27 Ocak 2013 Pazar

Galatasaray 2-1 Beşiktaş, Kendi Temposunu Kabul Ettiren Taraf


Beşiktaş'ın en iyi futbolcusu Fernandes ama olmazsa olmazı Almeida. Bunu maç öncesinde de söyledim. Almeida hücumda tarz yaratan bir futbolcu ve o tarz üzerinden gidince Beşiktaş başarılı.

Almeida'nın yokluğunda da farklı rüzgarlara kapılıyorsunuz, alternatifi yok çünkü. Holosko en öne geçiyor, Hilbert öne çekiliyor derken futbolcuların yerinin değişmesi değil aslında mesele, sıkıntı Beşiktaş'ın kendi futbolundan ödün vermek zorunda olması.

Almeida'nın olmaması en büyük güvencemdi ama Beşiktaş'ın Galatasaray'ı kendi yarı sahasında bekleyeceği, tempoyu düşük tutacağı aklıma gelmedi. Erken gol de gelince, Galatasaray oyunu tutmasını başardı. Çok fazla zorladı diyemeyiz, ama kesinlikle zorlanmadı. Maçın geneli için konuşuyorum, 10 kişi kaldığı bölüm de dahil.

Hilbert'in girdiği pozisyon dışında bir pozisyon vermedi Galatasaray, yediği gol de duran toptan geldi. En olmaması gereken anlar aslında. İkinci yarı başlıyor, skor 2-0 ama Beşiktaş'ın belki de tek baskı yaptığı an gelen korner ve gol. Daha rahat gidebilirdi bu maç, gereksiz sıkıntıya soktuk.

Fatih Terim büyük maçlar öncesi sürprizleri sever. Burak Yılmaz'ın oynamamasının tarifi budur. Elmander ve Umut Bulut'la müthiş baskı kuruldu, ilk yarıda rakibe nefes dahi aldırılmadı. Bu olumlu taraf ama işin olumsuz tarafı da bu ikili olduğunda Galatasaray pozisyona girmekte zorlanıyor. Mücadeleden beslenen forvetler, pozisyon yaratılıp bu isimleri gol noktasına sokmak zor. İkinci yarıda Burak Yılmaz etkisi olur, açık alandan çok ekmek yer diyordum ama 2-1 olması skorun, devamında gelen kırmızı kart planları değiştirdi.

Bu bir kere daha oldu aslında. Süper Kupa maçı, sezon öncesinde. 10 kişi kaldı Galatasaray ve 10 kişi kaldıktan sonra Fenerbahçe'ye pozisyon vermemişti. Bugün de aynı durum. 10 kişi kaldı Galatasaray ve o an gelen Hakan Balta hamlesi. 4-5-0 gibi bir düzene geçiş, orta sahada da biraz daha kalabalık durup, pasla hücuma çıkma çabası.

Şöyle diyeyim. Sneijder çok müsait anlar yaşadı, güzel koşular yaptı, kendini doğru yerde tuttu ama istediği pası alamadı. Üç kere oldu bu ve üç pozisyonda da çok güzel şut açısı vardı. Onu görmeliydik o anlar.

Çok iyi oynamadık belki, hücumda inanılmaz işler yapmadık ama doğru oynadık, akılcı oynadık. Hamit Altıntop'un ikinci yarıda Galatasaray'ı hücumda tutma çabası, maç boyunca Sabri Sarıoğlu'nun futbolu ve sağ kanatta etkili olmamız. Rakibe pozisyon vermememiz, basit hatalardan kaçınmamız. Ön tarafta kurduğumuz baskı ve maç boyunca devam eden pres. Beşiktaş'ın oynamasına net şekilde izin vermediğimizi söylebilirim.

Kendi futbolundan ödün vermek zorunda kaldı Beşiktaş ve bu maçta Galatasaray oynamak istediği tempoyu rakibe kabul ettirdi. Değerli bir üç puan, en yakın rakiplerle puan farkını 5'e çıkardık. Böyle yakın giden ligde bu fark önemli ama kazanma alışkanlığını kazandığımız sürece. Bu sezon çok kez, 5 puanlar eridi, buna izin vermemeliyiz.

2 yorum:

  1. Kasımpaşa maçında Kasımpaşa çok iyi alan daraltmıştı, kanatlarda da zaten çok iyi olmadığımızdan yenilmiştik. Terim bence bunu düşünerek Umut-Elmander ile başladı. Ama ikinci yarıda takımı santraforsuz bırakmasına ben şahsen anlam veremedim. O andan itibaren tehlikeli olabileceğimiz birçok atağın komik bir şekilde sonuçsuz kaldığını sen de görmüşsündür. Özellikle de Beşiktaş'ı 5'e 3 yakalayıp kimsenin koşmaya yanaşmadığı pozisyon gibi.

    YanıtlaSil
  2. Fatih Terim 10 kişi kaldıktan sonra resmen maçı kilitleme hamlesi yaptı Hakan Balta ile...Ve öylede oldu alan kalmadı Beşiktaş'a ancak bir gerçek var Hakan Baltada büyük sıkıntı var futbolu çok gerilemiş Yekta nerelerde sormak lazım...

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir