23 Temmuz 2015 Perşembe

"Plansızlık" Denizinde Boğulmadan Transfer Yapmak

 
Galatasaray Basketbol Takımı'nın geçirmekte olduğu yaz/transfer dönemini tek kelimeyle özetlemek istersek, bunun adı net bir şekilde "plansızlık" olurdu. Tıpkı kadın basketbol ve futbolda da olduğu gibi.. Bunda yaz döneminde yapılan yönetim değişikliğinin de payı var elbette ama, yeni yönetimin de bu gidişatı olumlu yöne çevirme konusunda sıkıntılarının olduğunu söylemek gerekiyor. 

Erkek Basketbol'da ne yazık ki önceden gelen bir plan, hazırlık olmadığı için; Ergin Hoca'nın bütün birinci, ikinci, hatta bazı posizyonlarda üçüncü alternatiflerini bile elden kaçırdık. Ve malesef elde kalan uygun fiyatlı, kariyerinin son demlerine girmiş oyunculara yönelmeye başladık. Avrupa'nın bir çok kesiminde ve özellikle ülkemizde, basketbol planlamasının son derece kısa vadeli olmasından dolayı, yaş konusu çok fazla problem olmasa da, tahtaya yazılan ilk isimlerin alınamaması hocanın bir türlü kafasındaki şablonu oturtamamasına ve bir sonraki hamlesini değiştirmek zorunda kalmasına sebep oluyor. Sonuç olarak takımın her mevkisindeki adamın oyun tarzı, bir diğerini etkiliyor ve kadro birbirini dengeleyen şekilde oluşturulmak zorunda.

Ve tabii hedefteki oyuncuların alınamamasının en büyük etkenlerinden biri de, önümüzdeki sezon Euroleague'de değil, Eurocup'ta mücadele edecek olmamız. Galatasaray'a yakışmayan ve yıldızları Galatasaray'da oynamaya hevessiz kılan bir unsur. Takımın geçen sezonki en büyük yıldızı Patric Young'ı tutamayışımızın bir numaralı sebebi belki de buydu. 

Point guard pozisyonunda Hoca'nın gözdelerinden Pooh Jeter'la anlaştığımız haberleri piyasada dolaşmaya başladığında çok sevinmiştim, hatta yazısını bile hazırlamıştık Sportif Cümleler için. O transferin olmamasına gerçekten çok üzüldüm. Jeter, Çin'e gitmeye karar verdi. Yine aynı şekilde Lasme ile de önce anlaştığımızı, daha sonra kendisinin Panathinaikos'la imzaladığını öğrendik. Bu iki son anda yatan transferler, belki de sezonu kurtaracak oyun kurucu ve pivot transferleri olacaktı. Olmadı. Önümüze bakıyoruz..

Transferi resmileşen iki yabancımız var. Caleb Green ve Blake Schilb

 
3 ve 4 numara pozisyonlarını, hücumda ağırlıklı olarak şut performanslarıyla yaşayan, savunma kısmında ise pek başarılı olduklarını söyleyemeceğimiz iki Amerikalı'yla doldurduk. 
Caleb Green, Eurocup tecrübesi olan bir oyuncu. Bir sezon önce Dinamo Sassari formasıyla da Eurocup'ın en iyi 2. beşine seçilmişti. Üst düzey değil ama belli bir kalitesi ve zaman zaman istikrar sorunu yaşasa da katkısı olan, yumuşak diyebileceğimiz bir power forvet. Zoran Erceg'e benzeyen bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Ona göre biraz daha atletik ve içerdeki uygun pozisyonları daha iyi bitirebilen bir oyuncu. Kısacası skorer bir 4 numara. Ayrıca Caleb, bundan henüz bir kaç ay önce oynanan Tenerife maçında 30 sayı atarak kariyer sayı rekorunu kırdı. Caleb'in kariyer olarak en dikkat çeken yönü, şu ana kadar oynadığı her takımda bir sezon forma giymiş olması. Bu da istikrar hanesine eksi puan olarak yazılabilir.

Blake Schilb ise zaman zaman 2 ve 4 numaralarda da oynayabilen, şutlarda mesafe tanımayan bir skorer. Hücumda iyi bir bitirici olmasının yanı sıra, ekmeğini daha çok kendi şutunu yaratabilen, hareketli ve yaratıcı bir oyuncu olmasıyla çıkaran bir isim. Blake, 2012-13'te harika bir Euroleague sezonu geçirerek bir çok takımı peşinden koşturmuştu ve Kızılyıldız'a transfer olmuştu. Kariyerinin devamında da sıkça bol skorlu maçlar oynamaya devam etti. Caleb Green gibi, o da çok üst düzey olmasa da TBL ve Eurocup standartlarında gayet iyi bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. 

İki transferi kısaca özetlemek gerekirse.. Evet ne üst düzey isimler, ne hocanın ilk alternatifleri, ne de taraftarı coşturacak isimler. Ama takıma sağlam bir pivot ve oyuncu kurucu ekleyebilirsek, ayrıca geçtiğimiz sezon bir türlü yakalanamayan takım uyumunu yakalayabilirsek ikisi de vazgeçilmez skorerlerimiz olabilecek kapasitedeler.

Sezonun kilit hamleleri hala 1 ve 5 numara transferleri. Takıma liderlik edebilecek bir oyun kurucuya şiddetle ihtiyaç duyuyoruz. Aynı zamanda sağlam bir pivota.. Bir diğer ihtiyaç da tabii ki skorer bir 2 numara. Pivot için meşhur Schortsanitis ismi sıkça geçiyor. Jeter kaçtığından beri adı geçen oyun kurucular arasında beni heyecanlandıran biri yok şimdilik. Kozumuz zaten zayıftı, şimdi alternatiflerimiz de baya azaldı. Bakalım neler olacak..
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir