22 Mayıs 2015 Cuma

22 Mayıs 2010, Wesley Sneijder vs. Hamit Altıntop


Inter'e olan sempatim Jose Mourinho'dan kaynaklı. Juventus'un bir alt lige düşürülmesinden kaynaklı o buhran döneminde İtalya sömürüsünü Inter ele almıştı. O dönem Roberto Mancini ile gelen lig şampiyonlukları vardı ama Moratti'nin hayali Şampiyonlar Ligi'ydi, onun da kıyısına bile gelemediler. Taa ki Mourinho ile buluşana kadar. Sadece 2 sezonda Moratti tüm hayallerine kavuştu, Mourinho sonrasında da enkazı kaldıramadı derken bugüne geldik. Inter yeniden toparlanma sürecinde, baktığımız zaman kesenin ağzını da açtılar (Shaqiri transferi gibi), Mancini ile nostalji yaptılar ama o seviyenin çok uzağındalar.

İlginç bir durum, Ibrahimoviç'in Mourinho'nun tüm ısrarlarına rağmen Inter'den ayrılma nedeni Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kaldırmak istemesiydi, Barcelona'ya gitti. Ibrahimoviç gibi bir karakter aslında tam Mourinho'nun kalemi ama sadece bir sezon çalışabildiler. İlk sezon da Adriano'yu kazanayım derdine gitti, yoksa yine lig şampiyonluğu geldi ama asıl hedef Şampiyonlar Ligi'ydi. Mourinho, Adriano'yu kazanmak adına herşeyi yaptı ama olmadı, Ibrahimoviç de gitti derken Inter minik çaplı bir değişimle inanılmaz bir seviyeye geldi.

Ibrahimoviç transferinde takasla gelen Eto'o mesela, Diego Milito, Sneijder, Lucio gibi isimleri sayabiliyorum, taşlar böyle yerine oturdu. Bugün Galatasaray'da yüzüne bakmadığımız Pandev bile o takımın olmazsa olmazlarındandı, tam bir 12. adam, hücumun tamamlayıcısı, görev adamıydı. O Inter de fazlasıyla sempatik geliyordu, keyif veriyordu. Otobüs çekti dediler, tır çekti dediler, uçak indirdi dediler ama o yenilmez Barcelona'yı durdurmayı başarmıştı Mourinho, bu da büyük bir taktik başarıdır. O anlamda da yarı finalde Barcelona'yı geçmek en az kupayı kazanmak kadar değerliydi. Senin en değerli ismin Ibrahimoviç'i de almışlar, öyle düşünün. Gözden çıkardıkları Eto'o yu sana göndermişler ama o Eto'o Nou Camp'ta oynanan rövanşta resmen sağ bek oynadı, müthiş iş yaptı. Bu çok büyük bir taktik başarıdır, Mourinho'yu efsane yapan zamanlardan biridir.

Mourinho ise Van Gaal tedrisatından geçen bir isim, onun öğrencisiydi. Ustasına karşı finalde mücadele etmenin de ayrı bir cilvesi var. Mourinho her dönemde Van Gaal'e olan saygısını dile getirir ama boynuz kulağı geçeli çok oldu. O gün olduğu gibi bugün de Chelsea ile Manchester United'ın önünde başarıyı kazandı. 22 Mayıs 2010'da da Şampiyonlar Ligi'ni Van Gaal'e karşı kazanmıştı.

Bayern Münih'in durdurulamaz bir güç olmasında Van Gaal'in önemi büyük. Onun o dönem attığı adımları Heynckes daha yukarıya taşımış ve durdurulamaz bir güç haline getirmişti. Sonrasında Şampiyonlar Ligi'ni Bayern Münih de kazandı, inanılmaz bir yapı kurdular. Guardiola ile Almanya'yı süpürmeye devam ediyorlar ama o kudretli gücün zayıfladığını, Guardiola değişimine alışamadığını düşünüyorum.

Hamit Altıntop demişken, o dönem Bayern'in önemli hamle kozlarından biriydi. Kariyerinde inişler ve çıkışlar oldu ama her dönem saygı duyulacak bir futbolcuydu. Schalke 04 performansı onu Bayern'e taşımıştır, Bayern Münih'de de uzun yıllar oynamıştır, devamında gittiği Real Madrid ise çok büyük bir sürpriz olmuştu ama o dönem Real Madrid teknik direktörü olan Mourinho, belki de o Şampiyonlar Ligi finalinden etkilenmiş ve Bayern'in gözden çıkardığı Hamit Altıntop'u bonservissiz şekilde transfer etmiştir. Üstelik kimse ihtimal vermezken. Hatırlıyorum, Galatasaray'a gelir mi acaba üzerinden adam Real Madrid'e imza atmıştı. Bir sezon sonra Galatasaray'a geldi gelmesine ama Mourinho'nun onu düşünmesi (başarısız olsa bile) büyük bir olay değil midir? Hamit Altıntop çok büyük bir futbolcudur.

Wesley Sneijder ise her dönem iyi bir futbolcuydu, Ajax'dan Real Madrid'e transferi de bunu gösterir ama o dönem Real Madrid'in Hollandalı atılımına kıl kapan Perez neredeyse tüm Hollandalıları harcamıştı. Robben'i de yolladı, Sneijder'i de. Bakınca iyi Hollandalılar gelmiş ama Drenthe falan da vardı, ilginç bir durum. Neyse, Real Madrid'den de Sneijder'i Inter aldı, o dönem de Sneijder'in zirve dönemidir, efsane yılıdır, Dünya'nın en iyi birkaç futbolcusundan biri olduğu yıldır. 

2010 yılında Dünya'nın en iyi futbolcusu Sneijder seçilmemişti ama o hak etmişti. Inter'in kupa ambargosunda payı büyüktür, Şampiyonlar Ligi Kupa'sında en büyük pay belki de onundur, devamında 2010 Dünya Kupası'nda Hollanda'nın final görmesinde yine payı büyük olmuştur ama hakkı verilmemiştir. Mourinho sonrasında ise Sneijder kendisini bulamadı, yıllar onu 28 yaşında Galatasaray'a taşıdı. Yaş ve fayda anlamında Türk futbol tarihinin en büyük transferidir, Sneijder gibi bir isim için para algısı yaratanlar ise bugün Sneijder'in gösterdiği çaba ve katkı sonrasında saygıyla eğilmişlerdir. Bugün istediği hemen hemen bütün takımlara gidebilir, devre arasında Juventus istedi mesela, gitmedi. Yarın Manchester United de isteyebilir, yine gitmez. Kendisini Galatasaray'a ait hissediyor.

Sneijder & Hamit Altıntop üzerinden gidecektim ama konu konuyu açtı, açmaya da devam ediyor. Bu iki futbolcunun da ortak özelliği bugün Galatasaray formasını giymeleri, olayın da espirisi orada. 22 Mayıs 2010 tarihinde karşı karşıya gelmişler ve kazanan Sneijder olmuştu. Bugün ise kazanan Sneijder & Hamit Altıntop ikilisi olacak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir