5 Mart 2016 Cumartesi

Bielsa Deli Bir Karakter Olduğu İçin Olgunlaşma Sürecinde Sorunlar Yaşamış Ama Devrimleri Başlatan Bir Adam


Bielsa hakkında çok bilgili değilim. 2010 Dünya Kupası'nda oynadığı oyunun çok ilgi çekici olduğunu hatırlıyorum. Bazen santrforsuz ve 3'lü savunma ile oynamışlardı. Yanılmıyorsam 3-6-1 veya 3-7-0 oynuyorlardı. Son geçen Copa Amerika'yı Bielsa'nın vatandaşı Jorge Sampaoli ile kazandılar ve Şili'de herkes bu temeli atan Bielsa'ya teşekkür ediyordu. Onlar büyük resme bakmayı bilen insanlar demek ki...

Bizde olsa misal sadece gözünün önündekini görebilen kafalar, "Bilic'in yapamadığını Şenol Güneş yapıyor" der. Daha gelişmiş zihinler ise "Samet Aybaba doğru isimler buldu, temel attı. Biliç o gençleri geliştirdi, Güneş de şimdi tecrübesiyle olgunlaştırıyor" şeklinde bakar.

Bielsa deli bir karakter olduğu için bu olgunlaşma sürecinde hep sorunlar yaşamış ama devrimleri başlatan bir adam... Denildiğine göre Şili'de aylarca tesislerde yatıp kalkmış, deliler gibi çalışmış. Bilbao'ya gelirsek... Bask mevzusu yüzünden onlarda da transfer hareketliliği olmuyor ve orada da üretmeye odaklanabiliyorsunuz. Oyuncuları parlatmış ve finale kadar çıkarmıştı. Finalde de Arda'lı Diego'lu Atletico'ya yenilmişlerdi. Transfersiz sadece üretimle Avrupa Ligi'nde final oynamak kupayı kaldıramasa da büyük başarı.

Marsilya'da ne oldu bilmiyorum. Hiç izledim, takip etmedim. Sadece Bielsa ile yönetimin görüş ayrılıkları yaşadığı ve Bielsa'nın istemediği oyuncuların alınabildiğine dair bir şeyler okumuştum. Marsilya böyle bir kulüp zaten. Bielsa da bence o tip kulüplere uygun değil. Ki Galatasaray da o tip kulüp. Yani herkesin her haltı bildiğini sanıp, her halta karışıp, esasında hiçbir şey bilmediği kulüpler. Taraftarlarının çok baskın olup, oyuncuları bezdirip, sindirebilecek kadar sabırsız olduğu kulüpler.

Yahu son 6 sezonda 9 hoca değiştirmişiz. Bunlardan 3'ü sportif anlamda başarılı olduğu halde, sırf yönetilemediği için gönderilmiş. FT, Juventus'u eleyen ve lig kupasını alan Mancini ve gitti denilen ligde 3 kupayı da alan ve 4. yıldızı FB'nin elinden alan HH. Bunların yaptıklarına saygı duymak yerine, huzurlu ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak yerine hep en küçük şeyleri abarta abarta, yangın yapa yapa kulübümüze zarar verdik. Yani GS'da kalmak için başarılı olmak bile yetmiyor. Bielsa da insan ilişkileri konusunda başarısız bir adam. Bizim basınla mı uğraşacak, yangıncı taraftarla mı uğraşacak, her şeyi bildiğini sanıp hiç bir şey bilmeyen ve kulübü bir istikrarsızlık abidesi haline getiren yöneticilerle mi uğraşacak?

Esasında bu dönemde Galatasaray'ın düşünmesi gereken, doğru tarz hoca Bielsa... Ne kadar sevsem ve uzun vadede ilkeli duruşu sayesinde başarılı olacağına inansam da Mancini şuan doğru isim değil mesela... Ben inanıyorum ki Mancini 1-2 yıl daha dursa İnter'de yükselmeye devam edecektir. Zira kendi felsefesini yansıtmayı bilen bir adam fakat elinde olanla yükselmeye çalışmak yerine kendi tarzına uyan oyuncuları ister. Bielsa öyle değil, eldeki oyuncuları tarzına uydurabilir. Peki eldeki oyuncular Bielsa'nın oyun tarzına uygun mu? Yani geçiş oyunlarına, hızlı oyuna? Değil! Favre'ye de değil. Bu ikisinin oynattığı oyun bizim kadronun kolay adapte olabileceği bir oyun değil. Linnes, Carole adapte olur ama başka yok gibi. Ee Galatasaray transfer yapabilecek durumda da değil! Yani yangıncı tayfanın dediği gibi şu takımdan 15 oyuncu gönder 20 oyuncu al kafasına UEFA da izin vermiyor (ki iyi ki vermiyor çok sağolsun çünkü bu kafa seni hiç ileri götürmüyor, istikrarsızlığını, inançsızlığını arttırıyor, Trabzonspor gibi oluyorsun) Öyleyse eldeki oyuncularını yüceltebilecek. Onları hem bireysel olarak geliştirebilecek hem de onlara uygun bir sistem yaratıp takımı geliştirebilecek bir öğretmen hocaya ihtiyaç var. Bu hoca kim olur? Şenol Güneş tarzı bir hoca olabilir. Rudi Garcia olabilir. Emekçi bir adam olmalı. Galatasaray Chedjou'su, Hakan Balta'sı, Koray Günter'i, stoper Donk'u, Bilal'i, Jose'si, Selçuk'u, Emre Çolak'ı, Sneijder'i, Podolski'si ile bir pas takımı olabilir. Kadro leş deniyor hiç katılmıyorum. Emektar bir hocanın elinde yükselebilecek potansiyelli genç birçok oyuncusu var Galatasaray'ın. Koray Günter, Carole, Linnes, Jose Rodriguez, Emre Çolak, Sinan Gümüş 6 tane genci hatta dönerse Telles ve Bruma'yı, Muslera, Chedjou, Hakan Balta, Selçuk, Sneijder, Podolski 6'lısının yanlarına serp. 6 tecrübeli bankoyu destekleyecek 6+2(dönerse) genç de var. Öyleyse seneye hiç transfersiz de sağlam bir kadro neden kurulamasın?

Hatta 1 yıllık men cezasının üzerine 1-2 yıl transfer yasağı da gelse daha iyi olurdu diye düşünüyorum ben. Zira transfer yasağı gelmediği için yönetimin borcu eritip tekrar ceza almamayı sağlayabileceğine pek inanamıyorum. Yine sportif başarı hayaline kanıp transferin son günü bir bitik Cemali-Pandev ikilisi de bu yönetim bulur ve maaş+bonservis 15 milyon Euro gömer diye korkuyorum.

Transfer yasağı gelse ama Emre Çolak'a, Carole'a, Linnes'e, Koray'a, Jose'ye sahip çıkmak zorunda kalacaklar. Şimdi bizde taraftar da yönetim de basın da hep tüketmek, yok etmek, linç etmek üzerine. Hep diyorlar ki Emre'ye kaç kere şans verildi ne oldu? Ben de onu soruyorum ne oldu? Ne yaptı bu Emre? Ya bu çocuk bir Arda, Sneijder seviyesinde değil ama bu çocuk sana her oynadığında rotasyonda katkı sağlayacak seviyede bir oyuncu. Herhalde insanlar Emre'ye formayı verince hemen Sneijder, Arda performansı falan bekliyor. Yahu bu Emre'ye ne zaman forma verip rotasyonda değerlendirsen 11-12 sezonu olsun, geçen sezon olsun bu çocuk rotasyonda işlemiş. Prese koşmuş, asist yapmış, iştahını göstermiş ve rotasyonda fayda sağlamış. Ee bu çocuk maaş olarak da Anadolu takımı seviyesi için bile çok düşük paraya oynuyor. O halde daha bu çocuğu yok etmeye çalışmanın mantığı ne? Antalyaspor devre arasında Emre'ye GS'dan aldığının tam 2 katı maaş teklif etti. Anadolu'da bile GS'dan aldığının 2 katını çok rahat bulabilir. O halde bu çocuğu maaş yükü de yaratmıyorken bitirmek kime ne kazandıracak? Forma veriyorsun patlama yapmıyor ama katkı sağlıyor. Geçen sene ligin oynadığı süre başına en çok şut pası veren oyuncusu bu çocuk. Çünkü istiyor. Ön tarafta hareketli, sağa sola girip çıkıyor. Neymiş efendim instagramda kızlara yazıyormuş. Yahu bana ne? Sahada verimli oluyor mu? Oluyor. Aldığı paranın en az 2 katı top oynuyor mu? Oynuyor. Takım arkadaşlarına bir kötülük yapmışlığı var mı? Yok, Antreman kaçırıyor mu? Hayır. O halde özel hayatından bana ne? İsterse İnstagram'dan 10 tane kız tavlasın harem kursun, bana ne? Bu adamın kalitesi 10'üzerinde 7 ve 10 üzerinden 7'lik rotasyonla 1 milyondan aşağı oynamazken bu çocuk 500 bine oynuyor. Peki ben bunun kafasına neden sürekli vuruyorum? Ne zaman elimizdekine sahip çıkacağız? Ne zaman üreteceğiz? Bu topraklarda futbolcu yetiştirilmiyor demek de tamamen yalan! 90'lı yıllarda o kadar çok yetiştiriyorduk ki, Galatasaray, Trabzonspor ve Beşiktaş o kadar çok yetiştiriyordu ki Milli takıma Şifo Mehmet, Sergen gibi yeteneklerin giremediği oluyordu. Şimdi yetiştirmeyi bıraktık tüketmeye geçtik. Kulüp, yayın gelirleri birden artınca geliri artmasına rağmen daha beter borca girmiş! Komik değil mi? Senin 2 bin maaşın var atıyorum. Ben onu 5 bin yapıyorum ve senin geçimin daha da zorlaşıyor. Böyle birine aptal gözüyle bakarsın değil mi? Kulüpler bunu nasıl sağladı? Çünkü baktılar hazır para geliyor üretmeyi tamamen kestiler. Yemeği hep dışarıdan söylemeye başladılar.

Futbolun basit bir doğrusu var. Üreten kazanıyor, tüketen kaybediyor. Barcelona takımının neredeyse yarısı alt yapıdan çıkma. Parası mı yok? Sir Alex altyapıdan sürüyle oyuncu yetiştirdi, parası mı yoktu? Abramovich Chesea'ye servet yatırdı ama o zamanlar 23-24 yaşlarında olan Terry ile Lampard'ın yerine daha iyisini almak yerine onları yetiştirmeyi seçtiler. Salak mıydılar? Milan üreterek büyüdü, tüketerek küçüldü. Lyon zaten üretim konusunda ders diye işlenir. Büyük, orta, küçük ölçekli takımların hepsine bakalım. Biz Türklerin sandığı gibi şampiyonluk hava alanında mı yoksa antrenman sahasında mı kazanılıyor görürüz.

Onun için Galatasaray'a üretecek hoca gelmeli. Değer yaratacak hoca gelmeli. Şenol Güneş'in Emre Çolak'tan farksız görülen Oğuzhan'ı 2'ye 3'e katlaması gibi oyuncuların değerini 2'ye 3'e katlayacak hoca gelmeli ve bu sürekli oyuncuların değerini aşağı çekmeye çalışan basın, taraftar ve yönetimle nasıl mücadele edeceğini de iyi bilmeli. Peki, böyle hocalar kaç tane var? Varsa teknik direktör öğütücü Galatasaray'a neden gelsin? İşimiz zor.

3 yorum:

  1. süper ligin kendine has bir oyun şekli var ve bunu hakemler destekliyor.burda 50 defa yazdım.anti futbol genelde kazanıyor bu ligde.pas oyunu oynatmaya çalışan her teknik adam süper ligde toslar.net

    YanıtlaSil
  2. an itibariyle ligin en fazla faul yapan takımı fener.an itibariyle zirvede.

    konyaspor beşiktaş maçında 24 faul yaptı.turu atladı.an itibariyle ligde 3. sırada.

    bu ligin en önemli şifrelerinden biridir fauller.ersun yanal yugoslav faulü diye ün yaptı.düşün yani.bu ligin sırrı 3 melo ve ileride 3 forvet.geçmişte fener yaptı .emenike sow kuyt ile.

    pas oyunu falan hikaye.kaos futbolu kazanır bu ligde.net

    skibbe nin pas oyununu çok iyi hatırlıyorum aşırı sert futbolla durdurdular.skibbe paslarla goller atarken rıdvan dilmenin maç sonu yorumu şu oldu.rakipler döndürmemeli galatasaraylı oyuncular.sonra döndürmediler tabi.

    YanıtlaSil
  3. hatırlarsan anti futbol tabirini zamanında adnan polat ortaya atmıştı.skibbe nin pas futbolunu rakipler doğradığı için.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir