2 Ekim 2015 Cuma

SC Nostalji #40; Giovani Dos Santos


Bir sistemimiz olsun, o sistem doğrultusunda hareket edelim isteriz. O tarzda teknik adamlar da daima heyecan uyandırır ama ısrar edilmez, sabır kolay yitirilir ve o teknik adamlar geldiğinde yapılan güzellemeler bir anda unutulur. Bunu ben de yaptım, bu eleştiri büyük çoğunluğa. Sistem denildiğinde de bu işin zirvesi Rijkaard'dı. ona bile sabredilmediği gibi ısrarla onun istediği kadro da oluşturulmadı. Özellikle de 2. sezonunda kurulan kadro.

Bu sonranın konusu, Rijkaard dönemine iner, mutlaka geçmişi sorgularız. Giovani Dos Santos'u konuşalım şimdi, Galatasaray'a gelmiş en yetenekli genç futbolculardan biriydi ama yarım sezon izleyebildik ve maalesef performansını da o yarım sezon üzerinden değerlendirdik.

Rijkaard & Messi hikayesini biliriz. Bugünün Barcelona sistemi üzerinde de Rijkaard'ın emeği büyük ama Messi'yi sahneye süren isim Rijkaard'dı. Genç futbolcuya şans vermekten korkmazdı ki Giovani Dos Santos üzerinde de bir planı vardı ama zamanı yetmedi. Ronaldinho yerine de yavaştan Giovani Dos Santos'u hazırlarken Barcelona'dan ayrıldı, Giovani Dos Santos da Rijkaard'sız yapamadı zaten. O da Tottenham yolunu tuttu ama İngiltere macerası da güzel sürmedi, çeşitli takımlara kiralandı. O takımlardan biri de Galatasaray.

Galatasaray'a geldiğinde 21 yaşındaydı, 8 milyon avro satın alma opsiyonuyla kiralanmıştı. O dönem adına bu para çok görüldü ama sonrasında yapılan bazı hamlelere bakınca Giovani Dos Santos gibi bir potansiyel neden takımda tutulmadı dedik. 

2009-2010 sezonunun devre arası transfer dönemi. Avrupa Ligi'nin çok önemsenmediği Nonda'nın sözleşmesinin fesh edilip Jo ile anlaşıldığında ortaya çıkmıştı. Çünkü Jo'yu Avrupa Ligi'nde kullanamayacaktık ve Baros, Kewell gibi isimlerin sakatlığında da başka forvet yoktu. O dönemin ara transferleri de Jo, Neill ve Giovani Dos Santos. Kağıt üzerinde ses getiren adımlar, bir anlamda transfer manyağı olduğumuz günler. Havaalanında futbolcu karşılamaları hatırlıyoruz, Haldun Üstünel'in imzasıyla gerçekleşen birçok önemli transfer vardı.

Rijkaard'ın 4-3-3'ünde sağ tarafa Keita, sol tarafa Giovani Dos Santos, forvete de Jo'yu yazdığımızda heyecanlanmamak elde değildi ama sakatlıklardan çok fazla bunu kullanamadık. Jo'nun sakatlığı vardı, Arda Turan'ı forvet kullanmak durumunda kaldık. Orta sahada doğru üçlüyü bir türlü bulamadık. Elano'nun görüntüsü hiç iyi olmadı, orta saha alternatifi yetersizdi derken istediğimizi de alamadık. Rijkaard'ın olmazsa olmazı orta sahadır ama o dönem atılan adımların ağırlığı hücuma yönelikti.


Giovani Dos Santos da tabela yapamamanın sıkıntısını çekti. Gol atmaya çok fazla yaklaştığı anlar oldu mesela, başaramadı. Çok iyi oynadığı maçlar var ama tabela gelmediğinde oluşan izlenim "bal yapamayan arı" yönündeydi. En çok bu yakıştırma yapıldı kendisine ama yeteneği vardı, burası kesin olan. Sonraki sezon Keita da ayrıldığında, o pozisyon için Serdar Özkan ve Pino geldi. Keita & Giovani Dos Santos sonrası da fark ortada.

Hiç unutmuyorum, o sezonun bitiminde başkan Adnan Polat'a Giovani Dos Santos sorulduğunda "8 milyon avro'nuz varsa alalım" demişti. Sonra 5.5 milyon avro'ya Stancu'yu aldılar mesela, Misimovic olayına girmiyorum bile. 

Giovani Dos Santos ise İngiltere kariyeri yapamadı belki ama İspanya'ya geri döndü. Önce Santander, sonra Mallorca derken Villarreal'e geçti, güzel de bir performansı vardı. Meksika Milli Takım'ından hiç kopmadı zaten ki en iyi performansları da Milli Takım'dadır. Orada yaptıklarını görüp, burada yapamadıklarına bakınca şaşırıyordu insan. Asıl şaşırtan 26 yaşında Los Angales Galaxy takımına transfer olmasıydı. Çok erken dünyamıza girdi ama erken koptu. Mutlaka Avrupa'ya dönecektir de 26 yaşında, böyle bir futbolcunun MLS'e gitmesi de fazlasıyla şaşırtıcı.

1 yorum:

  1. "Neden sistem kuramıyoruz" dolayısıyla istikrarlı bir gidişatımız yok sorusunun yanıtı yönetemeyen kesimde gizli. Rijkaard gibi futbolun zirvesinde dolaşmış bir ismi Adnan Sezgin'le eşleştirip başarı bekliyoruz. Elbette olmuyor. Başkanlık makamını işgal edenler neden Adnan Sezgin, Bülent Tulun, Sinan Engin gibi isimlerden vazgeçemiyor ? Neden Aziz Yıldırım'ın etrafında mafyöz tipli isimler var? Kulübünü batıran Demirören nasıl bir kıstasla federasyonun başına geliyor? Neden gelirler sürekli artar, vergi verilmez, araziler devletten beleş alınırken borçlar tavan yapıyor? Bu ve benzeri soruların cevapları bulunduğunda daha doğrusu artık kulüplerin istismar edilmesine imkan verilmeyen bir düzenlemeye gidildiğinde Rijkaard'lar, Del Bosque'ler arkalarına teneke bağlanıp gönderilmez. Dos Santos'a 8 milyon avro veremeyen Polat yönetiminin
    Stancu'ya nasıl 5.5 milyon avro verdiği MİY'nun o dönemki hocasının da dikkatini çekmiş ve "300.000 avroya bize teklif edilen ve almadığım Stancu nasıl oldu da 1 ay sonra 5.5 milyon avro oldu" diyerek iftira atmıştı! Kısa bir süre sonra da bıçaklı saldırıya uğrayarak iftiranın dersini almıştı. Oysa bu bir Türk geleneğidir. Guiza 16 milyon avroya FB'ye transfer olur ama Mallorca kulübünün kasasına 9 milyon avro girmiş aradaki paranın hesabını İspanyollar sorar, davalar açılır, Mallorca kulübü karışır. FB yöneticisi Mahmut Uslu'ya konu sorulduğunda "biz ödememizi yaptık, İlgilendirmez bizi" der. Petre transferinde GS 2.5 milyon avro bonservis öderken Rumen kulübün kasasına 750.000 avro girer. Buna benzer şaibeler nedeniyle transferde aracı olan Popescu hapse girerken, bizde konu yankı bile bulmaz. Kısaca sisteme gerek yok bizde Sinan engin!ler, Sezgin'ler, Tulun'lar arada gelir kulüplerini ihya eder. Kulüpten ayrı kaldıkları dönemde ise medyada köşeler, yorumculuklar yaparak sistemi sürdürürler. İşte bizim sistemimiz bu..

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir