28 Ocak 2013 Pazartesi

Manuchar Markoishvili Galatasaray'da


Bir türlü iki yakayı bir araya getiremedik. Hawkins & Domercant odaklı bir takımız derken, Domercant'i kaybettik, bunun yanında Göksenin Köksal da sezonu kapattı. Devamında gelen diğer hadiseler derken en son Hawkins'in doping testinde keyif verici madde bulunması.

Beş numara alıp, transferi kapatacakken, Hawkins'in boşluğunu doldurmak gerekliliği ortaya çıktı. Bu takımın belki de ligin en önemli ismi Hawkins. Takımın kaptanı, taraftarın sevgilisi ve takımın lideri.

B numunesi açılacak ve ona bakılacak ama benim pek umudum yok. B numumesi de açılınca iyi niyetten daha az ceza yeme ihtimali de ortadan kalktı ve zor durumu. Bu süreç 10-15 gün daha uzayacağından Hawkins için çıkacak kararı bekleyemezdi Galatasaray, bu yüzden de transfer yapması gerekiyordu.

Ujfalusi'nin sakatlığı gibi oldu bu. Ujfalusi sakatlandı, CL için takım bildirimi adına süre çok azdı ve o imkanlar içerisinde bir transfer yapıldı. Fazlasıyla mecburiyetten tabii. Hawkins de buna benzer. Bu hadise meydana çıktı, transferin de bitmesine birkaç gün kaldığı için elindeki dar yelpazeden en iyisini almaya çalıştı Galatasaray.

Bütçe de aşılmış durumda ama zorluyorlar yine de, imkanlar seferber edildi. Ergin Ataman'ın da dediği gibi, üç isimle anlaşmıştık ve hangisinin kulübüyle önce anlaşırsak o gelecekti derken Manuchar Markoishvili'nin transferi gerçekleşti.

Dar bilgimle şöyle diyeyim, Manuchar Markoishvili ile David Hawkins farklı iki tarz. Biri tam bir winner, atletik bir isim. Markoishvili ise tipik Avrupalı skorer. Bu sezon Cantu formasıyla, Euroleague'de 12.3, İtalya'da ise 13.2 sayı ortalaması yapmış.

Dediğim gibi, tipik Avrupalı. Sisteme daha yatkın, biraz daha savunmacı, sert bir oyuncu. Türkiye'de sorun yaşamaz, tam onun tazında bir ülke. Umarım Hawkins'le kıyaslanmaz, bu en büyük handikapı olur.

Sıkıntı şu, zor bir sürece giriyoruz ve hemen katkı vermesi gerekiyor. Arroyo misali bir transfer değil, hazır gelecek ve bu büyük bir avantaj ama yeni ortam, yeni takım, belirli bir zaman alacak. Oysa o zaman yok Galatasaray'da. Önümüzde çok önemli bir Ulm maçı var ve o maça yetiştirilmeye çalışılıyor.

Arroyo temelli bir takım olacağız. Hawkins'in ardından da Arroyo'nun oynadığı iki maça baktığımda, Arroyo tam bir Cris Paul etkisi göstermeye başlamış aslında. Arroyo'nun yarattığı domino etkisini yazmıştım zaten, Markoishvili de onun için iyi bir isim.

Umarım yaşadığımız büyük sıkıntıların son halkası olmuştur bu ve önümüze daha sağlıklı bakabiliriz...


2 yorum:

  1. Hocam yazarken hiç Jamont Gordon'a değinmemişsin,Hawkins olayından sonra tamamen olaya el koydu ve 2-3 maçtır 20'nin üzerine çıkarak ve saavunmada da deyim yerindeyse canını dişine takarak oynuyor.

    YanıtlaSil
  2. Jamont Gordon'a bundan önce çok değindim. Arroyo'nun gelişiyle birlikte bu çıkışı bekliyordum aslında. 2 numarada daha serbest oynuyor, takımı yönlendirmek gibi bir görevi de kalmadı ve o da skoruna bakıyor, işini yapıyor. Hawkins'in de yokluğunda takımın iki numaralı ismi oldu bana göre, çok daha değerli artık.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir