1 Mart 2013 Cuma

Ligin İkinci Yarısının Atlanan Gerçeğidir Kayserispor


Kayserispor'u teknik direktör tercihleri konusunda her zaman takdir ettim. Standartları var çünkü, asansör misali inip çıkan teknik adamlar yerine, işe bir anlamda yeni başlamış teknik adamlarla yola devam ettiler. Ertuğrul Sağlam, Tolunay Kafkas, Şota diye uzadı bu liste.

Kolay kolay teknik direktör harcamıyorlar, üstüne gidiyorlar ısrarla. Bu çok önemli. Şota dönemi başarısız bir dönemdi mesela ama Şota konusunda da ısrarları olmuştu, taa ki Şota'nın Kasımpaşa olayına kadar.

Bir konuda da sürekli eleştirdim, o da imkanlar olmasına rağmen felsefeyi hiç değiştirmemeleri. Kayseri çok büyük bir şehir, Kayserispor da maddi imkanları bana göre yüksek bir takım. En azından bunu, sattıkları futbolculardan aldıkları bonservislere göre konuşuyorum, onların yaptığını Türkiye'de başka bir takım yapamaz. X takımın 2 liraya satabileceği bir futbolcuyu onlar 5-6 liraya satabiliyorlar, önemli bir meziyet bu.

Ayrıca futbolcu seçimleri. Genç isimlere yöneliyorlar daha çok, bu genç futbolcuları da zamanı geldiğinde iyi pazarlıyorlar. Altyapıları iyi çalışmıyor belki ama futbolcu seçimleri altyapıdan yetişmiş bir futbolcu niteliğinde. Almanya'dan da genç getirebiliyorlar, gidip Altay'dan Okay Yokuşlu için de yatırım yapabiliyorlar.

Yine de çark böyle döndüğünde gelebildiğin seviye hep aynı. Ne uzuyorsun, ne kısalıyorsun. Kulüplerin taraftarları var, yani bir çaba için bu kulüpler kurulmuş. Şirket gibi kulüp yönetildiğinde işin geldiği nokta çok farklı olabiliyor. Mehmet Topuz veya Amrabat'ın büyük paralara satışı başarıdır ama taraftarlar bununla memnun olmaz, onları saha içerisinde alınan sonuçlar ilgilendirir.

Kayserispor da umarım mali imkanları kullanıp, önemli yatırımların altına girer ve gelecek sezon zirve yarışının içerisinde olmayı en azından hedefler. Çünkü bu sezon aldıkları sonuçlar, bu altyapıyı kurduklarını gösteriyor.

Şota'nın ardından Kayserispor'un böyle bir toparlanma, hatta yükselme sürecine geçeceğini düşünmüyordum. Prosinecki heyecan veren bir isim, yukarıda bahsettiğim teknik direktör profiline uyan bir isim ama ışık pek yoktu. Prosinecki de bu ülke için yeni bir teknik adam, alışma dönemi var, artı olarak kendi kurmadığı bir takımı devraldı derken futbolcuların yerleriyle oynuyordu daha çok ve ligin ilk yarısı bir anlamda istikrarsız geçti onlar adına.

Burada önemli olan, taraftarın Prosinecki'nin arkasında durması. Ligin ikinci yarısına baktığımızda Kayserispor'un ikinci yarının en iyi 3 takımdan biri olduğunu görüyoruz. Savunmasını eleştirdiğimiz bu takımın son 6 maçta sadece 3 gol yediğini de söyleyelim, iyi de bir savunma takımına dönüşmüş durumdalar. Oynadıkları futbol keyif veriyor, bu da ek olsun.

Arada Orduspor beraberliği de olmasa ligde 5. sıraya kadar tırmanabilirlerdi. Gerçi yine Avrupa yarışının içerisindeler, ilk 4 imkansız değil, özellikle de bu form grafiğinin ardından. Çok konuşulmuyor, dile getirilmedi ama yazmak istedim bunu, ligin ikinci yarısının atlanan gerçeğidir Kayserispor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir