20 Nisan 2015 Pazartesi

Hocanın Büyük Maç Ezberi, Trabzonspor 2-1 Galatasaray

 
Hamza Hamzaoğlu'nu överken, başarılı yaptığı işleri dile getirirken atladığımız, görmezden geldiğimiz bir gerçek var. O da büyük maç diye nitelendirdiğimiz maçlarda yaptığı hatalar, yanlışlar ve bu yanlışlar üzerindeki ısrar. Maalesef bu maçları kazanamaz oldu Galatasaray. Bursaspor maçıyla başladı bu halka, devamında Fenerbahçe ve son olarak Trabzonspor. Hepsinin de ortak noktası, Hamza Hoca'nın klasik 11'i bozarak, ezberden devam edip rakip takım üzerinde almaya çalıştığı önlemler. Bu önlemlerin de başarısız olduğunu gördük, izledik.

Bu maçın da hatası Umut Bulut'a sağ tarafta kullanmak. Umut Bulut forvet, Burak Yılmaz arkasında oynadığı dönemde verim sağlanan bir ikili olmuşlardı ama Umut Bulut'un sağ kanatta oynatıldığı maçlara baktığımızda da ne hücum ne de savunma anlamında bir artı göremiyoruz. Bugün sağ tarafta başladı mesela, mücadele dedik ve orada savaşır derken Fenerbahçe maçının aynısı oldu, sıfır etki. Bruma'yı eleştiriyoruz ama tarzını bu tip maçlarda arıyorum. En azından top taşıyor, adam geçmeye çalışıyor, daha önemlisi içeriye kat ediyor. Umut Bulut'u maalesef tek forvet olarak kullanmak mümkün olmadığı gibi sağ tarafta da kullanmak imkansız. Bu da Hamza Hoca'nın ısrarla vazgeçmediği yanlışlardan biri.

Diğeri ise Yasin Öztekin algısı. Anlamadığım şu, Yasin Öztekin'i kazanan isim de Hamza Hoca, onu ısrarla kaybetmek isteyen de o. Doğrudur, iyi bir ilk yarı geçirmedi. Salih Dursun belki de hayatının 45 dakikasını oynadı onun karşısında ama beklemek gerekiyor, Sneijder ile uyumunu bozmak resmen bir hücum intiharı. Hele ki yerine giren isim yine ezberden olduğu üzere Olcan Adın olunca. Bugün Olcan Adın ne oynadı acaba, daha önemlisi hangi pozisyonda oynadı, hücuma ne verdi, savunmaya ne kattı. Geçmişe dönelim, geçmiş maçlarda ne yaptı. Madem oyuncu değişikliği de neden Bruma değil, Olcan Adın? Hamza Hoca'ya burada bir eksi daha, maalesef ısrar ettiği yanlışlardan biri de bu.

İkinci yarı açık alanda oynandı, iki takımın da orta saha direnci falan yoktu, iki takım da kazanmak için bütün riskleri aldı. Bu anlamda 1-1 bitmesi imkansız bir maçtı, Trabzonspor kazandı ama bizde kazanabilirdik. Mesele bu değil. Bu kadar açık alan bulmuşken, yanlış yapmış gibi göründüğün ama işe yarayan Sneijder'i geri çekme, Emre Çolak'ı öne sürme hareketi de doğru olmuşken Yasin Öztekin oyundan çıkmaz, ikinci yarıda Sneijder'in atacağı o topları en iyi algılayabilecek, açık alanı en iyi kullanabilecek oyuncun ama senin ilk kestiğin isim yine o oldu. Nice kötü oyunculara, nice ısrarlarda bulunurken Yasin Öztekin için neden bu sabırsızlık, ben anlayamıyorum.

Melo'yu hiç bu kadar aramadık, orta saha direncinin sıfır olduğu bir maçtı. Orta sahada net şekilde ezilirken, Hamit Altıntop & Emre Çolak değişikliği en azından hücumda hareketlilik yarattı ve oyun dengelendi. Defansif anlamda zaten mağluptuk, hatayı fazla yapan taraf da kaybetti. Ama bugün Cardozo değil de Trabzonspor'un hızlı bir santraforu olsa (mesela Yatabare ile kafadan başlasa) durum daha farklı olabilirdi, inanılmaz açık alanlar vardı. Aynı durum Galatasaray için de geçerli, Umut Bulut yetersiz, Pandev Pandev diye inlerken onun da yetersiz olduğunu gördük, orada da hatayı kendimde arıyorum ama bu futbolcuyu da kazanmak adına hiç çaba göstermedik. Dolayısıyla bu maçta kurtarıcı niyetine oyuna aldığında bir farkı olmuyor.

Kazanabilirdik ama kötü oynadığımız gerçeğini birşey değiştirmez. Belki de Galatasaray tarihinin en kötü savunma rotasyonlarından birini izliyoruz. En çok övdüğümüz isim Chedjou ama onun dahi bazı maçlarda eksikleri ortaya çıkıyor, felaket bir savunma hattı. İlk golde Sabri Sarıoğlu, ikinci golde ise Telles'i gördünüz. Takımın aldığı bir bek katkısı yok, tandemi uyumsuz ve yetersiz derken sadece hücum ederek bazen maç kazanamıyorsunuz, hele ki büyük maçlarda.

İyi bir çıkarım yapmak gerekirse, sezon içerisinde 2. kez Emre Çolak'ı kazandık diyebilirim. Gaziantepspor karşısında da kendisini 11'de izleriz, Sneijder'in de olmadığı düşünülürse kesin oynar.

İşin özü şu, büyük avantaj kaybedildi, kazanılmış olsa fikstüre de baktığımızda inanılmaz bir avantaj olacaktı ama avantaj kaybedildi, şampiyonluk değil. Karamsar bir hava yaratmak istemiyorum, şansımız çok yüksek, bir şekilde, eksiklere rağmen şampiyonluğa yürümek, mücadele etmek zorundayız. Ben inanmak istiyorum..

4 yorum:

  1. şunu birkez daha gördük ki bu takımın en zayıf halkası sabri dir aga.

    iki golde sabrinin kanadından geldi ve iki golde de sabrinin ayağına değerek oldu.tellesin bir hatasını göremedim gollerde.

    hamit sakatlanması daha kötü oldu.hamit gelecek haftalarda sağbekte idare edebilecekken şimdi gene sabriye mahkum oldu takım.

    dikkat edilirse galatasarayın yediği çoğu gol sabrinin kanadından geldi.

    umut un sağbek oynaması zaten skandal.inanılır gibi değil.bruma varken umut u sağbek oynatmak saçmalık.sabri zaten hücumda çok verimli değil.sabriye ileri çıkmamasını söylemeli birileri.

    şu takımı sabriye mahkum eden zihniyet sorgulanmalı aga.yukardan aşağıya.arsenalde oynayan cl de final maçı oynayan eboue ise a2 takımında antreman yapıyor.rezillik resmen.

    şu gelinen nokta kadro mühendisliği yapılmadığını net gösteriyor.

    terimin 2 şampiyonluğundan sonra elde ne vardı.muslera çok iyi.eboue türkiye standartlarının üzerinde bir bek.ujfa gitmiş chedju gelmiş.chedju da iyi.ne oldu.3 yabancı oyuncu defans hattı + kaleci.
    o zaman ne yapacaksın.telles e 6 milyon vereceğini hakan balta yı tercih edeceksin.yada yerli bir solbek arayışın olacak.
    melo var çok iyi ve yeri garanti.birde sneijder geldi. al sana 5 yabancı.brumadır amrabattır pandevdir dzemailidir burdissodur hajrovictir hepsi çöp haline geliyor zaten kısıtlamadan dolayı.maddi zarar.

    dahada kötüsü şu oldu.yedek kulübesi zayıfladı.çünkü ilk 11 de 5 yabancı ile başlıyorsan yedekte bekleyen yabancı ancak yabancının yerine oyuna girebiliyor.

    haliyle olması gereken neydi.yabancı 10 numara varsa sahada yedektekide alternatifide yabancı 10 numara olmalıydı.yoksa brumayı oynatmak için telles i kesmek zorunda kalıyorsun.ben sana bir 11 yapayım.

    muslera

    hamit-chedju-semih-telles
    olcan--melo-selçuk-yasin
    sneijder
    burak

    5 yabancı.yedekte ise bruma pandev dzemaili. kimi çıkarıp bu 3lüden birini sahaya süreceksin.yedekte 3 yabancı çöp.durumuna geliyorlar.

    saha dışındaki olaylara bakarsak kimse galatasarayın şampiyon olmasını istemiyor aga.medya tff vb fenerin önünü açıyorlar.haliyle galatasaray hiç olmadığı kadar saha dışında da güçsüz.polat döneminde de böyleydi biraz.meydan azize kalmış durumda.ve kimse buna itiraz edemiyor maalesef.

    YanıtlaSil
  2. türkiyeye bakıyorum.türkiyedeki futbola bakıyorum.saha dışına bakıyorum.hakketen boş işler bunlar aga.yani yazmaya değmez diyorum.saha içini etkileyen o kadar çok saha dışı şeyler oluyor ki bence olduğu gibi bırakmak en doğrusu.

    zaman kaybı.insanın sinir sistemini bozuyor.gerçeklikle alakalı olmayan şeyler.birileri perde arkasında bişeyler yapıyor.sende saha içini yorumluyorsun.boş hocam boş.

    sanırım kendi adıma futbola veda demenin vakti geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumartesi günü şöyle bir 40 dk Chelsea- Manchester Utd. maçını izledim,bu sezon Avrupa futbolunu fazla takip etmiyorum,19-20 yaşındaki çocukların korkunç cesur oyunlarını ve Drgoba'nın aslanlar gibi mücadelesini izledikten sonra bizim kör dövüşü ve 3 pasın birarada gitmediği maçları izlemenin bi anlamı olmadığına kanaat getirdim.Şampiyonluk da göz göre göre veriildi,bu Galatasaray 2 rakibine de 10 puan farkı çoktan atabilirdi...

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir