçın ardından geçen koca sezonda Fink'in aklıma gelen bir tane dahi iyi maçı yok.

Piyasası düştü diyemem aslında, nitekim Petkoviç oradan doğru Lazio yapabildi, Fink de en azından Türkiye'de kalabilirdi ya da orta ölçekli bir ülkenin herhangi bir takımında forma giyebilirdi ama transferin son gününe kadar ondan ses seda çıkmadı derken bugün Avusturya 2. Lig takımı SCR Altach´da idmanlara başladığının haberini aldık.

Piyasa düşer de böyle mi düşer, bu adam 35'ine basmadı, 30 yaşında ama Samsunspor'da geçirdiği dönem bir o kadar kötü bir dönemdi. Fink, Dominguez, Bance gibi adamlar aklıma geldikçe sinirleniyorum, beklenti ancak bu kadar karşılanamazdı.

Pino'dan da haberler var. Bu transfer döneminin en çok konuşulan isimlerinden birisi. Yaz döneminde attığı twitlerle önce Galatasaray gündemine, Galatasaray'ın da idmanlara başladığı ilk gün Pino ile yolları ayırmasıyla da birlikte Anadolu'nun gündemine düşmüştü.

Benim sevdiğim bir futbolcudur, eskiden inanıyordum da ama sakatlık dönemi derken inancımı yitirmiştim ama Yattara misali düşünüyordum onun için. Nitekim o da Mersin İdman Yurdu yolunu tutmuştu Pino gibi. Mersin İdman Yurdu'nun güzel bir ofansif hattı var, Pino ile de birlikte daha ilginç bir hal alacaktı ama Pino 1-2 idmana çıktıktan sonra hadi eyvallah dedi, olan Mersin İdman Yurdu'nun Galatasaray'a verdiği 100 bin avro'ya oldu.

Sonrasında bu ayrılığın nedenlerini aradık, Pino neden ayrıldı bir anda gibisinden. Mersin için can atan bir futbolcuydu sonuçta, biri aklına girmiş olabilir derken Spartak Moskova Pino'yu istiyor dediklerinde çok şaşırdım, inanmakta zorluk çektim ve bu olayın aslı çıkmadı.

Ama ayrılığın temeli bu düşünceye dayalı. Pino'ya Olympiakos'dan bir teklif geldi ama çok uzadı o iş. Transfer dönemini falan da geçti bu olay, Pino takımsız kaldı derken Ocak ayı transfer dönemine kadar onu denemeye kadar verdi Olympiakos. Yunan futbolu krizde ve yaratabilecekleri seyir zevkini de bu tip maliyeti düşük, hatta olmayan kreatif futbolcularda arıyorlar.

Pino beğenilir mi, yoluna Yunanistan'da mı devam eder göreceğiz...


1 yorum:

  1. fink deyince inönü'de fenerbahçe'ye attığı golü unutmak olmaz:D at fink'e at fink'e :D:D

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir