6 Kasım 2012 Salı

Avrupa İçin!


Galatasaray'ın Avrupa kaderi belirleniyor. Cluj karşısında alınacak olası mağlubiyet veya beraberlik Şampiyonlar Ligi şansını yarınlara bırakacak. Avrupa Ligi şansı ise zora girecek. Kim derdi ki, bu kuralar çekildikten sonra ya da Manchester United deplasmanında oynanan o futboldan sonra içeride oynanacak Braga ve Cluj maçlarından sadece bir puan çıkarılacağını.

Şampiyonlar Ligi farklı bir seviye ve biz bu seviyenin biraz uzağında kalmışız, bunları maçlar oynandıkça görüyoruz. Yine de bazı şeyler mazeret değil. Manchester United deplasmanında o futbolu oynayabilen takımın Braga karşısında üç puan alabileceğini düşünüyordum. Cluj maçının zeminden ötürü mazereti var ama puan tablosu bizlere mazeret sunma hakkını tanımıyor.

Şu grupta hala şansımızın olması biraz da kura şansıyla alakalı. Seviye farklı ama Braga veya Cluj'dan daha iyi bir takımız. Manchester United'in da olası Braga galibiyeti sonrası gireceği rahatlamayla birlikte Ferguson'un rotasyon şenliklerinde ödülümüzü TT Arena'da alabiliriz. Cluj veya Braga deplasmanda yenilmeyecek takımlar değiller ve şu tabloda olası Avrupa Ligi biletinin de başarısızlık olacağını düşünmüyorum.

Gelelim Cluj maçına. Öncelik şu aslında. Melo cezalı ve onun yerine kim oynayacak? Fatih Terim'in IBB karşısında Cluj maçını prova ettiğini düşünüyorum. Temposu oldukça düşük, alışık olmadığımız bir Galatasaray izledik ama sonuca gitmesini de bir şekilde başardı. Cluj maçı öncesinde de fazla yıpranmamış bir Galatasaray olacak.

Melo cezalı demiştik. Zaten form olarak düşen ama alternatifi de pek olmadığından mecbur olduğumuz bir isim. Kayserispor maçında Yekta Kurtuluş dedik ama aynı Yekta Kurtuluş'un IBB karşısında o kadar da iyi olmadığını gördük. Bu da bir soru daha çıkarıyor karşımıza. Her koşulda 4-4-2 mi yoksa bazı maçlarda rakibe göre sistemler denenebilir mi?

Fatih Terim ve Lucescu'nun yol ayrımı da burada başlar. Fatih Terim sistemine sadıktır, eksik futbolcular ya da rakip onun adına önemli değildir ve daim olan sistemdir. Lucescu ise rakibe göre sistemler yaratır, farklı oynatır Galatasaray'ı. Her iki düşünceye de saygım olduğunu şimdiden belirteyim.

Ama ben de Melo'nun da bu formsuzluğunda özellikle üçlü orta sahayı denerdim. Yekta Kurtuluş - Selçuk İnan ikilisi maçına göre fark yaratan, maçına göre zayıf kalabilecek bir orta saha hattı. O bölgeye eklenecek bir Hamit Altıntop'la birlikte Melo döndükten sonra da orta saha hattı inanılmaz bir güç kazanır ve Hamit Altıntop'un da orta sahada daha etkili olduğundan doğru yola çıkarak önce rakibini tutan, sonra da sonuca gidebilen bir Galatasaray izlerdik ama Cluj karşısında da 4-4-2'nin devam edeceğine eminim.

Bu da Yekta Kurtuluş umarım iyi futbol oynar sonucunu bizlere getirir. Tabii Burak Yılmaz ve Umut Bulut'un son haftalarda yükselen uyumları bizim adımıza bir artı ve Selçuk İnan'ın da eski günlerine doğru ilerlediğini görüyoruz. Bu üçlü Galatasaray'ın hücumda söyleyeceği sözüdür ve Cluj karşısında da en önemli kozumuzdur.

Diğer bir soru da stoper hattı. Cris mi Semih Kaya mı sorusu var. Bence tercih Cris'den yana olacak, bu maç biraz da tecrübe maçı ve Cluj hücum hattının Cris'e uygun olduğunu düşünüyorum. Braga karşısında o tecrübe eksiğini hissettik mesela ama Manchester United maçında oluşan tempoda Semih Kaya ve Dany gibi hızlı, hamleli isimlerin yarattığı etkiyi. Burada maçına göre bir tercih var ve üç stoperi de dönüşümlü oynatıyor Terim.

Ayrıca formsuz ve Cluj maçının kredisini yiyen bir Amrabat & Emre Çolak değişikliği de oldukça olası.

Kazanmak zorunda olduğumuz, kazanacağımızı düşündüğümüz ve Galatasaray'ın yine imkansız görünen anda ayacağa kalkmasını istediğimiz bir gün yarın....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir