Hamit Altıntop'un transfer edildiği sezonda atlanan bir durum vardı. Akıllarda kalan algı hayal kırıklığı yarattığı yönündeydi ama o sezon bütün büyük maçlarda çok büyük oynayan, Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline giden yolda en çok maçın adamı seçilen bir Hamit Altıntop vardı ama diğer maçlarla alakalı eleştiriler hep oldu ama bir sonraki sezonda yaşadığı sakatlıklar sonrası Hamit Altıntop'un ne kadar önemli olduğunu gördük. Mancini kendisini çok beklemişti ama kullanamadı, Prandelli ise zaten kimi kazandı ki Hamit Altıntop'u kazanma yoluna gitsin.
Erciyesspor maçının yorumu da Hamit Altıntop'la başlar. Melo'nun çok önemli bir isim olduğunu hep söyledim, daha da önemlisi alternatifsizdi. Geçmiş maçlar bize bunu gösterdi ama Hamit Altıntop'un Sivasspor ve Kayseri Erciyesspor performansları Hamit Altıntop'la bizleri yeniden tanıştırdı. Hatta son maçta gösterdiği performans dedirtti ki bu isim Bayern Münih forması giymiş Hamit Altıntop. Bir orta saha ancak bu kadar kusursuz oynayabilirdi, o da bunu yaptı.
Hamza Hamzaoğlu yeni bir iskelet daha yarattı, sezonun belirli bölümlerinde farklı futbolcuları kazanmasını bildi. Koray Günter, Yasin Öztekin, şimdi ise Hamit Altıntop. Yeni bir iskelet daha oluştu. Daha kreatif kanatlar, Sneijder alışık olduğu bölgede ve çok daha verimli, Burak Yılmaz ise döndüğünde en ileri uçta ama geçmiş maçlarda forvetin arkasında oynadığında edindiği alışkanlıklarla. Yani daha çok pas organizasyonlarının içerisinde, sadece savunma arkasına koşu hedeflemeyen, ofsayta çok düşmeyen. Tabii bu maçta izlediğimiz Umut Bulut, bizlere Burak Yılmaz'ı fazlasıyla arattı. Melo için alternatif bulundu ama Burak Yılmaz adına bu alternatif yok.
İlk 20 dakikalara da dikkat çekmek lazım. Maçlara çok tempolu başlıyor Galatasaray. Golü de buluyor, pozisyonlar yaratıyor ama gol yemesi de kötü alışkanlık. Kopartmaya yaklaştığı maçlarda dahi iş tehlikeye girebiliyor, heyecan boyutu yükseliyor. Sivasspor maçında da yaşandı bu, Erciyesspor karşısında da. 1-0 olana kadar mükemmel bir oyun, devamında 2. gol iştahı ama maç 1-1'e geldiğinde ilk yarı bitene kadar kaybolan bir Galatasaray, o şok anı çok uzun sürüyor. 2-1 ilerliyorken maç 2-2 de olabilirdi, o pozisyon da verildi. Gençlerbirliği deplasmanında da maç 1-1'e geldiğinde reaksiyon verememiştik, çünkü zaman yetmedi. Sivasspor ve Erciyesspor karşısında zaman boldu ama gol yedikten sonra 10-15 dakika Galatasaray'ın toparlayamadığını görüyoruz. Bu da tek handikap gibi görünüyor.
Futbol anlamında herkes yükseliyor, yeni kazanımlar görüyoruz. Hamza Hoca'nın da başardığı çok büyük iş. Prandelli enkazı sonrasında takımı toparlaması, yakaladığı müthiş galibiyet istatistiği ve ligde geldiğimiz şu nokta. En büyük şampiyonluk adayıyız ve Saraçoğlu'na da inanılmaz bir özgüvenle gideceğiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder