26 Nisan 2015 Pazar

Hakan Kadir Balta, Galatasaray 1-0 Gaziantepspor

Sol bek olarak başladığı Galatasaray kariyerine stoper olarak devam eden Hakan Balta'nın geçmişe baktığımızda da birçok kader anına imza attığını görürüz. 2011-2012 şampiyonluğunda oynanan bir Gaziantepspor deplasmanı vardır, orada çıkardığı top mesela. Bugün Gaziantepspor karşısında gelen golü de şampiyonluk halinde unutulmayacak bir hikaye olacak. TT Arena'da Galatasaray formasıyla atılan 200. gol de olması bir yana, gerçekten de büyük bir kırılma anı yaşattı bizlere bu gol. Hakan Kadir Balta derken yaşanılan efektti bu gol.

Maça dönelim. Bu sezon daha kötü anlar yaşandı, daha kötü maçlar da yaşandı ama benim bu sezona yönelik en çok sinirlendiğim maç oldu. Son haftalara gelmemizin, yaşanacak kayıpların telafisinin de olmayacağı önemli bir etmen ama Hamza Hamzaoğlu'nun gereksiz ısrarları, kendi yarattığı şampiyonluk ihtimalini ısrarla kaybetmek istemesi, kendi kazandığı futbolcuları ısrarla kenara atması gibi. Hep söylediğim gibi, Yasin Öztekin ve Bruma gibi futbolcuları kazanan da Hamza Hoca'dır ama kaybetmek isteyen de kendisi. Kimsenin ihtimal vermediği isimlerden en büyük katkıyı da alan kendisi, katkı vermeyeceği denenmiş bir gerçek olan isimler üzerinde de ısrar etmesi.

Yazıyı yazmak için bilerek şu saatleri bekledim, acaba Hamza Hoca maç sonrasında ne diyecek diye. Devre arasında bir twit atmıştım, umarım Yasin Öztekin ve Bruma oyuna girer, maç sonu basın toplantısında da Hamza Hoca özür dilemek zorunda kalır diye. Özür dilemedi haliyle, hatasının elbette farkındaydı ama yorumu çok anlamsızdı. 
"Bruma ve Yasin ile başlamayı düşünmedim. Onların etkili koşularından, rakip yorulunca faydalanmayı düşündüm" dedi Hamza Hoca. Cidden anlam veremedim. Şampiyonlar Ligi'nde dev bir rakibe karşı oynamıyoruz, önceliğimiz savunma değil. Kendi sahamızdayız üstelik, açık ve net, hücum yapacaksın, ilk yarıda işi bitireceksin. İşi de Bruma ve Yasin Öztekin gibi hücumcularla bitirirsin, denenmiş başarısız gerçekler olan Olcan Adın ve Umut Bulut'la değil. Bugün 0-0'da kalabilirdi Galatasaray, bu özgüven nereden kaynaklı?

Galatasaray hücum takımı arkadaşlar, mevcut kadro bize bunu anlatıyor. Galatasaray savunarak kazanamaz, bu sezonda da savunmasıyla kazandığı maç yok. Kalecisiyle var ama savunmasıyla yok. Hücum etmek zorundayız, hücum etmek için de hücumda kalmak. Rakip seni savunmak zorunda kaldığında senin savunman da rahat nefes alacaktır, öncelik bu olmalı. Başakşehir maçında 2-0 öndeyken Yasin & Dzemaili değişikliğiyle savunalım dedik ve maç verdik. Trabzonspor maçında önce kontrol dedik, koca ilk yarı boşa oynandı. Yakın tarih bu, savunarak kazanamıyoruz. Hücum etmek için de en iyi hücum oyuncularınla başlamak zorundasın.

Sneijder'in yokluğu handikaptı, bunu herkes söyler. Aklını kaybetmişti Galatasaray, Selçuk İnan orta sahada birçok işi yapmaya çalıştı ama Sneijder'in de boşluğunu dolduramadı. O boşluğu Emre Çolak da zor doldurur, o da dolduramadı aslında ama iyi oynadı, çok formda. Daha doğrusu o pozisyonda da pek oynamadı, Yasin Öztekin ve Bruma oyuna girene kadar kim hangi pozisyondaydı onu da çözemedik aslında. Panik oldu takım, kaos yaşandı.

4-2-3-1 başladık mesela (4-4-2 bu kadroyla en doğru tercih olacaktı). Umut Bulut önde Burak Yılmaz forvet arkası, Emre Çolak sağ kanattı. 10 dakika sonra iş değişti, bir baktım Burak Yılmaz'ı koşturmaya çalışıyor takım, Olcan bir sağda bir solda ama her yerde etkisiz, Emre Çolak dolaşıyor, Umut Bulut sağ kanatta beklenen çaresizlik içerisinde. Kaos olunca orta sahalarda ortadan kayboldu, topu alan hızlı çıktı. Hızlı oynuyorsunuz, tempo var ama tempoda en büyük silahlarınız kulübede. Haliyle de etkili olamıyor, çok pozisyon bulamıyorsunuz.

İkinci yarıda da durum böyleydi, 60'dan sonra gelen değişikliklerle birlikte temponun ibresi Galatasaray'a döndü, kanatları kullanan takımın rakibin tüm dengesini bozduğunu gördük. İşte o vakit Emre Çolak da Selçuk İnan da teknik kapasiteleri ile inanılmaz faydalı oldular, herşey rayına oturdu. Telles'in de hakkını verelim, Galatasaray formasıyla kariyer maçını oynadı, üstelik defansif anlamda verdiği katkıyla da. 

60'dan sonra çılgın bir hücum takımı olduk, Burak Yılmaz o golleri atsa daha da rahat bitirebilirdik ama bir şekilde kazandık. O golün geleceği gerçekten de belliydi, bu hücumun getirisi beraberlik olamaz. Hücum ederken savunmanız da yükseliyor, böyle birşey var, rakibi oynatmıyorsunuz. 1-0 öne geçtik ama hücum etmeye de devam ettik, geriye çekilmedi takım, beklemedi. Gaziantepspor'a bu anlamda hiç imkan tanınmadı ve son dakikada dahi Yasin Öztekin ve Burak Yılmaz'la pozisyonlar geldi.

Kazanılması gereken bir 3 puan, yanlışlarla başlayıp doğrularla devam eden bir süreç. Hamza Hoca umarım görmüştür, ders almıştır diyeceğim ama haftalardır yaşadığımız süreç, taraftar cidden işi daha iyi bilir oldu ve Yasin Öztekin tezahüratları maçı getirdi. Hamza Hocam maalesef izliyor, çok formsuz, kötü durumda ama telafisi olmayan zamanlardayız. Bu durumda da şampiyonluk gelse bile Hamza Hoca kalmalı mı sorusuna vereceğim cevap maalesef "hayır" olma yolunda ilerliyor. Umarım değişir bu düşüncem..

1 yorum:

  1. Hamza hoca gosterdi ki ben galatasarayin Bilic'iyim. Anadolu takimlarini bir sekilde yenerim derbi kaybetmesemde olur dusuncesinde.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir