16 Mayıs 2015 Cumartesi

Bu Hikaye Sneijder'i de Hamit Altıntop'u da Yazar, Galatasaray 1-0 Gençlerbirliği

 
Şampiyonluk yolunda hikayeler yazmaya devam ediyoruz, Gençlerbirliği maçı özelinde de iki hikaye var. Hamit Altıntop ve Wesley Sneijder. 

Sneijder'in Galatasaray formasıyla 100. maçı, 100. maçında attığı 34 gol. Hagi 100. maçında 36 gol atmış mesela, hikayeye buradan girebiliriz. Sneijder'in attığı 34 golde de kırılma anı yaratan öyle goller var ki. Geldiği sezon Karabük deplasmanı mesela, geçen sezon Juventus maçı, Türkiye Kupası finalinde Eskişehirspor'a golü, bu sezon Fenerbahçe'ye attığı goller gibi. Gençlerbirliği karşısında attığı gol de son 3 hafta kala yazılacak bir hikaye.

Yine de asıl hikaye Hamit Altıntop'un. Ayrı bir yazı konusu ama kısaca değinelim. Takımla sadece bir idmana çıktı, haftalardır oynamıyor, 10. dakikada Selçuk İnan'ın yerine ısınamadan giriyor. İlk yarı belki yitirdiği maç temposunun, ısınamadan oyuna girmenin kötü getirilerini yaşadı ama ikinci yarıda yaptığı kritik müdahaleler, işin defansif anlamında aldığı sorumluluk ve mücadele. Melo'nun uzun sakatlığında karalar bağlayanlar yine Hamit Altıntop'la nefes almıştı, bugün de aldığımız gibi. Sakatlığı nüksetti belki, son durumunu bilmiyorum ama görevini yaptı. Bu şampiyonluk Hamit Altıntop'u da yazar.

Maça gelirsek, gereksiz bir panikle başladı Galatasaray. Selçuk İnan'ı da erken kaybetmenin etkisiyle o panik yükseldi. Tempo yapmak istedi, hızlı oynamaya çalıştı ama asıl tempo yapan taraf Gençlerbirliği'ydi. Kontrolsüz şekilde hızlı çıkmaya çalışırken çok fazla hızlı hücum yedik. Belki Sinan Bolat'a iş düşmedi ama Semih Kaya'nın Muslera'nın olmazsa olmaz kurtarışları vari kademeleri vardı. Defans hattı Gençlerbirliği etkisini süpürdü ama Galatasaray hücumunu izleyemedik. Baskı kurması, ilk yarıda ipleri eline alması gereken bir Galatasaray.

Hamit Altıntop'un da maç içerisinde kendi temposunu kazanması Galatasaray'ı çok rahatlattı. Bugün Melo da fazlasıyla iyiydi, o anlamda sıkıntı yaşamadık. İkinci yarıya daha sakin girdik, biraz daha tempoyu düşürmüş göründük ama baskı geldi, daha akılcı hücum edildi ve devamında da pozisyonlar geldi.

Sabri Sarıoğlu sağ tarafı mükemmel kullandı mesela, aynı şekilde Yasin Öztekin de sağ tarafta fazlasıyla etkiliydi. Şu sonuç da ortaya çıktı, Yasin Öztekin'in iyi futbolu sadece Sneijder ile açıklanamaz. Uzun bir aranın ardından iyi bir kanat oyuncusu izlemenin keyfini veriyor Yasin Öztekin. Aslında, Yasin Öztekin hangi kanada geçse orada etkili ama Bruma'nın da olmayışı, her iki kanadı da aynı zamanda kullanma konusunda engel oldu. Umut Bulut'dan sağ kanat olmuyor, tekrar tekrar görülen bir gerçek ama uygulama devam ediyor.

Burak Yılmaz çok kaçırdı, aynı şekilde Umut Bulut. Hatta Sneijder'i de ekleyelim ama Sneijder'in golüyle kazandık. Galatasaray'ın ileride top tutan, sırtı dönük oynayan ve Sneijder'i ceza sahası civarında topla buluşturacak bir santrafora ihtiyacı var. Sneijder'in en önemli özelliği şutu, bu özelliğin üzerine gidilmeli. Burak Yılmaz'ın Sneijder'e asisti tam da bu örneğe uygun ama bir kere yaptı bunu, sayı artmalı.

Galatasaray gol yemiyor, bu da önemli bir detay. Gol yeme sıkıntısıyla ünlü bu takım son 5 maçtır gol yemiyor. Maç öncesinde, yediğimizden fazlasını atmamız gereken bir maç demiştim ama yine gol yemedik. Sinan Bolat'a iş düşmedi belki, yine de savunmanın zorlandığı zamanlar oldu. Stancu son dakikada o golü atsa Sinan Bolat ve Semih Kaya üzerine farklı yorumlar yapacaktık ama gol gelmedi. Bir çuval incir berbat olabilirdi, olmadı.

Gençlerbirliği maçının zor olacağını tahmin ediyordum, beklediğim gibi de oldu. Sorun değil, iyi futbol beklentimiz yok, 3 puan beklentisi mevcut. Böyle de diye diye son 2 haftaya girdik, avantajımız ise çok büyük. Bekleyelim, rakipler ne yapacak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir