12 Eylül 2014 Cuma

"Ben de Türkçe Konuşan Bir Yabancı Gibiydim"; Muhsin Ertuğral

Ben Muhsin Ertuğral'ı yeni yeni tanımaya başladığımızı düşünenlerdenim. Müthiş ve farklı bir kariyere sahip, bu farklı kariyeri onu belki de hep göz önünden uzak tutandı ama bugünlerde yaptığı yorumları dinledikçe, twitter'da yazdıklarını okudukça futbolumuzun en akil isimlerinden biri olduğunu görüyoruz. Kendisiyle çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik, özellikle de bu çabuk dönüşü için kendisine çok teşekkür ediyoruz..



Trabzonspor'da yardımcı hocalık maceranızın ardından Güney Afrika maceranızı başlattınız ve uzun yıllar bu kıtada çalıştınız. Bu macera nasıl başlamıştı, size teklif nasıl geldi ve böylesine ezber bozan bir kariyer sizin adınıza bir risk miydi ve o günlere baktığınızda bugün ne düşünüyorsunuz?

Muhsin Ertuğral: Trabzonspor'dan önce 18 ay kadar Zaire Milli Takım'ının teknik direktörü olarak Afrika'da görev almıştım. Trabzonspor’dan sonra ise Köln Spor akademisini tamamlayarak Nelson Mandela'yı onore edilmesi adına düzenenlenen bir organizasyon için Güney Afrika’ya geçtim. Bu arada Milli Takımlar veya lig takımları tercihi vardı. En iyi tekliflerinden biri de Kaizer Chiefs'den geldi. Kıtanın en büyük kulüplerinden bir takımın başında olmak onur vericiydi ama tabii ki riskliydi. Arkasından da büyük başarılar geldi.

Sivasspor maceranız da çok soruluyor. Şampiyonluğa oynadıktan sonra beklentileri büyüyen ama büyük bir boşluğa düşmüş bir camianın başına geçtiniz. Sivasspor kariyeriniz neden kısa sürdü, işlerin istediğiniz gibi gitmemesinde ne gibi sorunlar vardı?

Muhsin Ertuğral: Önemli bir deneyimdi. Birkaç ay önce şampiyonluğu kıl payı kaçırmış bir takımın başına geldim. Taraftarların, medyanın, yönetimin, oyuncuların aklında halen şampiyonluk varken, 9 haftada 4 puanı olan ve kadrosundan önemli oyuncuları ayrılmış bir takımın psikolojik, sıkıntılı bir dönemi vardı. Ara transfer dönemine kadar en altlardan çıkmayı başardık. Bu arada şunu ifade etmek isterim; yabancı teknik direktörlerin genelde ülkemizde niye başarılı olamadıklarını anladım. Ben de Türkçe konuşan bir yabancı gibiydim.

Ara transfer döneminde maddi sıkıntılar yüzünden ancak bonservis bedeli olmayan veya çok az olan isimler almak zorundaydık. Ayrıca ara transferlerin uyumu çok zordur ve kariyerlerinde başarılar elde etmiş ama serbest olan oyuncuları getirdik. Hemen uyum sağlayamadılar. Çalışma prensipleri ve farklı görüş açısı yüzünden istifa ettim. Şunu eklemek isterim; Mecnun Başkan ve yönetimi gerçekten çok değerli ve olumlu idarecilerle çalıştım, tekrar çalışmak isterdim. Daha fazla ifade etmek istemiyorum.

Bizlerin sizi yeni tanıdığını düşünüyorum. Şu açıdan söylüyorum, teknik direktörlük kariyerinizde bilinen ama çok tanınmayan bir isimdiniz. Bugün ise yaptığınız futbol yorumlarıyla gündem haline geldiniz, müthiş bir öngörünüz olduğunu düşünüyorum. Sivasspor maceranızdan bu yana da takım çalıştırmadınız, bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz, nasıl bir kariyer hedefiniz var?

Muhsin Ertuğral: Teşekkür ederim. Geçen sezon tekrar Ajax‘a döndüm ve Cape Town'de pilot takımı küme düşme hattında bulunurken tekrar büyük ricalarla ana kulüpten son 4 maç için döndüm ve 3 galibiyet ve bir beraberlikle ligde kaldık. Biliyorsunuz, Amsterdam’ın çok önem verdiği kulübü kurtarabildik. Bu arada Türkiye'ye gelip U20 FİFA Teknik Ekibinde yer aldım, hemen ardından tekrar Ajax‘a dönüp yeni yapılanmaya yardımcı olarak, takımı ara döneme kadar ligde yarış içine sokup, klasmanda 6. sıraya kadar yükselmişken Adnan Şenses amcamın vefatından sonra istifa edip hemen aile şirketin başına geçmek zorunda kaldım. Bu ana kadar teklifleri geri çevirip aile sorumlulukları üstlendim. Pek yakında tekrar teklifleri değerlendirip teknik direktör veya sportif direktör görevlerime devam edeceğim.



Sezon başında isminiz Galatasaray'la geçiyordu, futbol direktörlüğü adına. Bu haberin gerçeklik payı var mıydı ve Beşiktaş'ın Önder Özen macerasından yola çıkarsak Türkiye'de futbol direktörlüğü kavramı işleyebilir mi ve sizin ileride böyle bir tasarrufunuz olabilir mi?

Muhsin Ertuğral: Evet, vardı ama gerçekleşmedi. Bence sportif direktörler çok önemli ve bu yapılanmaya gidilmesi gerekiyor. Tabii ki her kulübün kendi yapısına göre görev alanları değişebilir. Son yıllarda bana bu anlamda benzer teklifler geldi, ilerde neden olmasın.

Önümüzde nasıl bir Türk futbolu var, sizce nereye gidiyoruz ve Türk futbolunun ileri gitmesi adına atılması gereken adımlar nedir? Ülke futbolu neleri değiştirirse daha ileriyi hedefler?

Muhsin Ertuğral: Bu çok uzun değerlendirilmesi bir konu. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, acı ama gerçek başarı yakalama şansımız fazlasıyla gerçek dışı. Nedenine gelirsek çok basit, yarıştığımız uluslararası platformda oyuncuların eğitimi en az 8 -10 yıl arası, bize gelince 4-6 yılı geçmez ve eğitim kalitesi düşük. Siz oyuncularınızı ortaokuldan sonra üniversiteye yolluyorsunuz, karşı taraf ise liseyi en iyi şekilde tamamlayıp üniversiteye hazırlıyor. Öncelikle kendi eğiticilerimizin eğitilmesi gerekiyor. Almanya örneğinin değerlendirilmesi önemli. 2000 yılından sonra tüm profesyonel kulüplerde mecburi yatılı akademiler kurdular. Meyveleri ortada. Bunlar çok kısa ve özet. Başka platformda çok detaylı konuşabiliriz.

Yabancı sınırlaması için ne düşünüyorsunuz, sizce ülkemiz futboluna ne gibi yararları veya zararları var bu kuralın? Gerçekten Milli Takım'a bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Muhsin Ertuğral: Fazla uzatmadan, Almanya'yı örnek alırsak ve yabancı sınırı olmadığına bakarsak, Milli Takımları son Dünya Şampiyonu.



İzlanda maçı yorumlarınızla gündem oldunuz, öngörünüz doğru çıktı ve İzlanda karşısında bir hezimet yaşandı. İzlanda maçı sonrasına bakarak, sizce Fatih Terim bundan sonrası adına neler yapmalı, nelerden vazgeçmeli ve grupta iddiamız sizce ne ölçüde?

Muhsin Ertuğral: Keşke doğru çıkmasaydı ve kazansaydık. Fatih Hoca çok tecrübeli ve oyun planı o akşam için uymadı. Olabilir, bence 3-4-3 dizilişi uyum olmadığı için problem doğurdu. Oyuncuların da psikolojisi karşılaşma içinde daha da kendi dinamiğini aldı. Misal top kayıplarında zaman önemliydi ve İzlanda'nın 4-4-2 oynayacağı belliydi. Ayrıca Caner ve Gökhan’ın arkasında yaşanan boşlukları İzlanda iyi değerlendirebilecek bir kadroya sahip. Bu sistemin olmayacağı belliydi ve devre arasında değişmesi gerekiyordu.

Galatasaray'ı da sormak istiyorum, Galatasaray adına yeni sezondan beklentileriniz neler? Prandelli tercihi ve yeni transferlere bakarak nasıl bir Galatasaray bizleri bekliyor olabilir?

Muhsin Ertuğral: Prandelli çok çalışkan ve basit oynamayı tercih eden bir teknik direktör. Takımın eksikleri çok belli. Forvet hattı için bence çok iyi bir transfer yapıldı. Pandev kendini kanıtlamış bir oyuncu ve uyum sağlar. Dzemaili çok iyi ve lider oyuncu, ayrıca savunmaya dayalı oyuncu olmasına rağmen gol atan bir oyuncu. Bu arada ne kadar çabuk kadro da uyum sağlanacaklar önemli. Bu kadro yapısında Sneider'e çok önemli rol düşüyor. Chedjou tartışmaları ise çok gereksiz, çünkü çok iyi bir oyuncu. Ben Galatasaray'ın iyi bir sezon çıkaracağına eminim.



Size göre Türkiye'de çalışmanın ne gibi zorlukları var? Siz uzun yıllar sonrasında yeniden Türkiye'de çalışırken ne gibi zorluklar yaşadınız?

Muhsin Ertuğral: Başta günlük çalışma içersinde haftalık programların çok düşük olduğuna inanıyorum. Üst düzey kadrolar haftada en az 12 ile 14 saat arası çalışılıyor, bunun içine bireysel programlar, analizler ve taktik çalışmaları bulunuyor.

Artık kulüpler multi kültürel platformlar oluşturuyor. Oyuncu adaptasyon için daha fazla eğiticiler yer almak zorunda. Sir Alex Ferguson'un teknik kadrosu 12 kişi oluşturuyordu. Arsene Wenger sadece fizik gücü ve bireysel idmanlar için bir özel ekibi oluşturdu. Daha çok bilimsel yaklaşılması gerekiyor. Üniverstelerden ve spor akademilerden faydalanılmıyor. 

Bu ortamlar artık multi million dolar business oldu, ona adapte olunması şart. Oyuncuların yapısının değişmesi gerekiyor ve günde sadece 1,5 saat idman yetmiyor. Daha derin bir ortam oluşturulması gerekiyor, bu konu çok önemli. Basketboldan örnekler alınabilir, çok daha başarılılar ve eğitimliler.

Ben, twitter'da da sizin mutlaka takip edilmeniz gerektiğini düşünüyorum, sizden öğrenebileceğimiz, aydınlanacağımız çok nokta var. Bizleri kabul ettiğiniz için teşekkür ederken son olarak bizlere neler söylemek istersiniz?

Muhsin Ertuğral: Öncelikle sizlere teşekkür ederim ve her zaman sorularına cevap vermeye hazırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir