14 Eylül 2015 Pazartesi

Ve Şampiyonlar Ligi, Başlıyoruz


Şampiyonlar Ligi'yle birlikte Galatasaray'ın gerçek sınavı başlıyor. Lig başlangıcı son derece kötü oldu ama Avrupa'daki görüntü lig ile alakasız olacaktır. Maalesef ki bazı maçlara yeterince konsantre olunduğunu düşünmüyorum. Bunu da Real Madrid ile oynadığımız hazırlık maçına bakarak söylemek mümkün. Herkesin çekindiği, hazırlık maçı olmasına rağmen fark yeriz dediği bir ortamda gelen formasyon değişimi, kalabalık orta saha derken eksiklere rağmen Real Madrid karşısında oynanması gereken futbolu oynamıştık. 
 
Atletico Madrid karşısında da farklı bir Galatasaray mutlaka izleriz, lig ile alakası olmaz ama karşımızda hata affetmeyen ve hızlı oynayan bir takım var. Atletico Madrid topu size verir, siz oyuna hakim görünürsünüz ama anlamadığınız bir anda skor 2-0'a gelmiş olur. Hatayı asla affetmiyorlar ki bu da Galatasaray'ın 90 dakika boyunca hata yapmamasını gerektiriyor.

Jose Rodriguez & Selçuk İnan ikilisi Mersin İdman Yurdu karşısında bile Galatasaray hücum hattının savunma zaafını karşılayamadı ki Atletico Madrid karşısında böyle bir ikili imkansız. Melo takımda kalmış olsaydı bile Galatasaray'ın özellikle Şampiyonlar Ligi'nde üçlü orta sahaya dönmesi gerekecekti ki şimdi bu durum olmazsa olmazı oldu. Chedjou'nun oynuyor olmasını çok isterdim, zaten dönüşü de orta sahaya geçmesiyle olacak.

Muslera
Sabri Semih Balta (Denayer) Carole
Selçuk Jose Çolak
Sneijder
Burak Podolski

Yarın bu 11'le oynariz ki doğru formasyon bu. Real Madrid karşısında da bu orta saha üçlüsü vardı. Selçuk İnan regista rolünde, Jose Rodriguez sağ, Emre Çolak ise sol iç. Sneijder'in bu formasyonda katkısı düşüyor deniliyor ama Inter'de de bu formasyonda çok fazla oynadı ki sadece yana oynayan bir isim değil, dikine de oynayabilir. Yapılması gereken ise Sneijder'i rakip ceza sahası çevresinde topla buluşturmak. Bu anlamda Burak ve Podolski ikilisinin de uyum sağlayacağını düşünüyorum, Sneijder bu isimlerle de ikili oyun oynayabilir ki Mersin maçının ikinci yarısında en çok pas yaptığı isim sol bek oynayan Olcan Adın olmuş. Carole çok daha tempolu, Carole'yi de oynatır.
 
4-2-3-1 oynamanın tek yolu Grosskreutz'un varlığıydı. Hamza Hoca'nın Umut Bulut'u sağ açık oynatmasının nedeni hücumda yaratacağı savunma aksiyonuydu ama ne hücumda ne savunmada katkı sağlayamadı. Bruma o işi iyi yapıyordu, alanını güzel kapatıyordu ama onu da tabela baskısı yedi. Mesela bu konuda en iyi isimlerden biri Olcay Şahan. Beğenmeyen çoktur, Quaresma ve trivela aşkı yüksek insanlar var ama Olcay Şahan hücumda mücadele ve baskının kalbidir. Hamza Hoca'nın da aradığı böyle bir isim, Grosskreutz bu anlamda değerliydi ama oynatamıyoruz. Hatta 4-3-1-2 için bile ideal sağ bek aslında o ama maalesef şartlar buna engel. 

Dün Inter'i de izledik. Oyuncu profili anlamında yüksek isimler belki ama tarz olarak ortaya koymamız gereken sistemi onlar oynuyor. Hatta Fenerbahçe'ye bakın, Josef, Ozan Tufan ve Meireles üçlüsüyle dün pozisyon vermediler. Inter de Melo, Kondogbia ve Guarin üçlüsünü oynattı. Önlerinde de Jovetic, Icardi ve Perisic dönüşümlü oynadılar. Burak, Podolski ve Sneijder'den de beklediğim bu, hücum üçlüsünün sağlayacağı dönüşüm. Kalabalık orta sahayla da en azından ligde oyunu tutarsınız, Şampiyonlar Ligi'nde ise ortaya direnç koymaya çalışırsınız. Emre Çolak ve Jose Rodriguez genç isimler, o direnç için önemliler. Selçuk İnan ise geriden kurulan oyunlarda etki sağlamaya çalışacak.

Kaybetmeyelim dediğim bir maç, en azından 1 puanı çıkarabilirsek ertesinde kazanılacak Astana maçıyla birlikte 4 puanlık başlangıç hiç de fena değil. Kontrolü elimizde tutmak, 90 dakika hata yapmamak ve orta sahanın direnci fazlasıyla önemli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir