2000 sonrası döneme baktığımızda Sebastian Perez sonrası karanlık. Sadece bir sezon oynamasına rağmen akıllarda iz bırakan isimlerden biri olmuştu Perez. Eboue'nin transferine kadar geçen döneme de bakınca Galatasaray'ın sağ bek karnesi oldukça zayıf.
O dönemde birçok isim transfer edildi, çoğu da tutmadı. En istikrarlı isimler Cihan Haspolatlı ve Sabri Sarıoğlu gibi göründü ama her zaman performansları sorgulandı, yeterlilikleri tartışıldı. Doğaldır, Perez'i izledik bizler. Ondan önceki yıllara indiğimizde de Capone, Ümit Davala ve Fatih Akyel gibi isimleri sayabiliyoruz.
Cesar Prates de o dönemin başarısız hamlelerinden biri bana göre ama akıllarda kalan, arkasından da iyi düşündüğümüz futbolcuların başında gelir. Çok ilginç değil mi, futboluyla beğenilmeyen bir ismin pozitif anlamda akılda kalması. Nedeni de basit, attığı frikikler. Galatasaray tarihinin en başarılı frikik ustalarından biriydi ve o transfer olduğunda da kimsenin bu yönde bir beklentisi yoktu.
Lincoln'den bekledik yıllar içerisinde, Elano'dan bekledik ama Prates sonrası kimse çıkmadı bu frikik olayında. Selçuk İnan ile ancak yeni bir dönem başlatabildik. Aslında Hagi sonrasında kimseyi çıkaramamıştık bu anlamda, Revivo ile heyecanlanmış ama o da olmamıştı. Prates ise o sezon attığı frikik golleriyle akıllarda kaldı, bu anlamda fazlasıyla iyiydi.
2003-2004 sezonunu bütün yabancı hamleleri fiyasko aslında. Frank De Boer, Petre, Bratu diye sayarım. Prates'i ise ayırırım. Galatasaray'a Sporting'den transfer olmuştu. Bir önceki sezon önce Ümit Davala'dan sonrasında da Suat Usta'dan sağ bek anlamında beklediğini alamayan Fatih Terim yeni sezonda Prates'i takıma getirdi, ondan da beklediğini alamadı aslında.
Hücumcu bir bekti, hücuma çıkmayı severdi ama geriye döndüğüne az kişi şahit olmuştur. Fizik anlamında da güçlü bir adam değildi zaten, mücadelelerde ayakta kalamazdı, savunması da yok gibi birşeydi. Hücuma çıkar, genellikle şut denerdi. Yaptığı ortaları da çok başarılı bulmazdım, böyle bir bek oyuncusuna da az şahit olmuşuzdur. Ama frikiklerden bulduğu goller onu bugün hatırlamamıza sebep.
Galatasaray sonrasında da karışık bir kariyeri var. Ülkesine döndü, İtalya'ya gitti ama herhangi bir takımda istikrarlı şekilde tutunamadı, sürekli takım değiştirdi derken 2010 yılında da futbolu bıraktı. Kariyer zirvesi Sporting yılları, üç sezon forma giydi burada. Galatasaray ise en önemli transferi ama burada da tutunamadı..
gittiğine üzüldüğüm nadir adamlardan biriydi,fm den hep transfer ederdim onu nedense bu frikiklerden dolayı bir sempatim vardı.2nci terim döneminn bana göre tek olumlu transferiydi
YanıtlaSil