16 Şubat 2015 Pazartesi

Son 15 Yılın En Büyük Hayal Kırıklığı; Zvjezdan Misimovic


Aslında Misimovic'e hayal kırıklığı demek ne derecede doğru bilemedim. O dönem Misimovic mi yoksa Hagi mi daha büyük hayal kırıklığı oldu sorusunun cevabını sizlere sormak lazım. Hagi'nin her şartta kredisi sonsuz, bugün teknik direktör olarak geri dönse yine Hagi döndü deriz, destanlar yazarız ama o dönem Misimovic konusunda yanlış yaptığını söylemek gerekiyor.

Misimovic'in transfer hikayesi de ilginç, tam biz vizyonsuzluk örneği aslında. Galatasaray'ın Karpaty takımını her şartta elemesi gerekiyordu ama Karpaty faciasının yaşandığı günün ertesinde Misimovic ve Insua hamlesinin gelmesi de o dönemin vizyonunu ortaya koyması açısından önemlidir. Tıpkı, Skibbe döneminde S.Bükreş karşısında Şampiyonlar Ligi biletinin kaybedilmesinin ardından Baros'un transfer edilmesi gibi. Ortaya bir vizyon koyuluyor, gelen futbolcular ve Rijkaard gibi bir teknik direktör bunu gösteriyor ama altı doldurulmuyor, sürekli yanlışlar yapılıyor, zamanlama diye birşey de yok.

O Misimovic de Galatasaray formasıyla çok fazla maça çıkamadı aslında. Misimovic geldi, 2-3 maç sonra Rijkaard gönderildi, Hagi ise Misimovic'i daha çok kanatlara yakın oynattı (Elano için de aynı şey geçerli). Ama Elano ile sorun yaşamadı, sıkıntı Misimovic ile çıktı. Kadro dışı bırakılmasını ben anlamamıştım, onca ısrara rağmen de kararından geri adım atmadı, Misimovic kendi kendine idmanlar yaparak yoluna devam ediyor derken sonrasında Dinamo Moskova'ya satıldı. Çok kısa bir zaman sonra da Hagi gönderildi, olan Misimovic'e oldu anlayacağınız.

Hep şunu düşündüm, o dönem Hagi'nin bileti Misimovic'den önce kesilseydi Misimovic'in geleceği nokta ne olurdu? O sezonu geçtim, bir sonraki sezon Fatih Terim bu futbolcuyu nasıl kullanırdı acaba. Önemli bir parça olacağı kesindi, asıl Misimovic'i de o dönem izleyebilirdik ama Galatasaray'ın hayal kırıklıkları arasına Misimovic'i de almak durumundayız. Yine de o hayal kırıklığını yaratan isim Misimovic değildi.

 
Ankete gelirsek, Misimovic'in ardından 2. sırayı yüzde 22 ile Elano almış. Aslında benim hayal kırıklığı adayım Elano'ydu. Galatasaray'a gelme amacı belliydi, 2010 Dünya Kupası'na hazırlık. O uğurda da kendisini çok fazla zorlamadı, Galatasaray formasıyla çok iyi oynadığı diyebileceğimiz maç sayısı da oldukça az. Galatasaray'ın Elano'dan para kazanma hayalleri de Elano'nun Dünya Kupası'nda yaşadığı sakatlıkla suya düşmüştü zaten. Bir sonraki sezonda da ligin devre arasında ülkesine geri döndü, önemli başarılar kazandı ama Elano'nun sadece Galatasaray değil tüm Avrupa kariyeri büyük bir hayal kırıklığıdır.

 
Frank De Boer ise yüzde 20 ile 3. sırada. Onun da yaşattığı hayal kırıklığı öyle böyle değil. Çok büyük bir lider, önemli bir karakter, müthiş bir kariyer. Yaş olayına da takılmıyorum, Ujfalusi 33 yaşında Galatasaray'a geldi ve neler yaptığını gördük. Frank De Boer de 34 yaşında gelmişti, yeni Popescu arayışına çare olması için denendi ama Bülent Korkmaz'la birlikte oynadığında Galatasaray stoperinin yaş ortalaması bir anda 34-35 seviyesine ulaştı ve olabildiğinde ağır, yavaş, mücadele gücü düşük bir savunma hattı izledik. O da zaten yarım sezon kalabildi, sonrasında Avrupa kariyeri de bitti. Beklentim vardı ama Frank De Boer'in de Galatasaray formasıyla oynadığı iyi maç neredeyse yok. 

 
İzet Hajroviç yüzde 18 ile 4. sırada yerini alıyor. O yeni bir hikaye, hepimizin yakından bildiği. Transfer şartlarını bilmiyorum, kim istedi, neden ve nasıl geldi? Askerde olduğum dönemdi, kısıtlı imkanlarla takip edebildiğim kadarıyla potansiyel bir kanat oyuncusuydu. Bir de Türk vatandaşı olabilme hikayesi vardı, o durum gerçekleşseydi iyi bir hamle olabilirdi ama o yaşlanan Riera'nın yarısı bile olamadı. Riera bu uğurda gönderildi, unutmayın. Hajroviç ise o yarım sezonu bana göre hayal kırıklığıyla geçirdi, çok fazla potansiyel de ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil. Mancini'nin ters ayaklı kanat oyuncusu sevdasında Hajroviç de hayal kırıklıkları arasında yerini aldığı gibi Ribery misali bir hikayeye de imza attı ama Ribery seviyesine elbette gelemeyecek. Tabii bu bile Galatasaray yönetiminin zaafını kapatamaz.

 
Marcelo Carrusca ise yüzde 12 ile 5. sırada. Adnan Sezgin'in yıldız adaylarından biri. O dönemin parasıyla önemli de bir bonservisle takıma kazandırılmıştı ama Carrusca sadece bir maç kendi mevkisinde oynadıktan sonra formayı Arda Turan kaptı ve o dönem Carrusca'yı kazanmayı beklerken Arda Turan'ı kazanmıştık. Carrusca ise sürekli kiralık gönderildi, sonrasında geri döndü, yeniden forma buldu, yine gönderildiler arasında o 5 yıllık sözleşmesini çeşitli takımlarda kiralık oynayarak geçirdi. Carrusca diye bir isim de Dünya futbolunda hiç konuşulmadı.

Ankete katılan tüm arkadaşlara teşekkür ederim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir